Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre Uçar

400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Okurken "yine yazmış!" diyeceksin...
Ülkemizde yalnızca toplum hayatının değil, toplum hayatının en küçük birimi olan aile hayatının da bir dönemini resmeden bir eserdir.
Orhan Kemal
Orhan Kemal
genellikle "bizim büyük çaresizliğimiz" diyebileceğimiz şeyleri en yalın, en gerçekçi anlatan yazarlarımızdan biridir. Bu romanında da bir ana hikayenin etrafında onlarca "bizim büyük
El Kızı
El KızıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20081,678 okunma
Reklam
255 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Z kuşağı kardeşlerim, bu kitabı mutlaka okuyun!
"En çok iletişimde olduğunuz, beş kişinin ortalamasısınızdır." şeklinde bir fikir vardı. Bunu hep çok doğru bulmuşumdur. İnsan, gençliğinde, beyin yaşı olgunluğa eriyorkenden özellikle, iletişimde olduğu kişileri bu fikre göre seçmeye başlayabilse çok daha iyi olurdu. Kitapta ana karakterimizin bu yolculuğunu izliyoruz aslında. Bir yandan gençlik, bir yandan aşk-sevgi, bir yandan arkadaşlar, bir yandan aile, bir yandan iş hayatının kurt düzeni derken arka planda hep değişen bir çevre... Sorumluluk bilinci nedir? İnsan nasıl sorumlu olur, nelere karşı sorumlu olmalıdır? Yaşamın önceliklerini düşünürken, kendi yaşamadığı zorluklarla kimleri yargılayabilir insan? Hatta bu soruların yanında "yaşamın amacı nedir?" diye sorduran bir eser... Pişmanlıklar, gurur, tutarlı eylem... Tüm bu anahtar kelimeleri bırakıp kaçıyorum bu incelemeden; çünkü üstad
Orhan Kemal
Orhan Kemal
öyle çok şeyi, öyle ustalıkla anlatmış ki, öyle ikilemlere düşürmüş ki bizi, ben içinde yargı barındıran bir tespit yapamıyorum, bu anahtar kelimelerle. Okuyun ve bu denizde siz de yüzün.
Arkadaş Islıkları
Arkadaş IslıklarıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2016571 okunma
189 syf.
4/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Karşıt okumalarıma bir inceleme ile başladım bu yıla...
Yazardan başlayalım. Günümüzde, kendisinin adını sıkça kullandığı halde, onu pek de okumuş olduğunu sanmadığım bir kitle var. Fikirlerinin tam olarak neye işaret ettiğini kavrayamamış, yüzeysel çıkarımlarla, anakronik yaklaşımlarla bu yazarı bayraklaştıran bu kitle; sorduğumda
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
'ı bana açıklayamıyordu. Ben, kendisi hakkında belgeseller
Türk Tarihinde Meseleler
Türk Tarihinde MeselelerHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20181,843 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
592 syf.
5/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Eğlemen beni...
Verdiğim puandan da anlaşılacağı üzere, kitabı pek beğenmedim. İncelemelerine baktığımda, bir tane de olumsuz inceleme olması gereği duyarak bunları yazıyorum. Belki zamanında korku romanları çok tutan şeylerdi. Açıkça söylemem gerekirse ben henüz #korku-gerilim türünde beğendiğim bir esere rastlamadım. Belki de bu, benim fazla gerçekçi
Korku Ağı
Korku AğıStephen King · Altın Kitaplar · 20171,061 okunma
192 syf.
4/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Sırf alıntılık kitap, bazıları sever...
