Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep

Zeynep
@zeynebtosun
MSc
İstanbul
34 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Bir an içimde, rüzgârda dalgalanan otlar gibi, uzak diyarların sessiz kımıltısını hissettim.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
"Bizi yaratan şey baskıdır ama. İlk başta kömürsündür, basınç sayesinde elmas olursun." Nora, Neil'ın elmas hakkındaki yanlışını düzeltmedi. Kömürün de, elmasın da karbon olduğunu ama kömürün hiçbir basınç altında elmasa dönüşemeyecek kadar katışıklı bir karbon olduğunu söylemedi. Bilimsel olarak, kömürseniz kömür kalırdınız. Belki de hayattan alınması gereken esas ders buydu.
“..ne zaman ki bir erkekle bir kadın yüreklerini birleştirir, işte o zaman kelleler uçabilir, krallıklar çökebilir, ama onlar yine de yollarından dönmezler.”
Sayfa 200Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Hem kuruluyor, hem de bozuluyor aynı ânda, insan. Söylenemez mi? Yâni, nîrengi noktasını eliyle koymuşcasına bulması demektir, Dik Duranın.”
Sayfa 100Kitabı okudu
İnsanın vazgeçilmez önceliği: inanmak ateşini yakmak.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Tabiî, çocuk büyürken, güneş de çocukla birlikte boy atar: bir cebine sığdıramadı mı, ikiye böler, üçe, daha da olmazsa dörde böler güneşi: hiçbir parçasını yere düşürmemecesine.
İstanbul: insanın, yaratılışını en iyi, en sağlam gerekçelendirdiği yer: Mekke' den, Medine'den, Kudüs'ten sonra.
Yazı yazarkenki kadar İstanbul'u yakından görmedim ben. Hele de şu ânlarda: kendi kendimin ortakçarpanı ve de temeli: Sonsuzlukla sık sık gözgöze gelindiği için: geçmişin, hâlin, gelecegin tek bir gülde toplanışı gibi.
Baktım da, gardını alarak nur saçmaya başladı kavram: Direnme, dedim bir daha, dedim dedim dedim dedim dedim Direnme, dedim dedim dedim dedim dedim (unutmadım noktayı kalemi kâğıdın üstüne bıraktım söylüyorum hâlâ)
“Yeşilköy Havaalanında, yirmi birinci yüzyıla birkaç yıl kala uçakların biri kalkıp biri iniyordu da yetmiyordu sefer sayısı ayları yıldızlara yetiştirmeye.”
Reklam
“Temel taşlarını yerinden oynatmadan mümkün mü devrilmesi karanlığın? ”
Duyguların güzel yanı bizi yolumuzdan şaşırtmalarıysa, bilimin en güzel yanı da duygusal olmayışıdır.
Sanki en sıradan çiçeğin açması için bile dünyanın şiddetli doğum sancıları çekmesi gerekiyordu…
Derken hep değişir günün çehresi. Bütün gün adını sayıkladığımız, şeklini şemailini uzun uzadıya hayal ettiğimiz bu yere yürüyerek varmış olmak, dönüş yolumuzu aydınlatır. Bu sapasağlam mevcudiyet hissi onca yorgunluğa ve hatta bıkkınlığa değer. Bütün bu yorgunluklar ve sıkıntılar, artık yaşanması gereken bir dolu eğlenceli andan ibaretmiş gibi gelir insana. Yürümek, zamanı geri döndürülebilir kılar.
Yürürken yalnızca anlık bir tanıklıktan ibarettir varlığım.
160 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.