Merve Karaoğlan

17 Mart 2021 14:07

160 syf.

7/10 puan verdi

Beğendi

Spinoza’nın sadece yaşadığı dönemin çok ötesinde değil, zamanımızın da çok ötesinde bir mucize olduğunu belirten Frederic Lenoir bu kitabında, Spinoza’nın zihnimizi nasıl aydınlatabileceğini, yüreğimizi nasıl ferahlatabileceğini anlatıyor. Aydınlanmanın erken dönem düşünürlerinden olan Spinoza, Evren ve kişi hakkında modern görünüşler ortaya sürerek öncü eleştirileri yapmış ve zamanla 17. yy felsefesinin en önde gelen rasyonalistlerden biri olarak kabul edilmiştir. Dekart’ın fikirlerinden etkilenen Spinoza, Hollanda Altın Çağı’nın önde gelen bir filozofu olmuştur. Zamanında anlaşılmayan pek çok filozof gibi Spinoza da yanlış anlaşılmanın ve doğru anlaşılmayanın muhatabı olmuş, tuhaf bir çelişkiyle hem en büyük din düşmanlarından biri sayılmış, hem de eserinin temel temel kaynağının Tanrı sevgisi olduğu söylenmiştir. İki bölümden oluşan kitabın da Lenoir, ilk olarak Spinoza’nın hem dinde , hem politikada hem de felsefede büyük bir devrim gerçekleştirdiğini irdeliyor. Yazar ikinci bölümde ise Spinoza’nın neden bir bilgelik ustası olduğunu ele alıyor.

Spinoza MucizesiFrederic Lenoir · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020330 okunma

Reklam

Merve Karaoğlan

17 Mart 2021 13:50

429 syf.

8/10 puan verdi

Beğendi

Ka, Kar , Kars..

Ka, Kar, Kars... Orhan Pamuk’un ilk ve tek siyasi romanım dediği, ilk basıldığı yıllarda tepki toplamamak adına bir aşk romanı olarak tanıtılan eseri. Almanya’da uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan şair Ka, ülkesine döner ve röportaj yapmak için Kars’a gider. Yıllarca ülkesinden uzak kalmış yazar bir anda ülkesinde yaşanan durumun şiddetle hissedildiği bir noktada bulur kendini. İntihar eden kızlar, baş örtüsü sorunu, siyasal İslamcılar, Kemalistler, cemaatler, darbeler, işkenceler. Birbiriyle anlaşamayan, örtüşemeyen her bir noktaya değiniyor Pamuk.

KAROrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 200214,5bin okunma

Merve Karaoğlan

24 Eylül 2020 16:49

568 syf.

7/10 puan verdi

Beğendi

Roman Troya Savaşı'nın son günlerini anlatır. Mitolojik unsurların fazlasıyla görüldüğü bir romandır. İlyada'da Yunanlıların inandıkları tanrılar ve tanrıçalar vardır. İlyada'da buna örnek olabilecek kişiler vardır: Zeus(en büyük tanrıdır) , Akhilleus ( en üstün Akha yiğittir.), Hektor ( en büyük Troyalı yiğittir), Apollon( güneş tanrısıdır) Mitolojide anlatılanlar gerçekten olup bitmiş, tam anlamıyla ortaya çıkmış şeyden bahseder. İlyada Destanı da buna örnektir. İçinde olağanüstülükler , insanüstü güçler vardır. Fakat gerçek bir savaşı anlatır. Mitolojide doğaüstü olaylar ve tanrıların doğaüstü güçleri vardır. İlyada'dan örnek verecek olursak eğer; 1) Zeus'un Agamemnon'a sahte bir düş gönderip Troya'yı alabileceğini söylemesi. 2) Apollon'un Akhalar üzerine veba salgını göndermesi .

İlyadaHomeros · Arkadaş Yayıncılık · 20147,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör

Merve Karaoğlan

24 Eylül 2020 16:07

360 syf.

