Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ZEYNEP

Kimi insanların, böyle sebepsiz ve mantıksız kinleri vardır ki, başkalarının yaratıp icat edebileceği her şeye karşı cephe alır.
Reklam
Hakikatin büyüklüğünü tanıyıp da onunla dost olamayanlar, o kılığa bürünmüş yalanlarla oyalanırlar.
Güya bütün insanlık yalanı, dolanı ortadan kovarak adalet ve hakikati en saygın makama geçirmek için uğraşıyor. Mazallah böyle bir felaket gerçekleşirse hep siyasetler, ticaretler, işlemler durur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
84 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Efsuncu Baba
Efsuncu BabaHüseyin Rahmi Gürpınar
7.8/10 · 7,4bin okunma
… -Bu define bir don içinde duroor ki uçkuru çözülsün? - En kıyak defineler don içinde saklıdır. -Boş laf etme ahbar, şimdi don modası geçti. Bütün mallar meydandadır.
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Deli Tarla
Deli TarlaŞermin Yaşar
8.6/10 · 5,3bin okunma
Cebimdeki Osman
Gülüş anne babadan geçen bir şeydir, annen baban gülüyorsa sen de gülersin, onlar gülmüyorsa istediğin kadar içinden gelsin senin yüzüne bir tebessüm layığınca oturamaz.
Hristiyan der Papalagi kendine… Sevgili kardeşlerim, Tanrı’ya tapmamızın yanı sıra saygı gösterip, sevgiyle yüreğimizde taşıdıklarımıza put denirse eğer, Papalagi’nin bizden daha çok putu vardır.
Bizler, adaların çocukları, yıldızlara, ateşe taparken,Papalagi'nin şimdiki hâlinden daha kötü değildik.Çünkü, kötü olmamızın, karanlıkta olmamızın sebebi ışığı tanımıyor olmamızdı.Oysa Papalagi, ışığı tanımasına rağmen, karanlıkta ve kötülük içinde yaşıyor.
Hatta, Tanrıya saygı göstermek için yapılan o güzelim koca kulübelerdeki tek işi Tanrı'dan söz etmek olanların bile içinde değildir Tanrı.
Reklam
Gazete bütün insanları tek bir kafa haline getirmeye çalışır. Benim kafama, benim düşünceme karşı savaşır. Tüm insanların kafasını ve düşüncesini ele geçirmeye çalışır. Bunu becerir de. Sabah kâğıdı okursan, öğlene, diğer Papalagi'lerin kafalarında ne taşıdıklarını, ne düşündüklerini bilirsin.
Papalagi’lerin çoğu yalnızca meslekleri olan şeyleri yapabilirler … Yalnızca tek bir şey yapabilmenin büyük bir eksikliği ve tehlikesi vardır. Çünkü herkes günün birinde kanosunu lagünde yüzdürmek zorunda kalabilir.
Şimdi, diyelim ki birinin çok parası var; hem öyle çok ki yüzlerce, binlerce kişi bu parayla işlerini yoluna koyabilir. Ama o, bu paradan onlara zırnık koklatmaz. Oturur ağır kağıtların üstüne, kollarını da sarar yuvarlak metallere, gözlerinde hırs ve zevk parıltılarıyla bakınır durur. “Bu kadar çok parayla ne yapacaksın?” diye soracak olsan, “Bu dünyada giyinmekten, açlığını ve susuzluğunu bastırmaktan başka ne istersin?” desen, söyleyecek söz bulamaz, ya da “Daha çok para istiyorum, daha çok, daha çok,” der. Böylece sen de, paranın onu hasta ettiğini, bütün duygularını ele geçirdiğini anlarsın.
Çünkü beyaz adamın gerçek tanrısı, kendisinin “para” adını taktığı yuvarlak metal ve ağır kâğıttan başka bir şey değildir.
Papalagi’nin sözde mutluluğu kendinin olsun. Ama bizim güneşli kıyılarımıza taş kutularından dikmeye kalkıştığında hepsini başına yıkmalıyız. Mutluluğumuzu taştan kutular, gürültü, duman ve yarıklarla yok etmeye çalıştığında karşısına dikilmeliyiz.
540 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.