Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatma Kani

Fatma Kani
@fatmakani
Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
156 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
PKOS'lu Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı
Kitap polikistik over sendromu ile ilgili  detaylı bilgi içermektedir.  Ayrıca bu hastalığa-pardon sendroma- sahip kişilere beslenme ile ilgili öneriler sunuyor. Çok da iyi yapıyor ki hastalık beslenme düzeni ile çok alakalı. Bu sebeple de eğer polikistik over sendromunuz varsa okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Zira bana çok faydası dokundu.
PKOS ve Beslenme
PKOS ve BeslenmeKübra Zeydanlı · Dorlion Yayınevi · 2019119 okunma
Reklam
111 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kadınca bir söyleyiş: Aklımdaki Yılan
Yine benim için bir Hatice Meryem klasiği. Ba-yıl-dım. Okumalara doyamadım. Bilerek uzattım, keyfini çıkardım sayfaların. Elinize alıp su gibi içebileceğiniz bir kitap. Annelik hallerini, kadınlık hallerini, kız çocuğu halinizi kısaca bir kadının başına gelmiş ve de gelmesi muhtemel halleri annelerin ve kızlarının gözünden okuyorsunuz. Ama sade ve basit bir anlatımla değil de tamamıyla girift ve yer yer efsanevi, masalsı denebilecek hikayelerle. Bir Ayfer Tunç okurken böyle hissetmiştim kendimi bir de Hatice Meryem. Her kitabında kendi kendimle sohbet ediyor, bir günlüğün samimiyetinde yazılmış bu sohbetlerde ruhumu doyuruyorum. Okumak, özellikle de bazı yazarları okumak, terapiye gitmiş, içini boşaltmışsın hissini veriyor. Hikayelerden en çok 'miras' isimli hikayeyi sevdim, bu sebepledir ki kendisi yer yer sağanak yağışlar yarattığı minnoş kalbimde yeni bir filiz de yeşertti. Bir gün ben de bana verilen bu kadınlık mirasını aktarmam gerekirse bunu her zerrenin farkında olarak, geleceğe neler aktardığımı fark ederek yapacağım.
Aklımdaki Yılan
Aklımdaki YılanHatice Meryem · İletişim Yayınları · 201039 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Burnum eğri, dedim. Neren doğru ki, dediler!
Bir küçük eğri burun meselesi ile başlayıp yaşamı sorguladığımız günlerden merhaba. Kitabımız yukarıda bahsettiğim küçük mesele ile başlıyor, karısı bir gün Moscarda'ya burnunun sağa doğru eğri olduğunu söyler. Dünyası başına yıkılan Moscardamız ne yazık ki o güne kadar bu acı gerçek ile tanışmamıştır. Bu ve daha birçok acı gerçekle tanıştıktan sonra başlar yaşamı sorgulamaya. Ana karakterimiz Moscarda burnunun eğriliği ile başladığı hikayesini kendisinin diğer insanların gözünde nasıl göründüğü üzerinden sürdürür. Ardından bu sorgulayış onu başka bir gerçekliğe götürür: Bu güne dek kendisini hep başkalarının konumlandığı şekliyle algıladığı gerçeği. Oysaki birden fazla "ben" vardır ona göre. Benim kendimi algıladığım "ben" ve diğer insanların gözündeki "ben" ler. Burada çoğul biçimde "ben" ler ifadesini kullandık. Çünkü Moscarda her insanın zihninde farklı bir Moscarda olduğunu, hatta tanıdığı insan sayısı kadar ayrı Moscarda'lar olduğunu söyler. Kitabın ismi zaten okumaya başlamadan dahi ilgimi çekmişti. İsimle hikayenin bağlantısını kurduğumda daha da fazla sevdim. Biz kendi gözümüzde biriyiz. Ama başkalarının gözünde binlerce biz varken, biz aslında bunların hiçbiriyiz. İşte biri, hiçbiri, binlercesi ismine bizi götüren bölüm de burası. Başta mizahi unsurları ile beni kendine çeken hikaye, devamında da aforizma niteliğinde tespitleri ve bunun yanı sıra kullandığı sobetvari, mizahi üslubu ile ayrıca hoşuma gitti Keyifli okumalar, tüm Moscardalara!