8/10 puan verdi

Beğendi

Eylül, Türk edebiyatının "ilk psikolojik romanı" olarak tanınır. Romanda olayları genellikle yazarın ağzından dinliyoruz. Sık sık da kahramanların zihin durumları -gene yazar yoluyla- önümüze seriliyor. Böylece kişilerin olaylara bakışlarıyla , olayların yazarca değerlendirilişi yan yana sürdürülüyor. Özel-psikolojik romanda hep

EylülMehmet Rauf · Bordo Siyah Yayınları · 201839,8bin okunma

Merve Karaoğlan

23 Eylül 2020 21:43

207 syf.

Puan vermedi

Ahmed Arif‘in 1954- 1959 yılları arasında Leylâ Erbil’e yazmış olduğu mektupların derlendiği kitaptır Leylim Leylim. Ahmed Arif, aşkının her zaman arkasında durmuştur ve sevmekten hiç usanmamıştır Leyla’sını. Leylâ Erbil ise her zaman dostça yaklaşmıştır ona. Ahmed Arif bu konumu zamanla kabullenmiştir. Öyle ya, çok sevmişti Leylâ’sını; “Sen ister dostum ol, ister sevgilim, yeter ki hayatımda ol” demiştir. Haydi bakalım neler demiş Ahmet Arif Leyla'sına: "Gözlerinden öperim cânım. En çok da burnundan. Gülme, ciddi söylüyorum. Yarı Parçan" "Dünyaya geldiğime pişman değilem! Seni tanıdım çünkü." "Bir daha dünyaya gelsem aynı hayatı, daha bir ustaca ve korkusuz yaşarım. Ama bu sefer seni tanımakta gecikmem! İlk işim o olur." Ölüm bile getirsen güzelsin ömrüm. İnan bana, bütün yüreğimle söylüyorum bunu. Bağırabilirim de. Ne var? Gene mi “ötekiler” le mukayese beni? Maşallah sevgilim! Çok mültefitsin… Korkunç vuruyorsun. Hem de eldivensiz. Vur canım. Aşağılık bile olsa hoşuma gidiyor bu hâlim. “Ben senin mecburunum- başkaca yokum.”

Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,3bin okunma

Reklam

Merve Karaoğlan

23 Eylül 2020 21:25

74 syf.

Puan vermedi

Bir sabah kalktığında kendini böcek gibi hissetmenin nasıl olacağının hikayesini yazmış Franz Kafka Dönüşüm isimli eserinde.. Kahramanı Gregor Samsa sabit bir işi olan, patronları tarafından aşağılanan, sanayi devriminin hemen sonrasında yaşamış biri. Dönüşüm, çok vurucu ve net bir girişle başlar. İnsandan böceğe dönüşüm. Aslında gerçek dışıdır, bir insanın bir böceğe dönüşmesi ama siz hiç kendinizi böcek gibi hissetmediniz mi? Toplumun kendi gibi olmayanlara hoşgörüsüzlüğünü, tahammül edemiyor oluşunu da çok güzel betimleyen Kafka; ayrıca bu kitap da sebep ne olursa olsun dışlanan insanların ne hissettiğini de çok güzel betimlemiş. Franz Kafka’nın “Dönüşüm” kitabının hikayesinin konusu da bu aslında: Toplum kendi gibi olmayanı dışlar! Samsa bir gün ağır yaralanır ve bir böcek olarak bu dünyadan ayrılır. O ölünce aile o kadar mutlu olur ki hemen kendi hayatlarına dair planlar yapmaya başlar. Burada da evde bakıma muhtaç birinin varlığının aileyi nasıl zor duruma soktuğunu anlıyoruz. Tabi bir de canın her zaman canandan önce geldiği gerçeği ile de yüzleşiyoruz.

DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,2bin okunma

Merve Karaoğlan

23 Eylül 2020 17:46

136 syf.

