Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Koyu bir hüznün aydınlık yarınlarına sesleniyorum Attığım kulaçların haddi var hesabı yok Bildiğim yollar bilmediklerine çıkarken Dirayet timsali zihnim aklımı selim tutmaya çalışıyordu Düşünce hızım konuşmamdan hızlıydı Enerjimin katmanları mitokondirileriyle sekronize Bir tat,bir doku bir ruh ne aranıyordu? Bilinmezlik girdabı masumca beni içine çekiyordu Yorduğum hayat sıra kendisine gelmişcesine yormaya hazırlanıyordu Nasıl kıyardı? Hırçınlaştırırdı öfkesine yenilenleri Sakinlik bir meziyetti Bana verilmemiş olan başkalarına ise hediye edilen bir armağan Yanıma bıraktığım boş koltuk artık silik ve yorgun Hevesi de yok birikmiş gölgeler Yanıma düşürdüğüm gölgem şeffaf ve parlak Bir dilek tuttuk yarınlara İnce bir sızı kapanıyor artık Çektiğim sürmeler artık yazgıma Silemesin kimseler kendimden başka ... 16/10/2023 Pınar PEKĞÖZ
Rüyamda gördüm seni
Dün gece rüyamda gördüm ben sizi İkimiz sahilde berabermişiz Enginde soluyan yorgun denizi Saran ufuklara ruh olmuşuz biz Ak benekli siyah tülüyle gece Alırken bir solgun günü koynuna Gözlerin mahmurdu senin gizlice Bir bûse kondurdum güzel boynuna El ele gülerken her şen yıldıza Saadet çok uzun sürecek sandım Hayat dediğimiz o fettan kıza Aldanmak isterken birden uyandım Şimdi ne gece ne deniz ne de siz Görmüyorum artık o nurlu yeri Elemle inleyen kalbimde yalnız Biçâre şiirimin kafiyeleri Nazım Hikmet RAN
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Hoş geldin yeni yaşım, güzelliklerinle gel :)
Cemal Süreya' nın da dediği gibi: " Sadece yorgunum. Ne küs ne yalnız ne aşığım." Fiziksel bir yorgunluk değil bu kalbim yorgun, ruhum yorgun. İyi niyetimin defalarca kez suistimal edilmesinden, insanların beni işi düştüklerinde bilmelerinden yoruldum. Sürekli dinlemekten, sürekli kendi yüküm bana ağır gelirken başkalarının yükünü
MARIENBAD AĞIDI' ndan
Goethe 74 yaşındayken, 19’unda bir genç kızı Ulrike’yi sever. ağzından yazdığı, şimdiki ruh halini şaşırtıcı bir biçimde ifade eden aşağıdaki dizeleri koyar. Bu şiir reddedilmesi üzerine duyduğu üzüntüyü yansıtır. Goethe şiiri 5 eylül 1823 yılında Cheb'ten Weimar'a giderken yazmaya başlar, 12 eylül'de yolculuğunun bitmesiyle
Beden ve Ruh
"Yorgun bir beden ile baş edilebilir fakat yorgun bir ruh, bu başka bir şeydir..."
Reklam
İnsan kendisi ile vedalaşabilir mi?