Biri Hiçbiri Binlercesi
Biri Hiçbiri BinlercesiLuigi Pirandello · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20214,069 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
120 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Bir gergedan hiç bu kadar rahatsız edici olmamıştı.
Büyük Küfür Kitabı Kitabı okuyup okumamakta kararsız kalmıştım başta ama sayfalarda ilerledikçe iyi ki okudum dediğim bir kitap oldu. Yaptığı kelime tekrarları, ironilerle dolu anlatımı ve kelimeleri muhteşem kullanımı ile küfür etmeden küfür etkisi yaratan bir kitap Gergedan. Kitabın içerinde birçok öykü mevcut, öyküler temelde dışlanmış, yıpranmış, Gregor Samsa gibi bir sabah yatağında dev bir böceğe dönüşmüşlerin hikayelerini anlatıyor. Anlatımda bolca kan, dehşet, ceset, kasvet ve et ve et ve et var. Kelime, cümle tekrarları, ve bağlacının tekrarları anlatımı inanılmaz güçlendirmiş. Ancak kapalı yağmurlu günlerde ve özellikle depresif hissettiğiniz anlarda okumamanız şiddetle tavsiye olunur. Zira kitabın kasveti ruhunuzu ele geçirebilir. Kısacası iyi hissetmek için asla okunacak bir kitap değil, ama beni amuda kaldırsın dünyaya bir de buradan bakayım derseniz, buyurun. Keyifsiz okumalar. :)
Gergedan
GergedanMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20192,786 okunma
266 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Dorian, Ahh Dorian - ebedi güzelliğin hazin sonu-
"Toplumun ahlak dışı ilan ettiği kitaplar, topluma kendi ahlaksızlıklarını gösteren kitaplardır, sadece o kadar. " (s. 260) Esasen şair olarak bildiğimiz Oscar Wilde, bu kitabını da bir şiir gibi kaleme almış. Kitabı okurken bir Shakespeare oyununda hissettim kendimi zaman zaman. Karakterlerin konuşmaları kendi içinde çok şiirsel olduğu
Dorian Gray’in Portresi
Dorian Gray’in PortresiOscar Wilde · Karbon Kitaplar Yayınları · 201973,2bin okunma
Reklam
280 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Latife Tekin bu kitabında cehaletin boyutlarının ne olabileceğini her sayfada yeniden hissettiriyor. Büyülü gerçeklik akımının güzel örneklerinden biri olan Sevgili Arsız Ölüm, her sayfada ayrı bir olay silsilesi sunuyor okuyucuya ve bunu yaparken bu cehaletin kadın yaşamı üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu da gösteriyor bize. Bu sebeple de kadın
Sevgili Arsız Ölüm
Sevgili Arsız ÖlümLatife Tekin · Can Yayınları · 20187,1bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Moliere ve Cimri
Moliere'nin yaşadığı dönemde yazılan komedyalar her daim alt tabakanın hikayesini işlerdi. Cimri ile burjuvazi eleştirisi, Gülünç kibarlar ile saraya dair komedya yazmaya girişen Moliere günümüz için yenilikçi olarak algılansa da o dönemde pek de hoş karşılanmadı. Hatta Moliere kendine düşmanlar edindi bu sebeple. Bunlar öyle düşmanlar ki tüm
Cimri
CimriMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200622bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
ben: karahindiba ve adı siyaha bulanmışların sesi
Şiirlerin çoğu bilinçakışı yöntemiyle yazılmışa benziyor. Şair anlatmıyor, en azından açık biçimde anlatmıyor, da sezdiriyor daha ziyade. Bu sebeple anlamsızca bir acı çekiş içinde bulabilirsiniz kendinizi okurken. Ama kitabın ruhunu keşfettikçe bu acı anlam kazanacak. En önemlisi de bu kitapta savaş var. Kadının kendi ile savaşı. Kadının toplum
Türbülans
TürbülansNaile Dire · İthaki Yayınları · 2020117 okunma