Kitabın türünde #felsefe-düşünce ve #kişisel gelişim yazıyor. Ama bence bir #gezi notları kitabıymış. Başlarda zen-budizminin anlatılacağını sanıyorsunuz ama çok yüzeysel kalıyor bence. Yazar, bir Doğu-Orta Asya gezisinde kendi "yol"unu nasıl bulduğunu anlatacak sanıyorsunuz ama sadece gezdiği yerleri, tanıdığı insanları anlatmış... Bunların kendisini ne açıdan etkileyip nasıl "Boğanın Yoluna" yönlendirdiğini neredeyse hiç açıklamamış. Ben bu kitapta bir "Batılının", doğuda ilginç bulduğu her şeye nasıl da şaşırıp nasıl hepsini olumladığını gördüm sadece. Bir çocuğu, hiç gitmediği yerlere götürüp gezdirirseniz şaşıracaktır, bu hoşuna gidecektir. Bence yazarın başına gelen de bu... Kitapta, Amerikalıların çocuk olduğunu söyleyen bir Asyalı kadın vardı. Kendisine katılıyor, saygılarımı sunuyorum.
Boğanın Yolunda
Boğanın YolundaLeo Buscaglia · İnkılap Kitabevi · 199724 okunma
Reklam
724 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Işıktan Beklentiler
Uygulamanın en çok yarım bırakılan kitabı. Bu, bence beklenti ile ilgili bir durum. Selim Işık da kendisinden bu kadar beklenti olması konusunda rahatsızdı çocukluğunda... Bu yarım bırakmalar, bir de tabi ki 'tutunamayanlık' ile ilgili... Efendim bu, malesef, bunu söylemekten hoşlanmasam da, "herkesin anlayabileceği bir durum
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma
512 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Nutuk'tan önemli !
Kendini Türk ulusunun bir parçası olarak gören herkesin kesinlikle okuması gereken kitaptır. Vatanı elinden gidecekken bağımsızlık savaşı vermiş bir ulusun, bir daha böyle zor zamanlar yaşamaması için kaleme alınmış bir eserdir. Mustafa Kemal Atatürk'ün notlarıdır aslında yazanlar. Prof Dr. A. Afetinan ile beraber çalışarak ve hatta
Medeni Bilgiler
Medeni BilgilerMustafa Kemal Atatürk · Örgün Yayınları · 2004750 okunma
462 syf.
2/10 puan verdi
·
37 günde okudu
Merhabalar. Özellikle dinî kitapların eleştirisini yaptığım için beni şeytan ilan edenler, çıkabiliyor. Oysa, "Bakın bu kitaplarda, sadece zamanındaki insanların duymak, inanmak istediği şeyler yazıyor. Bu yazanlar; insanlık olarak ortaklaşa, kafa kafaya verip düşündüğümüz şeylerle artık günümüzde uyuşmuyor. Onlar insan yazmaları idi;
İncil: Müjde
İncil: MüjdeKolektif · Kitab-ı Mukaddes Şirketi · 20161,722 okunma
1640 syf.
1/10 puan verdi
·
65 günde okudu
Hassasiyetlere saygı göstermekte zorlanıyorum
*Bir çok farklı kitaptan oluşan bir kitaptır. Bir tek parça hâlinde yazılmamıştır. Talmut kitabı ise, İslam literatüründeki hadis veya siyer yerine geçer. Ben burada, toparlanmış olan, yani Talmut kitaplarını da içeren Tevrat'ı okuduğumu belirteyim. Tam 1640 sayfaydı. Üzerinde tek tek duracak olsak bu inceleme de bir 300 sayfa
Tevrat
TevratKolektif · Andaç Yayınları · 2015872 okunma
504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Kolektif olarak artık dönüşü olmayan bir bilinç seviyesindeyiz
