Kırmızı Pazartesi gibi sonu başından belli olan bir roman Işte Böyle Oldu.
Kocasını öldüren bir kadının ki ismi yok bu eylemi gerçekleştirdikten sonra gittigi bir parkta otururken geçmişini düşünmeye ve sorgulamaya başladığı esnada biz de bu sonuca götüren olayları okumaya başlıyoruz.
Kocası, arkadaşı, kuzeni Francesca,Giovanna, anne ve babası kısacık romanda çok iyi cizilmis .
Öğretmen olan kadın kendisinden yaşca büyük olan ama kendisine aşık olmayan bir adamla sırf kendisi çok istediği ya da sığınacak bir limana ihtiyaç duyduğu için evlenir. Bir süre sonra büyük bir hata yaptığını anlar ama iş işten geçmiştir artık. Köprüden önce son çıkışı kaçırır. Halbuki karşısına bir sürü fırsat çıkmıştır. Ataletsizligi çok güzel anlatıyor roman.Basiret bağlanması da diyebiliriz.
Natalie Ginzburg'un daha önce Bütün Dünlerimiz adlı romanını okumus, çok beğenmiştim. O bundan daha iyi idi. Zaten yazar da aynı şeyi söylüyor:"Bu romanı yazarken çok mutsuzdum."demiş.Zira eşi ikinci dünya savaşında öldürüldükten sonra bu romanı yazmış.
Su gibi bir anlatım bir oturuşta bitecek bir kitap. Ama bence Ginzburg okumaya Bütün Dünlerimiz ile başlanmalı