Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye'nin coğrafi konusu, bir Japonya'ya benzemiyordu. Her tarafı azılı, hırslı, emperyalist, zalim düşmanlarla sarılmıştı
"Fikirler imha edilemez."
Sayfa 140 - Ötüken Neşriyat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsanlık, gerçekleri söyleyen, kudretle söyleyebilen liderler, fikir ve san'at adamları ile ilerlemiştir.
Sayfa 144 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
Osmanlı saftır. Babasının suçu yüzünden oğlunun zarar görmesine çok üzülür. Böyle bir halt edeni çok ayıplar. İdam ettiği adamın oğlunu sadrâzam yapar ki, Osmanlı tarihinde hayli örneği vardır.
Ötüken YayıneviKitabı okudu
Haliç tersanesi, 137 savaş gemisini aynı anda tezgaha koyup bir kaç ay içinde indirmeye yeterli kapasitede, dünyanın en büyük gemi inşaat kurumuydu..
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Tarih, siyaset değildir. Tarihçi siyasi cereyanları tarafsız şekilde incelemeye alışmış adam demektir. Bu alışkanlığı edinemeyen, günün modasına göre söz söyleyen yazar, tarihçi değildir.
Sayfa 24 - Ötüken Neşriyat YayınlarıKitabı okudu
Donanmay-ı Hümayun denilen Osmanlı İmparatorluk donanmasının gemileri, her 7-8 yılda bir yenilenirdi. Bir tekneyi 8 yıldan fazla kullanmak kanuna aykırıydı. 17.yy ortalarına kadar her yıl 40 savaş gemisi ve ihtiyacı karşılayacak sayıda küçük gemi yapılırdı. 17.yy ortalarında bu kanun bırakıldı ve Türk donanması, eski önemini kaybetti.
Sayfa 128Kitabı okudu
Tarihin en klasik ve örnek imha muharebelerinden biri olan Mohaç’ta Macarların büyük kısmı muharebe alanında kaldı ve çoğu bataklıkta boğuldu. Kral İkinci Lajos, 7 piskopos, bütün büyük kumandanlar, bataklıkta boğuldu. Geri kalan 25.000 asker esir edildi. Muharebe göz açıp kapayıncaya kadar bitti. Düşman ne olduğunu bile idrak edemedi. Türkler 150 şehit ve bir kaç bin yaralı verdiler ve o kadar dikkatli hareket ettiler ki, hiçbiri bataklığa düşmedi. “Tarihte hiçbir savaş gösterilemez ki, Mohaç’ta olduğu gibi, bir tek muharebe, bu derecede kesin netice alabilsin ve büyük bir milletin bütün istiklâlini asırlar boyunca ortadan kaldırsın”
Sayfa 87 - pdfKitabı okudu
“Kaanûnî’nin Avrupa siyaseti, Yavuz’un İran ve Turan’a doğru olan siyasetini durdurmakla beraber, Charles-Quint devinin zuhuru, bu yeni siyaseti gerekli kılıyordu. Macaristan, bütün haşmetiyle, Türkiye ve Almanya-İspanya arasında sallantıda idi. Bu büyük devlete hâkim olabilecek devlet, yâni ya Türkiye ya Almanya-İspanya, Avrupa kıt’asında tamamen üstünlük elde edecek ve cihan imparatorluğu hâline gelecektir.
Sayfa 66 - pdfKitabı okudu
Reklam
Şâir, bestekâr, tanbûrî, neyzen, hânende, büyük hattat olan Sultan Mahmud, Mevlevî ve Nakşbendî idi. Arapça ve Farsçaya vâkıftı ve padişahlığında konuşulanı anlıyacak, fakat kendisi konuşamıyacak derecede Fransızca öğrendi.
. Bir Türk için, Fatih'in sevdiği her şey kutsaldı. .
Sayfa 42 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Milli ahlâk bu idi. Bencil değildi, geleceğe dönüktü. Şahsî değil, toplum içindi.
Sayfa 185Kitabı okudu
Çok çalışkan ve enerjik olan Sultan Mahmud, az uyu­maktadır. Meşakkat ve mahrumiyete ne dereceye kadar kat­lanabileceğini iki kışı Rami Kışlası'nın taş odasında yatarak ve gündüzleri sıradan albay gibi çamurlar içinde yeni or­dunun alaylarını talime çıkararak göstermiştir. "Ya Devlet başa, ya kuzgun leşe!", "Denize düşen yılana sarılır!" gibi sonradan atasözü haline gelen sözler, onundur.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.