--"Herkesin okuması gereken kitap!" diye övülen pek çok eser görmüşüz, duymuşuzdur... Bu kitap, benim okuduklarım arasında bunu en çok hak edendir. --Evrime öyle "Ben maymundan gelmedim, sen gelmiş olabilirsin." gibi cahil cahil cümlelerle karşı çıkanlara, öncelikle "Öyle ayrı gayrı yok dayıcım! Geldiysek hep beraber,
Türlerin Kökeni
Türlerin KökeniCharles Darwin · Alfa Yayınları · 20202,505 okunma
Reklam
263 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
_Siyutu'ya Saygılarla_
Arka kapağa da yansıyan alıntı ile başlayalım: "Dünyanın ne gücüne gidiyor biliyor musun Elime... Senin ırmaklarının, dağlarının yeri yanlış demek istiyor bu insanlar bana, kesiyoruz ormanlarını, doldurup düzlüyoruz kıyılarını, kırıyoruz tepelerinin burnunu... İşi doğrusuna getiriyoruz biz, beğenmiyoruz aldığın biçimi, acele soğumuşa
Muinar
MuinarLatife Tekin · Everest Yayınları · 2006192 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Olumlu tavsiye vereceğim bir inceleme ile karşınızdayım. İsminden de anlaşılacağı üzere tam bir 101 kitabıdır. Yunan mitolojisi ile ilgilenenler bu kitap ile başlayabilirler. Yol arkadaşı olarak tabi ki
Mitoloji Sözlüğü
Mitoloji Sözlüğü
yanlarında bulunursa iyi olur. Kitabın olumsuz eleştireceğim iki yönü olabilir. Birincisi; 'mitoloji 101' adı verilmesine rağmen sadece yunan mitolojisi ile ilgili olması... Buradaki özür, tek bir yazarın kitabı olduğu için her mitte uzman olunmaması tabi ki. "E bir kolektif yazar grubu yazmıyorsa bu ismi vermeselermiş" diyebiliriz. Burada da eminim bir 'satış stratejisi' söz konusu. İkinci olumsuz eleştirim; bazı mitsel olayların üzerinde fazla durulmamışken, bazılarında gereksiz detaya gidilmiş gibi gördüm. Elbette bu, bir 101 kitabı için mazur görülebilir. Bunlara karşın, sadece yeni başlayanlar için değil, önceden bilgisi olanlar için de faydalı bir eser. Ben Yunan Mitolojisinde oldukça bilgi sahibiyim. Hatta
İlyada
İlyada
kitabını da bu kitaptan çok önce okumuştum. Ama yine de bu kitabı okurken sıkılmadım. Genel olarak tavsiye ediyorum. Geçmişin inançlarının, şu anda mitolojiye dönüştüğünü görmek, özellikle bizim toplumumuzda bir şeylerin daha iyi anlaşılmasına yol açacaktır.
Mitoloji 101
Mitoloji 101Kathleen Sears · Say Yayınları · 20212,688 okunma
145 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Şimdi buraya mükemmel olmayan bir inceleme yazacağım. Ama zaten ne mükemmeldir ki... Bu kitap da öyle. Mükemmel olmaması, onun en önemli özelliği bence... Bazı hikâyeler, anlatılar, söylenceler vardır; biri size onları aktardığında bir burukluk duyarsınız. Hüzün olamamış bir burukluk... "Hayır, bunun böyle olmaması lazım, bir yanlışlık var..." diyebilirsiniz. Hatta karşı çıkabilirsiniz. Ama içten içe de bilirsiniz ki; bütün bunlar zaten böyle anlatılmak istenmiştir. Güzelliği buradadır. Yazarın
Açlık
Açlık
kitabını okurken sıkılmıştım ama bittiğinde üzülmüştüm. Ayrıca o zaman da yukarıda anlattığım o "burukluğu" hissetmiştim. Bu kitapta da böyle oldu. Bir sonuca mı varmanız gerek; kitabı en iyi anlatan alıntıyı yorumlara ekleyeceğim. Ama benden söylemesi, bir sonuca varmamıza gerek yok...
