Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
zaman, evren hep var olmuş olsun ya da olmasın, sonsuza kadar geri gider.
Felsefeciler ve Bilim
Bu güne dek bilim insanlarının çoğu, evrenin ne olduğunu betimleyen yeni kuramların geliştirilmesiyle neden sorusunu soramayacak kadar fazla meşgul oldular. Öte yandan işi neden sorusunu sormak olan insanlar, felsefeciler bilimsel kuramların ilerlemesine ayak uydurmayı başaramadılar. On sekizinci yüzyılda felsefeciler bilim dahil insan bilgisinin bütünün kendi alanları olarak gördüler ve ''evrenin bir başlangıcı var mı?'' gibi soruları tartıştılar. Ancak on dokuzuncu ve yirminci yüzyılda bilim, felsefeciler hatta az sayıda uzman hariç herkes için aşırı teknik ve matematiksel bir hal aldı. Felsefeciler sorgulamalarının kapsama alanını öylesine daralttılar ki, 20. yüzyılın en ünlü felsefecisi Wittgenstein ''Felsefenin kalan tek görevi dilin çözümlenmesidir'' dedi. Aristoteles'ten Kant'a uzanan muhteşem felsefe geleneğinden ne büyük bir gerileme!
Sayfa 227Kitabı okudu
Reklam
Tanrı, "zaman"ın üstündedir.
"Felsefe Boethius'a, Tanrının zamansız, zamanın tamamen dışında olduğunu söyler."
Sayfa 73 - ALFA
"Bilginin en büyük düşmanı cehalet değildir. Bildiğini zannetme sanrısıdır.”
..Murphy yasasının bir bakıma benzeridir: her şey her zaman ters gitme eğilimindedir!
... Olay ufku için Dante'nin cehennemin kapısında söyledikleri geçerlidir: "Ey buradan içeri giren, tüm umudunu geride bırak." Olay ufkundan içeri düşen herkes ve her şey, kısa bir sürede sonsuz yoğunluk bölgesine ve zamanın sonuna ulaşır. 
Milliyet - Epub - Kara Delikler (20/39)
Reklam
" Tanrı çıplak bir tekillikten utanır. "
... Roger Penrose ile birlikte 1965 ve 1970 arasında yaptığımız çalışmalar gösterdi ki, genel görelik kuramına göre kara deliğin içinde sonsuz yoğunlukta bir tekillik ve uzay-zaman eğriliği olması gerekir. Bu, zamanın başlangıcındaki büyük patlamaya benzer. ... Bu tekillikte bilim yasaları ve geleceği kestirebilme olanağımız yokolacaktır ama kara deliğin dışında kalan bir gözlemci bu hesaplayabilme başarısızlığından etkilenmeyecektir, çünkü tekillikten ne ışık ne de başka herhangi bir şey ona ulaşamayacaktır. Bu olağanüstü gerçek karşısında Roger Penrose, "Tanrı çıplak bir tekil noktadan utanır." tümcesiyle özetlenebilecek kozmik sansür önermesini ortaya attı. Bir başka deyişle, çekimsel çökümün oluşturduğu tekillikler, ancak, dışarıdaki gözlerden bir olay ufkunun ardında namuslu bir biçimde gizlenebilecekleri, kara delikler gibi yerlerde olabilirler. Tam anlamıyla, buna zayıf kozmik sansür önermesi denir.
Milliyet - Epub - Kara Delikler (17/39)
... Diyelim ki çöken bir yıldızın üzerinde, onunla birlikte çökmekte olan gözüpek bir astronot, kolundaki saatten, yıldızın etrafında bir yörüngede dönmekte olan uzay gemisine her saniye bir işaret gönderiyor. Belirli bir saatte, örneğin tam 11'de, yıldız, kütlesel çekim alanının artıp hiçbir şeyin kaçamayacağı kritik çapın altına inecek ve astronotun işaretleri gemiye ulaşamayacak olsun. Saat 11'e yaklaştıkça, uzay gemisinde bekleşen arkadaşları astronottan art arda gelen işaretler arasındaki sürenin gittikçe uzadığını fark edecekledir ama bu uzama 10:59:59'dan önce pek az olacaktır. Astronot'un 00:59:58 işareti ile saat bir saniyeden biraz fazla bir süre geçecek ama 11:00 işareti için arkadaşlarının sonsuza dek beklemeleri gerekecektir. Yıldızın yüzeyinden 10:59:59 ile 11:00 arasında astronotun saatinden çıkan ışık, uzay gemisinden görüldüğü kadarıyla sonsuz bir zaman aralığına yayılmış olacaktır.
Milliyet - Epub - Kara Delikler (14/39)
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.