Hayat şimdiki anların toplamıdır. Boşa harcadığın her saniye, ziyan olmuş bir andır ve asla sana geri gelmeyecektir.
Life is the sum of present moments. Every second you waste is a wasted moment that will never come back to you.
Marcel Proust u eleştirmek için okuma altyapısı sağlam biri olmak gerektiğini bilerek ,
asla iddialı olmadığımı altını çizerek belirterek , haddimi aşamamaya gayret göstererek,
yazar, edebiyat öğretmeni ve burada okuma kültürü zengin herkesten özür dileyerek fikirlerimi paylaşmak istiyorum.
Kitap kurgu dışı bir edebiyat eleştirisi.
Marcel Proust her zamanki naif kişiliğini burada da sergilemiş .
Okurken üniversite yıllarıma dönüp bir film eleştirisi nasıl yapılmalı diye tartıştığımız sinema-tv dersi gözümün önüne geldi defalarca .
Bir yazarı okurken , sözlerin ardında bambaşka ezgiler bulan , farklı tınıları çok net tespitler yaparak ortaya koyan bir okurun yorumlarını okuyoruz kitapta.
Bir yazarın ezgisi sağlamsa kelimeleri nasıl peşpeşe döküverdiği kıyaslamalarla anlatılmış.
Fikirlerin tıpkı kuru havada filizlenmeyip ölen tohumlar gibi ifade edilemediği ellerde nasıl ziyan olduğunu, ama bir ustanın kaleminde biraz nem ve ısıyla buluşup dirilen bir tohum gibi nasıl yeşerdiğini örneklerle göstermiş .
Yazarın bilişsel derinliğinin okurdaki tezahürünü usta bir ressam gibi resmetmiş.
Çocukça şeylerle doldurduğumuz bir kitap nasıl çocukları geliştirmezse, halk için kitap yazmak da okuru gelistirmez diyor Proust.
Ve söylediği gibi yazdığı kitap da yer yer beyin yakan ve bitmek bilmeyen upuzun cümlelerle okuyana ciddi bir beyin antrenmanı yaptıran bir metin olmuş.
Proust un yaşıyor olmasını ve Türk edebiyatı için böyle bir eleştiri kitabı yazmasını çok isterdim.
Tekdüze okuma listemi renklendiren ve bu kitapla tanışmamı sağlayan