Pan
PanKnut Hamsun · Bilgi Yayınevi · 1967793 okunma
270 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Öncelikle kitabın isminin Türkçe'ye bu şekilde çevrilmiş olmasını kınıyorum. Sanırım bu, satış politikası olarak mâli kaygılarla yapılmıştı zamanında. Giriş cümlemden anlaşılacağı üzere; kitabın teması, intihar üzerine yoğunlaşmıyor aslında. Jack London otobiyografik bir eser sunmuştur burada. Diğer otobiyografik diyebileceğimiz eserlerine
İntihar
İntiharJack London · Milliyet Yayınları · 19731,318 okunma
64 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Gogol'ün Paltosundan Çıkmak
Gogol okumaya, "Ölü Canlar" ile başlamıştım. Kötü bir seçim olduğunu şimdi fark ediyorum. Belki ileride o kitabı tekrar okurum. Ama şu anki bilincimle değerlendirecek olursam
Ölü Canlar
Ölü Canlar
kitabını beğenmediğimi biliyorum. Bu çeviri ile veya o zamanki bilincimle ilgili olabilir. Asıl incelememe dönecek olursam; benim gibi yanlış bir seçimle başladığını düşünenler daha fazla düşünmeyip
Mayıs Gecesi
Mayıs Gecesi
kitabını okuyabilirler. Naçizane şu izlenime kapıldım: Gogol, roman değil de hikaye yazarı olarak çok değerli. Daha önce okuduğum öykülerinden de
Palto
Palto
bir şaheserdir.
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
"hepimiz Gogol'ün Paltosundan çıktık." demekle bu hakkı teslim etmiştir. Ben bu incelemeyi şimdilik genel bir Gogol İncelemesi (daha doğrusu izlenimi) olarak buraya bırakıyorum. Yeterince fazla eserini okumadım. Bunda ilk okumamın etkisi o kadar büyük ki, sanırım
Burun
Burun
öyküsünü beğenmeyişim bile bundan olabilir.
Bir Delinin Hatıra Defteri
Bir Delinin Hatıra Defteri
eserine ise biraz daha olumlu bakmıştım. Sonra Palto geldi, hikâyeyi sevdim ve açıkçası Gogol kafamı karıştırdı. Ben de uzun bir süre Gogol okumayı erteledim. Bütün bu okuma serüvenimi bu kadar uzun anlattım ki, benim gibi erteleyenler, neredeyse hikâyenin kendisi kadar uzun bu incelememi okuyacak kadar sabırlıysalar, Mayıs Gecesini zaten okusunlar. Tam anlamıyla akıp giden, sürükleyen, duygulandıran, düşündüren bir "uzun hikâye"dir. Gogol hep böyle mi yazmalıydı, bilemiyorum. Biraz da ileride fikrimin değişip değişmeyeceğini görmek için bunları yazıyorum. Herkese keyifli okumalar...
Mayıs Gecesi
Mayıs GecesiNikolay Gogol · Yordam Kitap Yayınları · 2020481 okunma
90 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İnsan Hayatı Değerlidir Ama...
İlk gençlik yıllarımda Sefiller'i okumuştum. Adeta büyülenmiş, dehşet içinde kalmıştım kitabın güzelliği karşısında. Yıllar içinde bunun 'dünyanın en güzel kitabı ' olmadığını ama yine de güzel ve değerli bir eser olduğunu düşünmeye başladım. Yazarın diğer kitaplarını sanırım bu sebeplerle, okumayı erteledim. Bu kitaba başlarken de
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,7bin okunma
Reklam
270 syf.
1/10 puan verdi
·
31 günde okudu
Okuyan zaman kaybeder...
Bu yıl fazla inceleme yapmadım. Bu kitaba kadar da bir süre inceleme yapmak istemiyordum. Ancak bu azâba henüz uğramamış olanları uyarmak için bu incelemeyi not ediyorum. Asıl incelemeye girmeden önce, kitabı okumak isteyenler için kitabı özetleyecek olan şu üç bölüm aydınlatıcı olacaktır: Sayfa 135: Öküz Mehmet Paşa'nın düğünü Sayfa 177:
Şu İlginç Tarihimiz
Şu İlginç TarihimizTolga Uslubaş · Venedik Yayınları · 201972 okunma
323 syf.