78 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Güzelliğin ama daimi güzelliğin peşinde bir Don Juan
Moliere'nin o dönem toplumunu eleştirmek gayesiyle yazdığını düşündüğüm komedyası. Eser toplumdaki yozlaşmayı Don Juan katakteri üzerinden anlatır. Daima itlik, köpeklik peşindeki Don juan abimiz de hikaye boyunca kadınlarla eğlenen ahaha diye kötü kahkahalar atan bir tiptir. Her ne kadar bu ne boş adam sadece arzuları için yaşıyor deseniz ve öyle
Don Juan
Don JuanMolière · Mitos Boyut Yayınları · 2011133 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Kitap, Anaşist Bankerimizin Anarşizm yolculuğunu sohbet eder bir havada anlatıyor. Banker karşıdaki kişiye anarşizm ile olan ilişkisini gelmiş geçmiş ne varsa sohbet arasında anlatıyor. Aslında sohbetin kendisi tamamen anarşizm demek daha doğru olur. Anarşist ruhlu olunca tabii lafını sakınmıyor kimseden. Burjuvalara karşı nefretini de sürekli
Anarşist Banker
Anarşist BankerFernando Pessoa · Can Yayınları · 20061,492 okunma
Reklam
250 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir Adam Yaratmak, son zamanlarda okuduğum en edebi eser olmakla birlikte Necip Fazıl'ın edebi görüşünü de çok iyi yansıtmış bir yapıt bana göre. Kendinizi yoğun bir temaşa içinde buluyorsunuz kitabı seyrederken. Evet, okumak değil seyretmek. Piyes olarak yazılmış bu eser, gözlerinizde  canlı canlı oynanıyor adeta. Varoluş sancıları içindeki
Bir Adam Yaratmak
Bir Adam YaratmakNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20209,3bin okunma
262 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Karısını Şapka Sanan Adam, yer yer ufuk açıcı kitaplara, yazarlara ve hatta şiirlere değinerek anlatıyor derdini. Bilhassa insanların, dışlanan kesimlerin dertlerini. Psikologla görüşmeye giden insanlara bile  "deli" yakıştırması yapılan bir dünyada  "öteki"lerin hikayesini sunuyor bize. İnsanları yaftalamak her kültürün
Karısını Şapka Sanan Adam
Karısını Şapka Sanan AdamOliver Sacks · Yapı Kredi Yayınları · 20204,570 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitapta "Çocuk" hem çok değerlidir hem de çok değersiz. Aslında insanlar değeri çocuğa vermez. Değer verilen soylarının onunla ilerlemesidir. Geleceğe bir kutsal tohum da ben bırakayım der insan. Çocuk sadece araçtır. Bu yüzden de bakamasa bile bir sürü tohum bırakır geleceğe. Bunların ileride büyüyüp yeşermesi de önemsizdir. Sayısı
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,4bin okunma
236 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Saramago yine binbir çeşit soru sorduruyor, olmadık yerden olmadık işler çıkartıp aklımızı darmaduman ediyor yine, ama iyi anlamda. Ölmek ya da hiç ölmemek, hangisi daha iyi diye soruyor insan, ölüm bile bırakıp giderken biz günahkar insanoğlunu. Ölüm bizi terk etmeye başlayınca insanlar onlara gidiyor akın akın. "Her ikisi de toprağın üzerinde diz çöktüler, ölümü kandırmaya gelen ölüler için acı çekiyorlardı." diyerek ve kalbimde bir sızı oluşturarak anlatıyor Saramago bu ölüme gidişi. Ölüm bizi tutsak ediyor sanarken acaba tam tersi ölüm müdür kanatlarımızı çıkartan? Her şeyin temeli ölüme mi bağlıdır? Din, felsefe hatta yemek, içmek, okumak bile? Ölüm olmasa okur muydun kitapları? Sever miydin yine yaprak sarmasını? Ne kör isteklermiş bizimkisi. Ben bu kitabı okuyunca anladım. Hem tutuldu dilim hem açıldı gözlerim.
