"Canım" diye hitap edeceğiniz birisi. On yıl, yirmi yıl, belki de otuz yıl ötelerde kalmış. Mektup
yazsanız adresi yok. Öğrenmek isterseniz yeri, yurdu belli değil. Daha kötüsü sağ mı, ölü mü
bilmiyorsunuz.
"Babasının yirmi beşinci kızı
benim üçüncü karım,
gözlerim, dudaklarım
TARANTA - BABU.
Sana bu
mektubu
içine yüreğimden başka bir şey komadan
yolluyorum
Roma'dan.
Bana darılma sakın
şehirlerin şehrinden sana gönderecek
kendi yüreğimden daha akla yakın
bir hediye
bulamadım
diye."
Hangi taşı kaldırsam / Anamla babam / Hangi dala uzansam / Hısım akrabam / Ne güzel bir dünya bu / İyi ki geldim / Süt dolu bir torbayla / Şöylece çıkageldim / Kime elimi verdimse / Döndürüp yüzümü baktımsa / Kısmet kapıyı çaldı / Kör pınara su geldi / Ben şakıyıp durdukça öyle / Gülün kokusu geldi / Bebesi olmayana / Bunalıp da kalmışa / Acılarla
Cavid Bey, cezaevinde bulunduğu dönem içinde eşi Aliyye Hanım’a her gün mektup yazmış ve yaşadıklarını anlatmıştı. Satırlarında kimi zaman hasret, kimi zaman da şikâyet vardı. 34’ncü mektubu oğlu Osman’a olan özlemini dile getiren satırlarla doluydu: “... Yemekleri yine hafif yiyorum. Dün peynirsiz bir makarna ile kuzu külbastı... Pek az. Osman’ın
"Recep Peker Hapı Yuttu", "Kazıklı Resmi Tazim" başlıklı yazılardan başka "Hakkınızı Helal Edin Dostlar" başlığıyla Markopaşa'nın birinci sayısında "Şakalar" köşesinde yazılanlar yeniden verilmiş. Bir başka yazı da "Nasıl Girer" başlığını taşıyor. Okuyalım. 1947 yılında yazıldığını düşünerek son
Alibaba'nın bu sayısı ile Markopaşa'nın 1.dönemi kapanacaktır. Bir yılı az geçen bu dönemde Markopaşa 23, Merhumpaşa 4 , Malumpaşa 5 ve Alibaba 4 sayı çıkabildi. 55 haftanın 36'sında çıktığına göre, 19 hafta gazete engellerle karşılaştı, yayımlanamadı. Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de içeriye girdi. Gazete üzerinde hükumetin, sıkı yönetimin,
Alibaba'nın bu sayısı ile Markopaşa'nın 1.dönemi kapanacaktır. Bir yılı az geçen bu dönemde Markopaşa 23, Merhumpaşa 4 , Malumpaşa 5 ve Alibaba 4 sayı çıkabildi. 55 haftanın 36'sında çıktığına göre, 19 hafta gazete engellerle karşılaştı, yayımlanamadı. Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de içeriye girdi. Gazete üzerinde hükumetin, sıkı yönetimin,
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur.
Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3
Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
Hayat nedir ? Yaşamak sadece nefes alıp vermek mi yoksa yaşadığını hissetmek mi? Yaşamda mutluluğa nasıl ulaşırız? Peki mutluluk kırıntısını kaybeden biri yaşıyor mudur?
Aslında bu soruların cevabını biliyoruz. Fakat uygulama kısmında zorlandığımızı düşünüyorum. Dertler, sıkıntılar, mutsuzluklar üst üste gelince yaşam sadece akıp gidiyor. Ve
"Canım" diye hitap edeceğiniz birisi. On yıl, yirmi yıl, belki de otuz yıl ötelerde kalmış. Mektup yazsanız adresi yok. Öğrenmek isteseniz yeri, yurdu belli değil. Daha kötüsü sağ mı, ölü mü bilmiyorsunuz.
Babasının yirmi beşinci kızı
benim üçüncü karım,
gözlerim, dudaklarım,
----------TARANTA-BABU.
Sana bu
----------mektubu
içine yüreğimden başka bir şey komadan
yolluyorum