8/10 puan verdi

Beğendi

Dülger Balığının Ölümü

Türk edebiyatında Sait Faik Abasıyanık, hikayelerinde, insanların dışında başka varlıklara, bilhassa balıklara ve kuşlara karşı büyük bir ilgi göstermiştir. Bu, onun şiir duygusu ile ilgili olmakla birlikte, kendisini onlara yakın bulması ile de alakalıdır. Dülger Balığının Ölümü hikayesinde konu dülger balığıdır ama dikkat, ilgi, sevgi ve acıma

Seçme HikayelerSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20205,5bin okunma

Merve Karaoğlan

23 Eylül 2020 16:56

238 syf.

Puan vermedi

İhsan Oktay Anar'ın hem tarihten hem felsefeden yararlanıp yazdığı romanıdır. Kitap 6 bölümden oluşuyor. Uzun İhsan Efendi, Arap İhsan efendi ve Bünyaminin etrafında gelişen olayları kapsıyor. Romanda kısaca bahsedecek olursak Arap İhsan Efendi , yeğeni Uzun İhsan'ın yanına gelir. Arap İhsan bir çeviri yaptırmak için gelir ve çeviri yapılan kitap Rendekar'ın Zagon Üzerine Öttürme eseridir. Uzun ihsan bu kitabı okuduktan sonra gerçekliğin doğası üzerine düşünmeye başlar. Uzun İhsan ise rüyasında gördüklerini kaleme alır. Bunu bir şurup içerek yapar. Şurup içip uykuya dalır ve rüya görür. Bünyamin de bu şuruptan içer fakat fazla içer. Fazla içtiği için de uykusu uzun sürer ve bu yüzden öldü sanılır. Kitap hakkında çok detaylı bilgi vermek istemem ama kitabın sonunda acaba mı diyeceğiniz şeyler olacak eminim. Kitapta Ebrehe vardır ve bu 3 şeytanı temsil eder. Metinlerarası gönderimlerle fantastik bir metin oluşturmuştur İhsan Oktay Anar.

Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,4bin okunma

Merve Karaoğlan

23 Eylül 2020 16:45

203 syf.

Puan vermedi

Adalet Ağaoğlu'nun mükemmel kitaplarından biri. Postmodern roman özellerini taşıyan bir kitap. Roman bir yazarın anahtar deliğinden tarihi seyretmesi ile başlıyor. Burada da Doğu'nun Batı'ya aşağılık kompleksini gösteriyor. Daha sonra tarih öğretmeni Kamil Kaya anlatılmaya başlanıyor. Kami Kaya, Kastamonu-Konya-Kütahya gibi illerde öğretmenlik yapar. Kitap hakkında çok bilgi vermek istemiyorum . Ama sürükleyici bir kitap . Asıl olaylar ise Kamil Kaya'nın kaybolması ile başlıyor. Okurken kafanız da "acaba böyle olabilir mi?" diye sorular sormak zorunda kalacaksınız ve sorduğunuz sorulara cevap bulamayacaksınız. İşte tam bu noktada ise postmodern roman olduğunun farkına varacaksınız. Postmodern romanlarda; -sonunda soru işareti kalması -parçalanmış kişilikler -yazarın işin içine girmesi gibi özellikler bulunur ve bu romanda da bu özellikleri göreceksiniz.

RomantikAdalet Ağaoğlu · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2011297 okunma

Merve Karaoğlan

22 Eylül 2020 16:12

232 syf.

8/10 puan verdi

Beğendi

Bilge Karasu'nun birbirinden güzel öykülerinin yer aldığı bir kitap. Kitabın 3. Öyküsü olan "Bir Ortaçağ Abdalı" postmodern dil anlayışının hakim olduğu, kolektif bilincin belirgin özelliklerini ve doğu-batının iç içe görüldüğü bir öyküdür. Öykü, abdal , abdalın faresi, 3 genç çocuktan ibarettir. Bilge Karasu'nun hayvana olan sevgisi,

Göçmüş Kediler BahçesiBilge Karasu · Metis Yayınları · 20171,188 okunma

Reklam

Merve Karaoğlan

22 Eylül 2020 15:37

215 syf.

