Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yonca Dalgın

Yonca Dalgın
@yoncadalgin
"... bu oyunlardan usandım... Gerçek biri olmak istiyorum senin için... Oysa sen, yanlız kafandakilerle ilgilisin."
Reklam
"De ki aynaya bakmışız, orada resmimiz kalmış! Unutmuş ayna bizi."
Yılan gibi kıvrılan ve aslanın ensesine doğru yaklaşan kuyruk çok etkileyiciydi. Yılan gibi kıvrılan kuyruk. Kendi kendini zehirleyen öz varlık. Insanın tanımı. Şeytanın, insanın ta kendisi olduğu.
Sayfa 122

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güzel olacağı kabul edilen şeyler, salt olabilirliği düşünülerek yürekte beslenir. İnancın güzelliği kisisel dünyaya bağlı oluşundandır. Oysa kişisel dünyadan uzaklaştıkça, insan kendine dışarıdan baktıkça akıl düzeninden kuşkuya kapılır.
Sayfa 37
Reklam
Fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni Böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni Ben bu sözden dönmezem devr eyledikçe nüh felek Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni Bend-i peyvend-i dilim ebrû-yı gaddârındadır Rişte-i cem’iyyetim zülf-i siyeh-kârındadır Hastayım ümmîd-i sıhhat çeşm-i bîmârındadır Bir devâsız derde oldum mübtelâ sevdim seni Ey hilâl-ebrû dilin meyli sanadır doğrusu Sûy-i mihrâba nigâhım kec-edâdır doğrusu Râ kaşından inhirâf etsem riyâdır doğrusu Yâ savâb olmuş veya olmuş hatâ sevdim seni Bî-gubârım hasret-i hattınla hâk olsam yine Sıhhatim rûh-i lebindendir helâk olsam yine Tîğ-i gamzenden kesilmem çâk çâk olsam yine Hâsılı beyhûde cevr etme bana sevdim seni Gâlib-i dîvâneyim Ferhâd u Mecnûn’a salâ Yüz çevirmem olsa dünya bir yana ben bir yana Şem’ine pervâneyim pervâ ne lâzımdır bana Anlasın bîgâne bilsin âşinâ sevdim seni
Çoğu zaman insanlar, hatta caniler bile, haklarında verdiğimiz hükümlerden çok daha temiz ruhlu olurlar. Biz de öyle değil miyiz?
Yaralı kuşlar gizlenirler ölmek için Öte dünyanın karanlığında huzur bulsun insan
II. Abdülhamid, II. Mahmud'dan önceki atalarının yönetimlerine dönmüşe benzer. II. Mahmud, Abdülmecid ve Abdülaziz gibi hükümdarlar, kendi halkının arasına karışan ve devletin meşruiyetinin kişisel bir tezahürünü sunan modern halk hükümdarı rolünü oynamışlardı. Abdülhamid'in amacı, kendisinden önce hükmeden seleflerinin tersine, ama bir ölçüde atalarına benzer bir şekilde, adeta görülmeksizin, "iktidarın titreşimlerini" yaymaktaydı. Bu nedenle Abdülhamid'in halkıyla ve dış dünyayla olan iletişimi, bir simgeler dünyası aracılığıyla gercekleştirilmeliydi. Bu simgeler neredeyse tümüyle İslami motiflere dayanıyordu...
Reklam
19. yüzyıl standartlaştırılmış merasimler dönemiydi... İhtişam ve gösterişin devletler arasında bir rekabet biçimine dönüştüğü bir dünya bağlamında saltanat ve hilafetin simgesel dilinin yeniden canlandırılmasından başka bir şey değildi. Bu, Osmanlı ve Japonya gibi ön sırada yer alamayan devletler açısından özellikle önem taşıyordu.
Sayfa 29
Her mücadele önce zihinde kazanılır. Ama zihinsel süreç tabii ki bir ön koşuldur, daha doğrusu gerekli koşuldur ama yeterli değildir. Ayrıca kazanma azminin doğru yönlendirilmesi gerekir. Koşulları hesaba katmayan savaş azmi çoğu zaman yenilginin en kestirme yoludur.
Eğer bir saldırıya maruz kalınmışsa, bununla başa çıkmak için birden fazla plan olmalıdır. Eğer tek bir plana saplanıp kalırsanız, hasmınızın bunu keşfetmesi ve esnekliğinizi kısıtlayıp insiyatifi ele alması kaçınılmaz gibidir. Her mücadele alternatif gerektirir. En kötü durumda bile durup savaşmak, çekilip savaşmak gibi alternatiflerin mutlaka bulunması, uygulanmasa dahi karşı tarafın bunları hesaba katmaya zorlanması gerekir. Böylece hasmın beklediği hareketi yapmak ve dolayısıyla yenilgiye katlanmak zorunda kalınmaz.
Çünkü geçmiş zaman unutuştur, gelecek zaman ise doğmamış unutuş. Bunların birbirinden farkı yoktur. Insan daima unutur. Yapabildiği tek tanrısal eylem, hatırlamaktır.
Sayfa 212Kitabı okudu
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.