1/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Din gibi tamamen kişisel (olması gereken) bir konuda, tamamen soyut bir kavramda nasıl mazlum olunabileceğini idrak edebilmek için okuduğum kitapta, aradığım yanıtı bulamadım. Belki başka bir evrende bu kitabı ön yargısız okuyabilirdim ama yazar hakkında bu güne kadar zaten pek çok olumsuz şey duymuş olmam beni ön yargılı kılmış olabilir. Bu yüzden siyaseten bir eleştiri getirmeyeceğim. Ama düşünsel açıdan baktığımda ortada bir mezalim görmüyorum. Kitapta bahsi geçen karakterleri günümüzde de sanki gözlemliyoruz ve topluma çok da yararlı insanlar olmadıkları aşikâr... Bazı konularda 'gerçekten' toplanıp sohbetler etmenin, öğretiler etrafında kümeleşmenin, zaten açıkça ifade edildiği söylenmiş metinlere anlamlar atfetmenin gereğini göremiyorum. Evet bazı konularda toplumca değil bireysel kararlar verilmesi gereğini savunuyorum. Kaldı ki şu günlerde de tecrübe ettiğimiz gibi 'sohbetler', 'toplanmalar' her zaman masum mudur? Bu kitapta bahsedilenler böyle masum mudur? Ben insanların çıkarsız kümeleşebileceğine, kümeleştirebileceğine inanmıyorum. Bu kitapta da her şeyin masum olduğuna dair yeterli kanıt yoktur. Böyle konularda kanıt olması da (en azından bir kitapta ve bu kadar yıl sonra) açıkçası çok zordur zaten. Ancak kendimiz günümüze bakarak aksi yönde kanıtlar bulabiliyoruz.
Son Devrin Din Mazlumları
Son Devrin Din MazlumlarıNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20082,585 okunma
234 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Aslında bu incelemeyi kitabın son bölümü için yapıyorum. Ama diğer bölümler için de bir iki söz edeyim ki son bölümün önemi anlaşılsın. Kendisi zaten fizik profesörü olan yazar kuantum fiziğini olabildiğince basitleştirerek ve özetleyerek anlatıyor. Bu anlatımda bile tam anlayamadığımız ya da kafamızı karıştıran bir sürü şey olması çok doğal. Asıl konuya gelirsek; yazar son bölümde "quantum" kelimesinin şarlatanlarına değiniyor. Bilimin ne "olmadığını" anlamak için bile bu kitabın son bölümü okunmalıdır. 'Bedava enerji'cilere, 'kuantum iyileştirme'cilere, 'uzaktan iyileştirme'cilere, kuantumu bir sihir gibi gösteren kişisel gelişim safsatacılarına neden inanmamamız gerektiğini çok iyi açıklıyor. "Meditasyon stres düzeyinizi düşürebilir, olumlu düşünceler ruh halinizi iyileştirebilir....Ama bunda kuantumla ilgili bir şey yoktur; evrenin derin yapısına anlamlı bir biçimde adım atıyor değilsinizdir." Sonuç olarak kuantum fiziği ile ilgili araştıracaksanız, konuyu uzmanlarından okuyun, dinleyin; şarlatanlarından değil...
Köpeğinize Kuantum Fiziğini Nasıl Öğretirsiniz?
