Akif merhuma seslenebiliriz:
"Bir canlı izin varsa şu toprakta, silinmez!"
Hayatın, mücadelen ve ölümün boşuna ve sessiz değil. Diriliş çığlığı olarak tüm gönül ve kulaklarda çınlamaktasın.
Sen "toprağa verilirken henüz duvarlara tutuna tutuna gezen çocuklar"20 ve daha doğmamış olanlar aradan geçen yaklaşık doksan yıl içinde Asımın nesli mensupları olarak senin sesinin peşinde yürümeye -ağır aksak da olsa- de- vam etmektedirler.
Safahat, senin ümmet coğrafyası ve fotoğrafının tü münü gören ve değerlendiren mümin feråsetinin silinmez ve belgesel nitelikli bu toprakta bıraktığın derin izin, yük- sek ve etkili sesindir. Tarihte namin, dillerde adın, yürek lerde yâdın yaşayacak, memleket ufuklarında marşın oku- nacak, ruhun fatiha ve rahmetle anılacaktır.
Biz senin sessizliğini çığlık, çığlığını diriliş çağrısı olarak niteliyoruz, İnşallah değerlendirmek de nasip olur bir gün diyor, o günün "yarından da yakın olduğu müjdeni ve dileğini hem seslendiriyor hem de "amin" diyoruz.
Seni "Allah'a çağıran, çağrısıyla uyumlu güzel işler yapan ve 'ben müslümanlardanım' diyenden daha güzel sözlü kim vardır?" âyet-i kerimesi kapsamında tanıyor, selamlıyor ve Yüce Rabbimizden sana gani gani rahmet diliyoruz.
Dışarıda fırtına yüklü havalar
Rüzgar nasıl esiyor canım
Nasıl esiyor rüzgar
Başımın üstünde bahar çağrısı
Sevdaya benzer çılgın bulutlar
Bir de şu bizim erkenci kuşlar
Yare selam edin olur mu dostlar
Özlem gözlerimde uzak yıldızlar
Ellerini tutamam tel örgüler var
Kavgada büyütülmüş sevgilerdeyiz
Kelepçem bırakmasın gülüm, ne çıkar?
Bu yürek seninle bin zeybek oynar.
Nasıl koruk, güneşin sıcak etkisi altında tatlanır ve bal hâline gelirse; insanların ekşi ve buruk tadları da Mevlânâ gibi yürek ısıtan, insanlığa hayat veren canlarla tatlanabilir.
İsrailin yaptığı soykırımı hala destekleyen kurum firma sendika cemiyet iş dünyasının tanınan markaları ve insanları, Avrupa da insanlar Filistin için tek yürek oldu, ABD de insanlar hükümete karşılık eylemler ateşkes çağrısı yaparken bu firmalar kör ve dilsiz acziyetimi yapıyor, bu kadar insan Filistin de yapılan zülme tepki gösteriyor ama para için kendini satanlar İsraile arka çıkıyor mühim değil satılanlarla işimiz yok bizim........
Bitmedi o büyük hasret ve kalp ağrısı
Üç fidan ile Kızıldere yürek çağrısı
Ser verip sır vermeyen ihanet yargısı
Gelenek tohumu ve direnme sancısı bitmedi
Kayıp giden yıldızlar vardı önlerinde
Onlar ihanet emzirmeyi hiç öğrenmedi
Her biri
Ölümü ayrı ayrı ölümsüzleşerek yendi
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir.
_Vücudun merkezi de başta
"...Yürekler çıkar anlaşmazlıklarıyla kırıldı; kudurmuş bir hırs hepsini örseledi; kıskançlık bütün yürekleri kemirdi; alçaklar, irinli yaralar sardı her yanlarını... İnsanların hepsi hasta, yaşamaktan korkuyor; sisler içinde şaşkın şaşkın dolaşan bir halleri var... Herkes yalnızca kendi acısını hissediyor. Derken içlerinden birisi çıkıyor, yaşamı aklın ışığıyla aydınlanıyor ve onları uyandırıyor: 'Hey! Zavallı şaşkın yaratıklar,' diye sesleniyor. 'Çıkarlarınız ortaklaşadır, birdir. Hepinizin yaşayıp gelişmeye hakkınız var, bunu anlamanızın zamanı geldi artık.' Yalnızdır bu adam, bu yürekli ses, onun için böyle haykırıyor, dostlara ihtiyacı var; yalnızlık içinde hüzün duyuyor, üşüyor. Çağrısı yetişiyor; yüce yüreklerin hepsi bir oluyor, bir gümüş çan gibi, kocaman, engin duygulu tek bir yürek meydana geliyor. Bu çan ne diyor bize, bilir misiniz? 'Ey insanlar birleşin. Tek bir aile halinde bir araya gelin! Yaşamın kaynağı sevgidir, kin değil!' İşte kardeşler, bu çanı duyuyorum ben!" dedi
"Yaratıklar içinde en büyük imkan, insana bağışlanmış olduğu için, en sorumlusunun da o olması gerekirken en sorumsuzu olduğu görüldüğünde yürek ne kadar yansa yeridir..."