Sen de mi çeşmeyi kurutup gittin
Yılkı atlarını yürütüp gittin
Rüya mıydı yoksa yağmurda yanmak
Toprağa düşerken gökte uyanmak
Gözlerim buzlara saplandı yine
Demek ki kar yağdı kirpiklerine
Şimdi bir ıssızda, yar başındayım
Ölümü sevmeni telaşındayım
Biraz cezbe katıp kalbin ahına
Varmalı Mansur'un kıblegahına
Şimdi sultanları sevdiren masal
Mihrican yurdunda mahrem ve kutsal
Yok artık hayalin sarmaşığında
Belki de bulunur ay ışığında
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~
Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!..
1
Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir...
Kitab-ı Aşk, İskender Pala
Bolca Rüveyda ve Erzurum...
Kim bu Rüveyda?
"Adını söylemek istemiyorum
Rüveyda dediğim zaman
Anla ki, senin için yürüyor kelimeler
Çığlığımın atardamarlarından."
Değil mi ki, içinde parlayan her yıldızın O elemli gecede kaydığı bir gök vardı Dirilmiştin bir şiir ikliminde ansızın
Heyhat, yine gönlünün çiçekleri sarardı
》Nurullah Genç Rüveyda'da en çok beğenilen şiirlerine yer veriyor. Yılların birikimi dizelerde yeniden dile geliyor.
》Kalemiyle tanışmayı kendime bir hediye olarak gördüm okuduğumda.
》Bir çok güzel şiir barındırsa da kitaba adını veren Rüveyda şiirinin nasıl ortaya çıktığını bir yerde okudum. Şairin sevincidir, hüznüdür, ağıtıdır Rüveyda...
.
Neden sararıyor geçtiğim yerler
Elimin değdiği her şey mustarip
Bu kadar mı zormuş yürümek sana
Hangi gece, nerde uyursam, garip
Yine aynalarda uyanıyorum
.
Değil mi ki, içinde parlayan her yıldızın
O elemli gecede kaydığı bir gök vardı
Dirilmiştin bir şiir ikliminde ansızın
Heyhat, yine gönlünün çiçekleri sarardı
Değil mi ki, içinde parlayan her yıldızın
O elemli gecede kaydığı bir gök vardı
Dirilmiştin bir şiir ikliminde ansızın
Heyhat, yine gönlünün çiçekleri sarardı