“Bizim memlekette şeriatı aşmak kolay değildir.Şeyhülislamlar,hocalar,müderrisler,tarikatlar,şeyhler öylesine güçlüdür ki padişah nefes alıp da istediği şeyleri yapamaz.Bir ara kadınlarda çarşafı kaldırdım diye bana yapmadıklarını bırakmadılar.Bu Avrupalılaşma mücadelesi yüzünden büyük dedem Selim Han’ı delik deşik ettiler, dedem Mahmud canını zor kurtardı, ona da ‘Gavur Padişah’ adını taktılar.Böyle bir ortamda siz olsaydınız ne yapabilirdiniz söyleyin bana,”
Sultan’ın bu saplantısı, insan soyunun başlangıcından beri yüzünde taşıdığı bir organın adı olan burun kelimesin on yıllarca yasaklanmasına yol açtı.İmparatorluk dahilinde kimse burun diyemez,hiçbir gazeteye böyle kelime yazılamazdı.Sanki milyonlarca insan bir anda burunsuz kalmıştı.Sarayburnu bile insanın başını belaya sokacak bir yerdi. Sarayönü diye yeni bir tarif bulmak gerekiyordu.Artık kimsenin ‘burnuna kötü kokular gelemez’di.Kimseler ‘burun buruna gelemez’di.Hiçbir ana baba çocuğunu ‘burnunu karıştırma ayıptır!’ diyerek azarlayamazdı.