Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Tanpınar; varlığı bir dert yokluğu yara...
Geçtiğimiz günlerde internette Hasan Ali Öztürk isimli bir gazetecinin köşe yazısını okudum. Tanpınar ile ilgili şöyle söylüyordu. "Tanpınar okumuş olmakla okumamış olmayı, yetmişli yıllarda dilimize pelesenk olmuş bir şarkının, "para" eklentili, "varlığı bir dert yokluğu yara" sözüyle yakın görüyorum nedense. Öyle ki
Selam. Bu ay okuduğum bir diğer eser Güray Süngü'nün Mehmet'i Sakatlayan Serçe Parmağı oldu.
Kendine has üslubu ile her defasında şaşırarak, hüzünle okuyorum yazarın eserlerini.
Kitapta yine bir esas karakterin bu defa Mehmet'in hayatına dair kesitleri görüyoruz.
Annesinin ilgisizliği, babasının güvensiz ve yetersiz oluşu
“İman edenlere karşı düşmanlık yönünden insanların en şiddetlisi olarak Yahudileri ve Allah'a ortak koşanları bulursun.” (Maide 82)
Rousseau insanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağı olarak bir sürü şey saymış. Bence bu aralar tek bir cevabı var.
Ona göre bir tanesi yaşlılıkmış mesela.
“Elbette onları insanların hayata en hırslı, en düşkün
Okuyuuunnn!!
..
Para , para , para
Varlığı bir dert yokluğu yara
..
Aklımda ve dilimde bu nakaratla okuyup bitirdiğim bence ders niteliğinde bu kısa ama derin eserin incelemesiyle geldim bitirir bitirmez. (Sıcağı sıcağına yapılan incelemeler daha bir candır bence).
Kazuo kızı ve eşiyle mütevazi bir hayat yaşarken bir gün kardeşinin (böbreğini satsa bile ödeyemeyeceği) borcunu üstlenmek zorunda kalır . Tahmin edersiniz ki bundan sonraki hayatı tepetaklak ; kedisiyle beraber dımdızlak bir şekilde kutu gibi bir evde yaşamını idame ettirmeye çalışıyor( sevgili ailesine anca borcunu ödeyince kavuşabilecektir kendi isteğiyle onları uzaklaştırır). Derken bir gün , ısrar üzerine oynadığı piyangodan büyük ikramiyeyi kazandığını ve artık " milyon dolarlık adam" olduğunu öğrenir. Bu haber üzerine afallayan Kazuo ; "tamam borcu öderim de sonrasında kalan parayla ben ne yapacağım" düşüncesine dalmışken aklına üniversiteden çok guvendiği bir dostuna danışmak gelir veee...
Sonunda " para özgürlük müdür yoksa bir pranga mıdır" sorusunun cevabını bulacağımız macera bence öyle bir hayat dersi veriyor ki biz okurlara!!
Velhasıl ksta sanatçı Şener Sen' in Milyarder filminde canlandırdığı Mesudiyeli Mesut karakterinin macerasına da tanık oluyorum izlenimi veren Japon Edebiyatının önemli temsilcilerinden olan yazarın bu son eserini okuyun , okutuuuunnnn!!
Para, para, para
Varlığı bir dert yokluğu yara
Paraya savaş açan adamın hikayesi. Zaman zaman sinirlendirse de sonunda bir tık nihayet be adam dedirtti sevgili Gordon. Yaşamak için zorunlu olan paraya karşı yenileceğini bile bile savaş açmak ne derece doğrudur tartışılır tabi. Aslında başarılı olabilecek ana karakterimizin Oblomov’luğu beni benden aldı. Aslında bu Oblomovluk üşengeçlik değil ana karakterimizde. Sadece SAVAŞ. Benliğine aykırı olan her şeye karşı SAVAŞ. Savaşın getirdiği yaşama istemsizliği.. Okunmaya değer bir eser olmuş.
Var Olan Annenin Yokluğu
“Hayatta çok az deneyim annelerimize duyduğumuz hisler kadar derindir.” sözüyle kitabın girişini yapan Jasmin Lee Cori, lisanslı bir psikoterapisttir. Uzmanlık alanı çocukluk döneminde kötü muamele görmüş ya da ihmal edilmiş yetişkinlerdir.
Anne; doğuran, bakan besleyen, sevgi verendir. Peki ya doğurup bakıp besleyip hatta sevgi verdiği halde
"Bir iyilik yapmaya bir kötülük yaparak baslanamazdi."
Annemin meşhur lafı vardır; "ne oldum deme ne olacağım de." Ben ne oldum ne de oluyorum o yüzden ikisini de demiyorum ama bunun konumuzla alakası yok.
Meslek, kariyer ve maddiyat olarak belirli mesafeleri aşmış, artık emeklerinin karşılığını alıp , bacak bacak üstüne atarak emekliliğin tadını çıkarıp, torun torba sevecekken, çok büyük sağlık sorunu ile karşı karşıya kalan bir kadının son zamanlarını nasıl değerlendirmeye çalıştığını akıcı bir şekilde anlatıyor kitap.
Yazarın kalemini, yormadan, sıkmadan anlatımını begenmekle birlikte, konunun ülkemiz için çok ütopik olduğunu düşünüyorum. Neden derseniz; 4 kişilik çekirdek ailede ülkemizin tasvip etmediği tüm unsurlar var. LGBT, evlilik dışı ilişkiler, yasak aşklar... Olmayan tek şey, "varlığı bir dert yokluğu yara" olan; para
Parası olan kaç kişi de mirasını bir vakfa aktarır ki. Bir elin parmaklarını geçmez sanırım. Ama iyi ki böyle güzel insanlar var. Allah onlardan razı olsun.
Geliri, "Anadolu'da Bir Kızım Var," projesine aktarılacak #cikis kitabınin yazarı #selimhacisalihzade yi de bu erdemli davranışından kaynaklı çok tebrik ediyorum.
Peki size bir soru; "Hastalıklar karşısında ne kadar metanetliyiz? Emeklilik hayalleriniz neler? Hadi yorumlarda buluşalım
#servetyayinlari
Para para para
Varlığı bir dert yokluğu yara..
Kitap kapitalist düzene ve paraya "kendince" savaş açmış Gordon'ın hayatını anlatıyor.
İç bunaltıcı ve depresif bir kurguya sahibiz. Gordon hayattaki tüm ilişkileri, başına gelen yada gelmeyen her şeyi paraya bağlıyor ve karakteri o kadar ikircikli ki okurken sizi çok zorluyor. En azından bana öyle oldu.
Siyasi görüşler yada ekomomi felsefesi hakkında derin bilgilerim yok ve olmasını da istemiyorum. Basit bir insanım, basit mutluluklarım var, belki cahil mutluluğu denebilir. Bu sebeple Gordon karakterinin tezine anti tez üretecek, eleştirecek yada onu destekler bir fikir öne süremiyorum. Sadece bu karakterin uçlarda ki tavrı, kadınlara yaklaşımı dünyayı tek bir düzlemden algılayışı beni rahatsız etti. Yazar bunu amaçlamış olabilir bilemiyorum.
Sonuç olarak kitap bende bir his uyandırmadı yada etkilemedi. Orwell'in okuduğum dördüncü kitabı bu ve en az sevdiğim olabilir sanırım. Yazara başlangıç için tavsiye etmiyorum.