Köpeğinize Kuantum Fiziğini Nasıl Öğretirsiniz?Chad Orzel · Aylak Kitap Yayınları · 2017111 okunma
172 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Anlaşılmamak Nietzsche için önemli bir şey. Sanıyorum ki kendisini, anlaşılmamakla gurur duyan bir filozof olarak tanımlayabilirdi. Belki de tanımlamıştır bilmiyorum. Bu girizgâhı "ben kendisini anlamadım" demek için yapmadım. Tam olarak anladığımı da söyleyemem ama beni bazı önemli konuları düşünmeye sevk ettiği kesindir. Anlamadığım yargılarını, örneklerini biraz daha araştırıp tam olarak anlayacağım ve hatta buna başladım bile. Bu eserdeki tüm fikirlere katılmamakla birlikte üzerinde düşünmeye değer şeyler olduklarına beni ikna etti. Ki bence bir filozofun yapması gereken en önemli şeylerden birisi budur. İnsanlığın bir miras olarak biriktiregeldiği sofistike polemikler, yeni ve çığır açıcı tazelikler ister. Bu tazelikler bazen öze dönüş, bazen düz hatta dümdüz bir bakış açısı ile olur. Bazen de tazeliğin hakkını vererek yepyeni, el değmemiş bir fikirle yapar bunu filozof. Yazar bu eserinde bunların hepsini yapıyor. Ama Nietzsche'de sık karşılaşılan bir durum burada da karşımıza çıkıyor. Bir filozofun sırf başkalarından farklı bir şey söylemiş olmak için konuşma ihtiyacı... Kendisiyle çelişme yoluyla anlaşılmama isteği... Baştaki girizgâhı bunları söylemek için yapmıştım. Elbette eserin sınırlı yerlerinde ve aslında çok da rahatsız etmeden bunları yapıyor yazar. Hatta bile isteye ironi katmak için yapıldığını düşündüğünüz kısımlar da bence başarılı. Toplamda değerli bir polemik olduğunu düşünüyorum. Okunması, irdelenmesi, modern insan tarafından güncel olarak da her dönemde ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
Ahlakın Soykütüğü
Ahlakın SoykütüğüFriedrich Nietzsche · Kabalcı Yayınevi · 20112,149 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yusuf Atılgan ile ilk tanışmam oldu bu kitap. Gerek kitap gerekse yazar ile ilgili pek çok yorum okumuştum. İkisiyle ilgili de en genel kanı; okunması emek isteyen ('sıkıcı' sıfatını da gördüm) ama okuduğunuzda sizi derinden etkileyen bir yapıya sahip olmalarıydı. Kitabı okuduktan sonra bu genel kanıya katılmakla birlikte olumsuz gibi görünen yanı bende hiç ağır basmadı. Çünkü bir karakter analizini, kendi üslubunuzla vermek öyle kolay bir şey değildir. Özellikle de zaten sıkıcı ve Türk edebiyatının belki de en kötücül karakteriyse bu... İşte böyle eserlerde verilmek istenen 'his'tir. Bir ana fikir, bir slogan değil... Elbette kendiniz bu kitaptan pek çok sonuç çıkarabilirsiniz. Yalnızlığın bir insanın karakterinde nasıl yer edebileceğini, sevgi isteminin yıpratıcı başarısız deneyimlerle her insanı kötü yapabileceğini bu romanda görebilirsiniz meselâ. Ama kitabın son sayfasını bitirdiğinizde bu sonuçlar için acele etmeyin. Çünkü büyük ihtimalle her insanda farklı biçimde bırakacağı o hissin tadını çıkarmalısınız. Evet okurken sıkılabilirsiniz ama içinde bulunduğumuz abartı çağına ayak uydurup 'sıkılmanın' çok kötü bir duygu olduğunu sanmayın. Can sıkıntısı belli bir yere kadar sıkışabilen yay gibidir. İlk yirmi sayfayı bu düşünceyle geçerseniz sonrasında tarza da alıştığınız için çok keyifli bir okuma deneyimi yaşarsınız.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330bin okunma
396 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Romanın ana hikâyesi belki pek çok tanıdık romanın ana hikâyesi ile benzer olabilir. Bu romanı onlardan farklı kılan, yan hikâyelerdeki ustalık olsa gerek. Bu yan hikâyeler hem bir dönemin betimleyicisi, hem romanın mizahi yanı, hem ana karakterin içine düştüğü ruh hâlinin destekleyicileri durumunda. Bütünsel olarak bir kitabı ele aldığınızda, kolaylıkla ana fikirler çıkarabileceğiniz ama üzerinde tekrar biraz düşündüğünüzde yanılmış olabiliceğiniz kanısını uyandıran eserler vardır. Bu da bence öyle bir kitap... Belki de keskin bir karar vermeden, sadece "Hayat ne garip!" dedirtmek istemiştir yazar. Tüm bu açılardan ustaca yazılmış bir eser, gerçek bir klasik olmasına rağmen; bende bıraktığı hislerden biri de 'ortalamanın altında bir zekâyı hedef kitlesi kâbul etmiş' bir eser gibi gözükmesiydi. Tabiki o dönemin şartlarını tam olarak bilemem ama ana hikâyenin ilerleyişi bakımından 'popülist' bir düzen tutmuş gibi göründü bana. Belki de o yukarıda bahsettiğim 'basit ana fikir' konusunda hâlâ şüphelerim vardır. Belki de gerçekten o kadar basit bir ana fikri, bu kadar kolay bir yoldan çıkarttırmış olabileceğini düşünüyorumdur. Bu yüzden biraz puan kırmışımdır.