8/10 puan verdi

Beğendi

Normal ve Normal Olmamak

Balık İzlerinin Sesi romanı Buket Uzuner'in kendisine en fazla anlattığı romandır. Postmodern bir eserdir. İroni, metinler arasılık teknikleri vardır. Eserde ütopya, distopya gibi unsurları görmek mümkündür. Baş kahramanımız Afife Piri. ( Afife Jale ve Piri Reis karmaşası) . Kuzey Afrika ülkelerinden birine gidiyor . Kitap aslında 6 bölümden

Balık İzlerinin SesiBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20121,128 okunma

Merve Karaoğlan

22 Eylül 2020 15:09

400 syf.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü İnceleme

9/10 puan verdi

Beğendi

Roman iki uygarlık arasında bocalayan toplumun yanlış tutumlarını, davranışlarını, saçmalıklarını eleştiren bir meseledir. Çocukluğu Abdülhamit döneminde geçen, meşrutiyeti ve cumhuriyeti yaşayan Hayri İrdal'ın anıları şeklinde son 50 yıllık Türk toplumunun hicvi yapılmıştır. Roman 4 bölüme ayrılmıştır: 1.Bölüm= Büyük Ümitler , Tanzimat öncesini

Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201541,7bin okunma

Merve Karaoğlan

15 Ağustos 2020 23:12

488 syf.

Doğuran Bir Kadına Direnç Şiiri Tahlili

10/10 puan verdi

Sennur Sezer, özgün dilini oluşturan ve kendi durduğu taraftan sanat eserlerini yaratan önemli kadın şairlerimizden biridir. Onun durduğu taraf “Emek”in tarafıdır ve şiirlerinin öznesi, çalışanlardır. Şiirlerinde ekmekleri ve özgürlükleri için mücadele eden kadın-erkek emekçileri anlatır. En çok da kadınları anlatır Sennur Sezer şiirlerinde.

DirençSennur Sezer · Manos Yayınları · 201744 okunma

Merve Karaoğlan

15 Ağustos 2020 23:03

48 syf.

9/10 puan verdi

Gülten Akın ‘Kestim Kara Saçlarımı’ adlı şiiri, baskılar, töreler, yasalar, yasaklar, ayıplanmalarla örülmüş bir hayata isyanın dile getirilişidir. Akın, kadının toplumsal yapıya karşı duruşunu saçlarını keserek gösterir. İlk mısrada şair; uzak akrabaların, yakın akrabaların, seni sürekli konuşan anlamayan kişilere ‘dön’ diyerek bir başkaldırı

Kestim Kara SaçlarımıGülten Akın · Yapı Kredi Yayınları · 20161,402 okunma

Merve Karaoğlan

15 Ağustos 2020 12:36

152 syf.

8/10 puan verdi

Beğendi

14 öyküden oluşan bir Nihan Kaya kitabı... 14 hikaye vardır kitapta. Ama aynı konuya değinmiştir Nihan Kaya: Kadının toplumdaki yeri ve önemi. 'Ses' hikayesinde kadının toplumdaki yeri vardır aslında. Kadının toplumda konuşamaması, haksızlıklara boyun eğmesi vardır. Kadık ve çocuğa yönelmiştir Nihan Kaya. Topluma duyarsızlaşmamıştır. Aksine topluma yönelmiştir. Kız çocuğuna, kadına, aileye , anneye yönelmiştir Nihan Kaya. Günümüzde yaşadığımız olayları doğrudan değil de edebi metin üzerinden bahsederek farkındalık yaratmıştır. Michele'nin öyküsünde kendi benliğinden çıkmış da başkaları için giyinen bit kadından bahsediyor. Öyküdeki başkarakterler söylemekten çekinen, düşüncelerini dile getiremeyen kişilerdir. Yazarımız kısacası toplumsal travmalara değiniyor. Sustuğumuz, görmezden geldiğimiz konular üzerinde yazıyor. Farkındalığını ortaya koyuyor ve bizim de farkında olmamızı istiyor ve bunları bize edebi formda anlatıyor.

KırgınlıkNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20171,043 okunma

Merve Karaoğlan

14 Ağustos 2020 23:03

131 syf.

9/10 puan verdi

Beğendi

Asuman ile Mete' nin hikayesi... Birbirinden çok farklı iki insan. Zevkleri, giyimleri her şeyi farklı iki insanın bir yere taşınması ile başlıyor her şey. Yazar bize genel olarak metropolleşen dünyayı eleştiriyor. Yapay olan her şey eleştiriliyor romanda. Gamze Güller, kahramanı Asumanı anlatırken aslında yalnızlıktan bahsediyor. Asumanın eşyalara bağlılığı anlatılıyor . Kullanılmış eşyaların insanla bağı olduğunu düşünüyor. Asuman, günümüzdeki kapitalist düşünceye bir başkaldırıdır aslında. Plaza, akıllı evleri eleştiriyor Gamze Güller. Milletin toprağından kopması eleştiriliyor. Kişinin bu hayatı benimseyip, topraktan bağının kopması eleştiriliyor. Çünkü toprak kişinin mazisidir, köküdür, geçmişidir. O yüksek binaların yapılması sadece toprağın yok olması değildir, bir kültürün yok olmasıdır. Kitapta markalar üzerinde de durulmuştur. Burada yazar insanların markalar üzerinden değerlendirildiğine vurgu yapmaktadır.

En Çok Onu SevdimGamze Güller · İletişim Yayıncılık · 201560 okunma

Reklam

Merve Karaoğlan

14 Ağustos 2020 22:14

585 syf.

8/10 puan verdi

Beğendi

İkinci Meşrutiyet'ten sonra Selanik'te yayınlanan ve dilde sadeleşme akımının öncülüğünü yapan dil ve edebiyat akımıdır. Derginin ilk şekli 1909' da "Hüsn ve Şiir" adıyla yayın yapan bir dergidir. Bu dergide Ömer Seyfettin , Ali Canip Yöntem, Akil Koyuncu, Aka Gündüz yazılarıyla destek vermiştir. Akil Koyuncu'nun teklifiyle dergi 'Genç Kalemler' adını almıştır. Genç Kalemler Türkçenin sadeleşmesine yönelik sistemli ilk harekettir. Öncelikle yeni bir lisan oluşturup sonrasında milli bir edebiyat oluşturma amacındadırlar. Genç Kalemler " Âti (gelecek) çıkınca ortaya mâzi silinmeli" sloganıyla bütün edebi birikimi reddediyorlar. Edebiyat teorileri ile ilgili yazıları da 'Sanat ve Edebiyat' başlığı altında toplamışlardır. Ömer Seyfettin'in tanınmış önemli hikayeleri, Gökalp'in ilk Türkçü şiirleri burada yayımlanmıştır.

Genç Kalemler DergisiNurullah Çetin · Türk Dil Kurumu Yayınları · 20198 okunma

Merve Karaoğlan

14 Ağustos 2020 20:07

144 syf.

9/10 puan verdi

Evdeki

Yusuf Atılgan'ın eserlerindeki kişiler çoğunlukla, içerisine düştükleri yalnızlık buhranından kurtulmak ve hayata sarılmak amacıyla bir "aşk" ya da "kurtuluş" umudu taşırlar. Fakat çoğunlukla umutları gerçekleşmez ve bu durumda onları hayattan iyice uzaklaştırır. Yusuf Atılgan'ın roman ve hikayelerindeki kişiler , çoğunlukla şehirlerde yaşayan, işsiz , aylak ve hiçbir göreve ya da mesleğe kendisini verememiş kişilerdir. Bu sebepten ötürü başta Aylak Adam ve Anayurt Oteli romanındakiler olmak üzere yazarın bir çok eserinde kişiler psikolojik rahatsızlıklar içerisinde kıvranır. EVDEKİ Bu kısa ve durum hikayesinde yazar, evde kalmış genç bir kızın kendine ve kendisi gibi kasabada ikamet edenlere karşı yabancılaşmasını anlatır. Genç kız, zamanını pencereden dışarıya bakıp da kasabalıları gözlemleyerek ve onların karakterleri hakkında kendimce çıkarımlar yaparak geçirir. Evlenmediği için çevrenin baskı ve dedikodularıyla yüzyüze kalan anlatıcı annesiyle de eskisi gibi anlaşamaz. Kasabayı yaşanmaz, erkeklerini kaba bulan, kendine ve çevresindekilere acıyan evdeki, yaşadığı yeri okuduğu kitaplardaki dünya ile bağdaştıramaz. Hikayenin temasının yalnızlık olduğu belirgin bir şekilde gözler önüne seriliyor. Evdeki ile birlikte yalnızlığın ve umudun verilmeye çalışılması cinsiyetin önemli bir etken olduğu kasaba içinde bir kızın sıkışmışlığını anlatıyor Yusuf Atılgan.