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202011,8bin okunma
84 syf.
·
Puan vermedi
Suçlunun değil de kurbanın suçlandığı şu günlerde, hatta tüm günlerde en okunası kitaptır kendisi. En çok yeşil eşofman bölümünü beğendim ama kitabın tümü adının hakkını veriyor. Adı gibi tüm hikayeleri de çok manidar. Bir kadını öldürmenin hiçbir haklı gerekçesinin olmadığını öyle absürt örnekler ile gözünüze sokuyor ki Twitter'da klavye delikanlılığı yapan dünyadan habersiz güruha bile derdini anlatabilir. Ama bırakın kadınları çocuklara, hayvanlara hatta damacanalara tecavüze girişilen bir ülkede yeşil eşofmana aşık olup sonra da başkası onu giyince neden kendini teslim etti, dikişlerinden patlayabilirdi diyen bir adam size ne kadar sıradışı, absürt gelir bilemiyorum.
Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?
Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?Hatice Meryem · İletişim Yayınevi · 2019446 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Büyüklere her şeyi açıklamak gerekir der Küçük Prens. Oysa bizler büyüdükçe daha çok şey bildiğimizi, daha iyi anladığımızı sanarız. Belki birtakım şeyleri daha iyi biliriz gerçekten de. Mecazları, atasözlerini daha iyi anlarız, atom fiziğini, soyut dünyaları daha iyi kavrayabiliriz. Yine de anlayışımız bildiğimizin aksine ilerlemez, geriler. Bir zamanlar küçük bir çocukken hayal dünyamızda yaşattıklarımızı hatırlatır Küçük Prens bize. Biz ilerliyoruz sanırken nasıl da bir makineye dönüştüğümüzü serer gözümüzün önüne. Evden işe, işten eve giden yaşamdan zevk almayı unutmuş canlılara dönüştüğümüzü gösterir. İşte bu yüzden bir çocuk kitabından çok daha fazlasıdır. Aynı zamanda da bir çocuğa verilebilecek en güzel hediyedir. Hem pencerenin önündeki çocuklara hem de hala içinizde yaşattığınız çocuğa almak için çok güzel bir hediyedir.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · İlgi Çocuk Yayınları · 2014235,3bin okunma
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
Yazar zaten feminizmin en değerli kalemlerinden biri ki bunu sadece bu kitabı okuyarak bile fark edebiliyorsunuz. Hani bazı kitaplar vardır, içindeki bir cümle size hah, işte bu dedirtir. Aynı derdi yaşayıp durmuşsundur yıllarca ve birinin de bunu aynı senin yaşadığın biçimiyle yaşamış olması seni rahatlatır ya, tam da öyle bir kitap aslında. Okurken kendimi buldum, gördüğümde sinir olduğum kadınları, erkekleri buldum. Kısacası bir yerinden yakalıyor kitap hayatınızın ve sarsıyor sizi. Derdinizi böyle güzel cümlelerle anlatması bir devrim etkisi yaratıyor zihninizde. Sanki beyninizin içinde bir gösteri düzenleniyor ve sizi uyanmaya itiyor. Ataerkil dünyada size verileni sorgulamadan onun istediği gibi yaşadığınızı ve bunu nasıl fark etmeden "sıradan" bir şeymişcesine yaptığınızı çarpıyor suratınıza. Hem naif hem de sert aslında dili de bu yüzden. Hem narin bir kadın var kitabın içinde hem de dimdik duran isyan eden her şeyin farkında bir kadın. Ve aslında bu ikisi de aynı kadın. Ve aslında, bu kadın sensin, benim, biziz.
Sırça Fanus
Sırça FanusSylvia Plath · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201911,6bin okunma