Madame Bovary
Madame BovaryGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201933,2bin okunma
Reklam
144 syf.
4/10 puan verdi
·
29 günde okudu
Anlatım bozuklukları, imlâ hatalarıyla dolu bir kitap. İçerik olarak vâdedildiği gibi tarihe yön vermiş savaşlar, anlaşmalar, olaylar geniş bir çerçevede ele alınmış. Ancak özellikle daha eski olaylar ele alınırken 'dogma' ya kaçan bilgiler verilmiş ve tarafsızlıktan uzak fikirler sunulmuş. Sıradan bir lise tarih kitabından fazlasına ulaşabiliyor muyuz? 1950 sonrası için belki... Ama öncesinde bana pek bir şey kattığını düşünmüyorum. Tarihe ilginiz varsa okuyabilirsiniz ama baş ucu kitabınız olmasın derim.
Tarihe Yön Veren Savaşlar Ve Antlaşmalar
Tarihe Yön Veren Savaşlar Ve AntlaşmalarYeliz Aksoy · Venedik Yayınları · 201386 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Bence herkes en az bir kere, kitabın ana karakterinin hislerini yaşamıştır. Bazen tüm dünyanın tepesinde bir yere çıkıp "Siz ve sizin saçma normlarınız!" diye bağırmak gelebilir içinizden. Tabi 'yabancı' bunu hiçbir zaman yapamaz; üşenir çünkü... Buna bile değmez çünkü... Özellikle evlilikle ilgili diyaloglar, tüm erkeklerin hislerini yansıtıyor bence. Kendine itiraf edemese bile, her erkek aslında tam da böyle düşünüyordur. Ana karakter çoğu insanın olamadığı kadar dürüst olduğu için topluma 'yabancı'dır.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,9bin okunma
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İncelemeleri her yerde bulabilirsiniz. Ben yalnızca bir tavsiye vereceğim okuyacaklara: Sesli, yani dışınızdan okursanız çok daha güzel oluyor. Hatta ben, her bölümü önce içimden sonra dışımdan okuyarak bitirdim kitabı. Büyük ihtimalle sevgili Nâzım da önce sesli söyleyip sonra yazmıştır. Öyle bir hissi ben alıyorum en azından. Selâm olsun!
Memleketimden İnsan Manzaraları
Memleketimden İnsan ManzaralarıNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20116,4bin okunma
335 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Her kitabı kendi türü içinde değerlendirmeli... Yazanlarla aynı düşünüp düşünmediğimizin, çok çok az önemi olmalı burada. Kitap, anlatmak istediğini nasıl anlatıyor? Söylemek istediğini nasıl söylüyor? Sorgulatmak istediğini nasıl sorgulatıyor? Hissettirmek istediğini nasıl hissettiriyor? Önemli olan bunlardır daha çok. Bu kitap felsefî yaklaşım açısından şahane bir eser olmakla birlikte benim her görüşünü savunmayacağım ama edebî tekniğini beğendiğim bir eser oldu. Dikkat edilmesi, üzerinde düşünülmesi, geliştirilmesi gereken sorular da uyandırdı beynimde. Katıldığım ve katılmadığım fikirlerle ufkumu açtı, düşündürdü... Umarım sizde de benzer etkiler bırakır. İyi okumalar...
