Ziya Gökalp bir bakıma haklıydı. Bir bakıma, çünkü İstanbul konuşmasını yazı dili haline getirmek, yazı dili ile konuşma dili arasındaki uçurum hatırlanınca, arzuya şayan bir ideal sayılabilir. Nitekim o ideal gerçekleşmişti veya gerçekleşmek yolundaydı. Ondan sonra, dile yeni mefhumlar getirmek, düşünmek ve geçen nesilleri aşmak kalıyordu
Sayfa 54