Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

zeynep.

zeynep.
@zeyyneqq
50 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Hakikat pis olduğu zaman değil,sığ olduğu zaman girmek istemez idrak eden kişi hakikatin suyuna.
Reklam
İnsan aşılması gereken bir şeydir :işte bu yüzden erdemlerini sevmelisin-çünkü onlarda yok olacaksın.-

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanı büyük yapan onun bir amaç değil, bir köprü olmasıdır:insanın sevebilecek yanı bir öteye - geçiş ve bir batış olmasıdır. Severim batmaktan başka bir yaşam bilmeyenleri, çünkü öte tarafa geçenlerdir onlar.
Bir milletin kadınları, erkeklerle aynı safta dövüşe girerlerse o milleti yenmek hiç mümkün mü? En ilkel insan topluluklarında bu böyleyken zamanla nasıl unutulmuş? Hep erkek budalalığı... Hangi memlekette erkekler, kadın yardımını küçük görmüşlerse o memleket mahvolmuştur.
Sayfa 182
Reklam
İnsanoğlu gücünün yetmeyeceğini kestirdiği yerde çabalarsa alçaklık eder.
Mücadele-i hayattan şu sırrı anladım ki ben Ölüm didinmelerin sükûna inkılâbıdır.
Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkûm edildim.
Beni anlamıyorlardı. Zarar yok. Zaten beni, daha kimler anlamadı.
Acaba iyi bir şey olacak mı? Hayır, dedim kendime. İyi şeyler birdenbire olur;bu kadar bekletmez insanı.
Reklam
Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgârdan hayır gelmez.
Bana sorarsanız, ölüm yaşamın ucudur, ama amacı değil;sonu, bitimidir, ama konusu değil. Yaşamın gözlerini dikeceği şey kendisi olmalıdır.
biz ki bilgiçlerin önem vermediği her şeyi adi, aşağılık sayarız ve zenginliği yalnız gösterişlerde süste püste görürüz. Bizim dünyamız gösteriş üzerine kurulmuş;insanlar üfürükle şişiyorlar yalnız, balonlar gibi hoplatılarak durabiliyorlar yukarıda.
Büyük bir şey değildir yaşamak: Uşaklar da, hayvanlar da yaşıyor, ama dürüstçe, akıllıca ve sağlam yürekle ölmek büyük bir şeydir. Düşün nedir kaç zamandır yaptığın, hep aynı şey: Yemek, içmek, uyumak; içmek, uyumak ve yemek. Hep bu çember içinde dönüp durmaktayız gerçekten. Yalnız başa gelen dertler, dayanılmaz acılar değil, yaşamaya doymak da ölümü istetir insana.
Niçin insanı değerlendirirken sarılıp sarmalanmış, kundaklanmış olarak bakıyorsunuz ona? O zaman hiç de kendinin olmayan yanlarını göstermiş, gerçek değerini verdirecek yanlarını saklamış olur. Aradığınız kılıcın değeridir, kının değil. Kınından çıkınca belki de beş para vermezsiniz kılıca. İnsanı kendi değeriyle ölçmeli, süsü püsüyle değil. Eskilerden birinin pek hoş olarak dediği gibi: Bilir misiniz niçin büyük görünür o insan size? Topukları yüksek de ondan. Taban heykelden sayılmaz. Ayakkabılarını çıkarıp öyle ölçmeli boyunu insanın: Parasını pulunu, şanını şerefini bir yana bırakıp bir gömlekle çıksın karşımıza. Bakalım bedeni işine elverişli mi, sağlam, zinde mi? Kafaca nasıl? Hoş mu, yetenekli mi, gerekli her tahtası yerinde mi? Düşünce dağarcığı kendinden mi, başkalarından mı? Varlığında talihin payı var mı? Çekilen kılıçlara aval aval mı bakıyor? Canının nereden, ağzından mı gırtlağından mı çıkacağına aldırmıyor mu? Kendinden emin, haksever, tokgözlü mü? Bakılması gereken bunlardır;bunlardan anlaşılır aramızdaki sonsuz ayrılıklar.
234 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.