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202037,8bin okunma
331 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İyi bir kitap... Kurgu itibariyle bir felâket senaryosu olmasına rağmen imgelemleri, metaforları güçlü kullanan bir kalem görüyoruz. Ayrıca yazarın yazım tekniğine de çabuk alışabiliyoruz. Yine de mükemmel bir kitap okuduklarını söyleyenlere pek katılamıyorum. Bazılarının dünyanın 8. harikasını okuduklarını söyleyen yorumlarını, kitabı okuduktan sonra abartılı buldum. Cümleleri tekrar etme tekniği iyi kullanıldığı zaman bir sanattır. Aynı bölümde veya kitabın değişik yerlerinde tekrar eden yerler bu kitapta da bazen etkili oluyor ama bazen sanki okuru çok ilgilendirmediği hâlde sıkıyor. Elbette herkese aynı gelmeyecektir. Konu, kurgu, yazım tekniği ve imgelemler üzerinden genel anlamda çok iyi bir kitap. Ama kusursuz değil...
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,1bin okunma
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Siyaset tarihi veya siyasetin kendisiyle ilgilenenlerin okuyabileceği mihenk taşı eserlerdendir. Yalnız ufacık da olsa Hegel, Lasalle gibi düşünürlerin altyapısına sahip olmak gerekmektedir. Kendisi bir inceleme olan manifesto ile ilgili yapacağım iceleme yalnız yayınevi ve çeviri ile ilgili olabilir. Kitabı okumak isteyenlere can yayınevini tavsiye ederim. Kitabın sonundaki notlar, işaretlendikleri yerlerle eş zamanlı okunursa daha açıklayıcı olabilir. Bir de; "görüşleriniz ne olursa olsun her görüşü bilmeden, anlamadan tam bir görüş zenginliğine ve bağımsızlığına erişmeniz mümkün değildir." diyebilirim.
Komünist Manifesto
Komünist ManifestoKarl Marx · Can Yayınları · 201913,4bin okunma
Reklam
136 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Haddim olmayarak kitaba verdiğim puan, içindeki hikâyelerin ortalamasıdır. Ama "Dülger Balığının Ölümü" hikâyesinin yeri apayrıdır. Belki hayatımda en sevdiğim hikâyedir. Kitabı okumasanız da bu hikâyeyi mutlaka okuyunuz. Kitaba gelince; içindeki 17 hikâye, yazarın sürrealist yönünü ortaya koyuyor. Olay örgüsü olarak değil de hissiyât bakımından incelenmelidir çoğu... Sait Faik hayatının son dönemine girerken kendini ve iç dünyasını resmediyor âdeta. Dali'nin bir tablosunu seyreder bir hisle okuyorsunuz her hikâyeyi. Bu bazen rahatsız edici de olabiliyor ama 'Size ne! Ben böyle yazmak istedim.' diyor bir yandan. Zaten hikâyeci olmak biraz da bunu diyebilmek değil mi?
Alemdağ'da Var Bir Yılan
Alemdağ'da Var Bir YılanSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 202010,6bin okunma
704 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kitap tamamen bir dehanın ürünü... Ona şüphe yok! Pek çok kişi Raskolnikov karakteri üzerine incelemeler yapmış, onun fikirlerinin psikolojik-toplumsal sebep ve sonuçlarını irdelemiştir. Raskolnikov'un sıradışı gerçekçiliği, orijinal bir karakter olması kitabın ana atmosferini oluşturuyor. Ama benim asıl dikkat çekmek istediğim nokta; üzerinde düşünmeyi bir kenara bırakın, üzerinde kimsenin düşünmeyeceğini bildiğimiz insanların yan karakterler olarak sunuluşu. Hepsi inandığı şeylere sarılan, hatta inançları sarılmamak üzerineyse sarılmayan karakterler. Yazar onları kurgulamakta (belki gözlemlemekte) üstün bir yeteneğe sahip olduğunu göstermiş. Bu açıdan yalnızca Raskolnikov'u ve onun fikirlerini değil, hayatın başka durumlarının başka insanlarca duyumsanmasını da sorgulayabiliyorsunuz. Ana temamız elbette Raskolnikov ve onun fikirileridir. Ben şahsım adına ağır bir yumruk yedim kendisinden. Tavsiye ederim.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,8bin okunma