Gerçekten dost düşman hiç kimsenin inkar edemeyeceği tarihi gerçek şudur ki, Türkler İslamlaştıktan sonra kuvvet ve kabiliyetleri kabına varılmaz bir seviyeye ulaşmıştır. Bu seviye kelimenin tam manasıyla «Müslüman Türk» hüviyetinde ifadesini bulmuştur. Bu hüviyetin tesis ve teşkil eylediği devletler arasında bir birini takip eden Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları cihan tarihinde insani ve medeni bakımdan hala aşılamamış bir zirve teşkil etmişlerdir. Hatta müşterek dil, din ve ırk nazarı itibara alındığı takdirde bunların ikisini tek bir devlet kabul etmek lazımdır. Zira aralarındaki fark «Hanedan>>> a inhisar etmektedir. Bu itibarla an'anevi anlayışa uygun olarak hanedan adlarıyla yad olunmuşlar ve ayrı ayrı devletler farz edilmişlerdir.
Her ne kadar kalbimi ve ruhumu edebiyata adamış olsam da bu bir fizik mühendisi olduğum gerçeğini değiştirmiyor.
Haliyle mühendislik ile ilgili her şey her daim radarımda.
Bu yüzden gerçek bir fütürist ve sıra dışı bir zekâ olan elektrik ve makine mühendisi dahi Tesla hakkındaki John O’Neill tarafından kaleme alınmış olan metin kelimenin tam manasıyla şenlikti benim için.
Kitap, günümüzde en çok alternatif akım elektrik kaynağı sistemine ve mühendisliğe verdiği katkılarla tanınan Tesla’nın hayatına derinlemesine bir yolculuğa davetkâr.
Müsrif Deha Nikola Tesla, yalnızca bir bilim kitabı ya da bir bilim insanının çocukluğundan itibaren şekillenen mucit olma arzusu ve bilime olan tutkusu değil, aynı zamanda “bir insan hikâyesi.”
Tesla’nın bilim dünyasında çığır açmış başarılarının yanı sıra içsel çatışmalarına, yalnızlığına ve hayal kırıklıklarına rastlayacaksınız.
Ne derler bilirsiniz: “Güç yalnızlık ister, çünkü zirve tek kişiliktir.”