Yoruluyorum. Gençlik denilen yanılsamanın ne gücünü ne de güzelliğini hissediyorum. Yazmak istediğim o kadar şey var ki. Neleri ertelemişim ve nelere geç kalmışım... Zayıf ve güçsüz görünmemek için, ruhumun yaşadığı ızdırapları görmezden gelip, bedenimin çürüyüp gidişine seyirci olmuşum. Ancak ruhum çoktan vedalaşmaya başlamış. İnsanoğlunun kendi vedasını inkar etmekte ne kadar ısrarcı olduğunu yeni anlıyorum. Aynı zamanda bu bedene hapsolmuş çaresiz ruhumu, zihnimi suçlayarak yine en büyük kötülüğü kendime yapıyorum, sesi çıkmıyor diye ne kadar üstüne gidiyorum öyle. Bu durdurak bilmez vicdansız, merhametsiz yanımla başka bir insan tanıştı mı bilmiyorum. Çünkü kimsenin beni nefs olarak hatırlamasını istemem. Umarım hatırınızda ruh olarak kalmayı başarabilirim. Ya da siz nefsinizi bir kenara bırakıp ruhunuzla hatırlayabilirsiniz beni. Artık bir önemi olmasa da, sizleri nefsimden korumak adına hayatımdan ve gençliğimden ödün verdiğimi bilmenizi isterim. Çünkü kimi nefsimden korumaya çalıştıysam nefsimi karşıma aldım ve onu zaptetmek adına ruhuma derin yaralar açtım. Çoğu zaman haklı olduğu halde nefse karşı gelmenin ne kadar güç, inanmayıp görmezden gelmenin bile bile gözünü kör, onu duymamaya çalışmanın aleme ve kötülüklere sağır olmak olduğunu bilmiyorsanız daha mutlu olurum. Çünkü bunları bilmiyorsanız ne bu kadar yorgun ne de ölümle baş başasınızdır… m.c.d Eylül 2021
Bugün okuduğum ruhuma ilaç olan yazı
Elemde bir lezzet varsa eğer, bu en çok ayrılık eleminden yorgun düşmüşlere yakışır. Vuslatta değil aramaktadır o lezzet, bulmakta değil kaybolmaktadır. Aramayan kaybolmaz, kaybolmayan bulunmaz. Dünya birbirini arayan ruhlarla dolu. İki satır konuşabileceğimiz, gülüşün ve hüznün kıvrımlarında birlikte kaybolacağımız sahici insana susamış durumdayız. Göğe aynı aşkla bakabileceğimiz, etten ve kemikten olduğu kadar acıdan ve gerçekten yapılma soylu ruh arkadaşları. Onunla yürürken ve ona yürürken kaybolmaktan korkmadığımız, kalplerini kendimize pusula bellediğimiz, maceramızı yüzlerinde seyrettiğimiz, hayatlarını birbirimize tanık kıldığımız dostlar. Şu kalabalık dünyada ancak birbirimize iltica etmekle serinlediğimiz yol ehli. Kalbini dosta açan, mucizelere de açar. Sen bir insan arıyorsun. Yüreğin sızısını ve varoluşun ürpertisini yüklenecek bir arkadaş. Ruhun uçurumundan aşağı birlikte kendini boşluğa bırakacak bir yaren. Istırap meyhanesinde kalp tokuşturacak bir sarhoş. Aynı hamurdan ve aynı çamurdan yoğrulduğun parçanı arıyorsun. Hayır, bir öteki aramıyorsun. Öteki biziz. Her birimiz maceramızı anlatacağımız ve macerasını dinleyeceğimiz, gönlünü gönlümüze, kulağını kalbimize, yarasını yaramıza bitiştireceğimiz halden bilir bir kimse arıyoruz. O kutlu mağara arkadaşını arıyoruz. Sen gönlü kırıkların türküsünü çığırmakla onları çağırıyor, yağmur almış ağaçlara tüneyen kuşların şarkısını şakımakla onlara varlığını duyuruyorsun. Dünya bir ezgiyle dönüyor ve vardığın her yerde soruyorsun : ‘Buraya kanatlarıyla gelmiş birisi var mı?
Kemal Sayar
Kemal Sayar
Yaşamın bir ritmi var Nabzını saymaktan vazgeçmediğim Yükselip alçalması seçtiğin renklerin koyuluğunda Hangi frekansta yaşamak istediğimi belirlediğim Spektrum aralığında yaşamımı seçtiğim Gözyaşlarım yarışıyor sağanak yağmurlarla Esintisini sevdiğim rüzgar türbini ruhumla Gül sarılı parmaklarım firar ederken dikenlerinden Koşar adım
Gül ve Kül
Gökhan Özcan,Ruh Yordamı kitabına şu cümlelerle başlamıştı; "Aslında herkes ne yaparsa, ben de onu yapıyorum. Hayatın ikircikli hikayelerinde zorlu roller alıyorum." Benim bu hayattaki zorlu rolümü..ikilemimi en güzel bu kelimeler anlatıyor..Gül ve Kül. Bu iki kelimeyi yan yana ilk kez duyduğumda yine böyle bir Ramazan demleri fakat
Reklam
Elvan Yurdu
Ne bahardır insanı sevindiren Nar tanesi gibi gönül beğendiren Bir ruh gibidir aşinaya kalp Bigane kalmış iki varlık Havva'nın elinden Ne ruh koşar adem oğluna Babalar yatar bir namus uğruna Gönül gözü açılmış secde eder Uğruna dökülen bir makber taşına Ağlamaya mahal yok,sinemiz yorgun Bir misali güldür de dikenine aman yok! İhtar almış gönülden,sürgün yemiş bedenden Göç etmiş bir dededen kimseye hayır yok!
1.049 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.