Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
54 günde okudu
"Hiçbir sır sonsuza kadar saklı kalmaz" atasözümüzü duymayan yoktur. Ne kadar doğru değil mi? Hele ki o sırrı iki kişi paylaşıyorsa... Göbeklitepe, Balıklıgöl, Şanlıurfa, Mardin, Adıyaman, Nemrut Dağı. Her dönem insanların ilgi odağı olmuşlardır. Mimar Sinan Üniversitesi Arkeolog bölümü Profesörü Dr. Oktay Çetin ve arkadaşı Taner Ay
Nemrut ve Kayıp Mezar
Nemrut ve Kayıp MezarUmut Altuğ · Düşün Yayıncılık · 202315 okunma
90 syf.
·
Puan vermedi
“Bir İdam Mahkumunun Son Günü" adlı kitap, Albert Camus tarafından dönemin ceza anlayışını eleştirmek için yazılmıştır. ölüm ve adalet kavramlarını konu alan bir eserdir. Kitap, idam mahkumunun son gününde geçirdiği ruhsal bunalım ,ölüm korkusu ve adaletin sorgulanması, mahkumun ölüm karşısındaki çaresizliğini yansıtır Camus, kitapta idam mahkumunun duygusal ve zihinsel durumunu betimlerken, okuyucuya empati duygusu ile idamın ağırlığını ve insanın varlık sebebini sorgulatır. Kitap da mahkumun suçundan bahsedilmemesi yazarın “hiç bir suç idamı hak etmez” düşüncesi nedeniyledir. Yazar Aslında idam cezasının insanlık için bir faydası olmadığını .Birini cezalandırmak yerine iyileştirmek gerektiğini söyler. Ayrıca mahkumun ölüm cezasını düşünmekten işlediği suçun pişmanlığını yaşayamadığına değinir. Etkilendiğim kısım ise yazarında eleştirdiği gibi insanların idamı seyrederken zevk almalarıydı. Sonucu ya da sebebi ne olursa olsun Nasıl olurda bir ölüm insanlarda bu denli heyecan uyandırır? Ölümün doğruluğunu yanlışlığını kastetmiyorum. Anlatmak istediğim nokta insanların bir ölümden haz duyması. İyi ya da kötü her ne niyetle olursa olsun bi idamın sizde haz uyandırmasının normal bir his olmadığı kanaatindeyim.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,7bin okunma
Reklam
272 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Henri Barbusse'ün ,1908'de okurla buluşan ilk romanı Cehennem,tekbencilik felsefesi olarak bilinen Solipsizm'e dayanan,"Var olan tek zihin benim" ya da "Benim zihinsel durumlarım var olan tek zihinsel durumlardır." İfadesiyle kendini açıklayan,kitapta bahsi geçen karakterin anlatımında da kendini hissettiren
Cehennem
CehennemHenri Barbusse · Maya Kitap · 2014105 okunma
536 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kralların Adaleti; bir İmparatorluğun adalet sistemini temsil eden bir yargıç ve ekibinin yasaları uygulama yükümlülüğü, bu uğurda yaşadıkları mücadele ve bakış açılarının değişme ve gelişme öyküsünü konu alıyor. Adalet sistemine farklı bir bakış açısı getiren, farklı kültürlere sahip ülkelerin ortak bir yasa altında toplandığı bir evrene dair
Kralların Adaleti 
Kralların Adaleti Richard Swan · Athica Yayınları · 20242 okunma
Bir varlık zihinsel umutsuzluğa sahip olduğunda ve bu dinamikten üretken bir düşünme, analiz etme, hissetme ve hareket etme moduna geçmediğinde, bu umutsuzluk vücut kompleksi içinde birleşir. Sonra hastalık ve nihayetinde ölüm gelir. Bu nedenle, devam eden umutsuzluğun ücreti, bedenin ölümüdür.
Carla Rueckert
Carla Rueckert
iatarşi -yani hekimler tarafından yönetilme
iatarşi -yani hekimler tarafından yönetilme- çok az bilinen bir terimdir, belki de bununla ilgili tarihsel deneyimler felaketle sonuçlandığı içindir. Tıp mesleği, demokratik kurumların ya da sivil hakların enerjik bir savunucusu olduğunu kanıtlamamıştır. Almanya'daki hemen hemen her doktor, Üçüncü Reich'ın zihinsel özürlüleri, eşcinselleri, engelli vatandaşları ve Yahudileri ortadan kaldırma projesinde başrolde yer aldı. Yüzlerce Alman doktor, toplu katliamları yönetmek ve ölüm kamplarındaki tarifsiz deneyler de dahil olmak üzere Hitler'in en kötü zulümlerine o kadar çok katıldı ki, Müttefikler Nürnberg'de ayrı “Tıp Mahkemeleri” düzenlemek zorunda kaldı.
Reklam
hissetmemek bir şey,bilmemek başka, zihinsel ölüm bilmemekten geçer farkında olmadan...
İlkel insan öldürülmüş düşmanının cesedinin başında kendisini tam bir zafer kazanmış gibi hissediyor olmalıydı ve yaşamın ve ölümün gizemleri üzerine kafa patlatması için hiçbir nedeni yoktu. İnsandaki araştırmacı ruhu harekete geçiren şey, ne zihinsel gizem ne de gerçekleşen her ölüm değil sevilen ama başka bir yandan da yabancı olan ve nefret edilen kişilerin ölümü karşısında içine düştüğü duygu karmaşasıdır. Psikoloji öncelikle bu duygu karmaşasından doğmuştur.
Travmayı travmatik yapan şey, anlamın yokluğu veya katlanılamaz bir anlamın (ölüm ve cinsellik, örneğin sadist kötülük) olmasıdır. Zihinsel bütünleşmenin başarısızlığı veya imkânsızlığı, travmatik bir olayı travmatik yapan şeydir.
Sayfa 613 - Ölümle İlgili Yapılacak Bir Şey. (Sergio Leone'nin "Bir Zamanlar Batıda" Eserine Özel Bir Atıfla Freud ve Lacan'da Travma, Yineleme ve Ölüm İtkisi), Kirsten HyldgaardKitabı okuyor
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.