KADER-Zeki Demirkubuz (2006)
''Geçen gece çocuk hastaydı. İlacı bitmiş. Almak için dışarı çıktım. Sağa sola saldırıp nöbetçi eczane arıyoruz. Birden durup dururken içim cız etti. Bi baktım gene aynı karın ağrısı. Öyle özlemişim ki seni. Dönerken bir meyhane gördüm, bi içeri girdiğimi hatırlıyorum bi de rakıya yumulduğumu. Arkasından en az dört cigaralık. Sonra gözümü bi açtım karşıdan karlı dağlar geçiyor. Bi daha açtım, başımda bi çocuk. ''Kalk abi'' diyo ''Kars'a geldik.'' Otobüsten indim yürümeye başladım. Dedim ''Allahım nerdeyim ben burası neresi?'' Sonra güç bela burayı buldum. Kapının önünde durup düşündüm. Dedim ''Bekir bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü. Bu sefer de geçersen bir daha geri dönemezsin. İyi düşün'' dedim. Düşündüm, ama olmadı, dönemedim. Sonra ''Bak oğlum'' dedim kendi kendime. ''Yolu yok, çekeceksin, isyan etmenin faydası yok, 'kader'in böyle. Yol belli, eğ başını usul usul yürü şimdi.''
208 syf.
·
Puan vermedi
·
31 günde okudu
288 - Hasan’ın ihtiyacı olan şey gitmekmiş başta. O da gitmiş. Öylece bırakmış gitmiş hem de Alexander Supertramp gibi. Yani, neredeyse. Türkiye’de ne kadar yabana yolculuk yapılabilirse o kadar yapmış. Bu kadarı ona yetmiş aslında. Dedim ya, ihtiyacı olan gitmekmiş. Gitmek ve içe dönmek, giderken kendini dinlemek. Eh, tüm yol boyunca sadece
Hayata Yolculuk
Hayata YolculukHasan Söylemez · Hayy Kitap · 2015377 okunma
Reklam
200 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
M4NM adı altında müzik yapan RSPC nin isminin bu kitaptan geldiğini öğrendiğimde merakımı uyandıran bir kitaptı, sevdiğim bir yayıncının da önerisi sonrasında satın almaya karar vermiştim. Öncelikle kitabın isminin çevirisi biraz yanıltıcı. Direkt bakıldığı zaman uzay ile içli dışlı bir hikayeymiş gibi duruyor ancak olay tamamen kitabın arkasında da bahsedildiği gibi aslında uzaylıların(?) dünyayı yol kenarında bir piknik alanı gibi kullanıp çöplerini de unutmaları ve bu çöplerin de insanlar üzerinde merak uyandırması üzerine dayanıyor. Kitabın ana karakteri de bölgeden parçalar kaçırıp satan ve bu şekilde para kazanan bir Stalker yani iz sürücü gibi bir şey. Stalker kelimesini de ilk olarak Strugatski kardeşler tam bu anlamıyla kullanıyor ve Stalker filmi ile meşhur oyun serisi de bu kitaptan esinleniyor. Stalkerların Bölge'deki parçalara kendine ait jargonlarıyla isim veriyorlar. Bunlar "Zamazingo", "Kara boncuklar", "Cadı jeli" gibi çevrilmiş. Çeviri olmasına rağmen okuyucuyu o atmosferin içerisine sokmayı başarmış. Kitapta benim en çok hoşuma giden bölüm Noonan ile Valentine arasında geçen ziyaretin nedeni ile ilgili diyaloglar oldu. Hatta bu diyaloglar hikayenin climax'i diyebilirim. Her ne kadar sonu beklediğim gibi bitmiş olmasa da beni çok hayal kırıklığına uğratmadı. Hikaye kurgusu ve karakterler oldukça özgün. Uzun uzun sıkıcı cümleler ve kafa karıştıran diyaloglar yok. Bir oturuşta okunacak bir kitap bile denilebilir. İlk defa bilim kurgu okuyacak birini tatmin eder mi bilmiyorum ancak okunur mu? Kesinlikle okunur.
Uzayda Piknik
Uzayda PiknikArkadi Strugatski · İthaki Yayınları · 20181,193 okunma
Eve Giderken
Kızılcıklara gece çöküyor, Dağ devriliyor sanki güneş. Ah yaman sevdalar tepelerinde, Kızılcıkları koparmasınlar. Memleketten kaçıp gelmiş kuşlar, Vurulmuş sınırlarda. Mezarlarında cennet açılıyor,
Garip bir yolcuyum dostum, gerçekten garip. Yük olarak sadece anılar varsa, gümrük vergisi ödenir mi? Oysa bugün her birimiz, köşe bucakta, yol kenarında bitmiş ağaçlar gibi yalnızlığımızla yaşıyoruz.
Sayfa 86 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Atatürk öldü diye ağlayıp sızlamak, O’na ağıtlar yakmak da hiçbir şey kazandırmaz bize. Atatürk’ün ölümüyle her şeyin bittiğini, Atatürk olmadan Türkiye’nin kalkınamayacağını sanmak da, buna inanmak da bir hatadır, bir yanılgıdır. Atatürk’ün ölümüyle her şey bitmiş değildir. Türk halkı, Atatürk olmadan da, O’nun yaşamda en gerçek yol gösterici saydığı bilimin yolundan giderek kalkınacak, çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkacaktır mutlaka.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.