Bütün ÖyküleriYusuf Atılgan · Can Yayınları · 20192,302 okunma

Merve Karaoğlan

11 Eylül 2019 12:55

453 syf.

8/10 puan verdi

Kadın... Sadece 5 harften ibaret olmayan bir kelimedir. Tüm zorlukların üstesinden gelmeyi başarabilen ya da başarmaya çalışan kişidir. Pes etmeyen , mücadele eden, çabalayan, dimdik ayakta duran kişidir. Sinan Akyüz de Piruze'nin başından geçen talihsiz olayları sade bir dille aktarmıştır bizlere. Babasının tayini dolayısıyla ordan oraya göç eden Piruze'nin son yeri Şam olur ce orada hayatı değişir. Büyük bir aşkla evlenen Piruze'nin hayatı,kayınvalidesinin evine taşınmasıyla kabusa dönüşür. 3 çocuğu olur ve onlar için yaptığı fedalarlıklar anlatılır. Şuan günümüzde belki de yüzlerce Piruze gibi anneler vardır. Evlatlarını bulmak için can atan, çocuklarının hasretiyle yanıp tutuşan... Beni çok etkileyen bir kitap . Özellikle tüm kadınların okuması gerektiğini düşünüyorum. Bir annenin feryadını anlatıyor.

PiruzeSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202111,1bin okunma

Merve Karaoğlan

30 Temmuz 2019 13:25

80 syf.

7/10 puan verdi

Gün Olur Asra Bedel ve Kassandra Damgasına göre vasat bir kitap bence. Savaş dönemini, kadını, kadının gücünü okuyucuyu sıkmadan dile getiriyor yazar. Fakat ilk kez Cengiz Aytmatov okuyacaksanız bu kitapla başlamamalısınız.

CemileCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201932,5bin okunma

Merve Karaoğlan

30 Temmuz 2019 13:19

416 syf.

Puan vermedi

Yine Cengiz Aytmatov ve yine harika bir kitap... Onun dili o kadar etkileyici ki büyüleniyorum okurken kitaplarını. Yine farklı bir bakış açısıyla ve onun tabiriyle 'mankurtlaşma'yı gözler önüne seriyor. 2 farklı hikayeyi o kadar güzel bütünleştiriyor ki kendinizi alamıyorsunuz kitaptan. Dili başta ağır geliyor fakat olaylara kendinizi kaptırınca bir bakıyorsunuz kitabın sonuna gelmişsiniz. Usta bir yazarım elinden ustaca bir eser .

Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 201745,7bin okunma

Merve Karaoğlan

30 Temmuz 2019 13:08

336 syf.

6/10 puan verdi

Ağır kitaplar okuduktan sonra insanın dinlenmesi için okuduğu bir kitap olmalı diye düşünüyorum. Canan Tan'ın diğer kitaplarına göre daha akıcı bir dili var. Aslında otobiyografik bir kitap. Çok beğenmedim ama dinlendiriyor insanı.

Başıbozuk SevdalarCanan Tan · Doğan Kitap · 20172,934 okunma

Reklam

Merve Karaoğlan

29 Temmuz 2019 17:49

163 syf.

9/10 puan verdi

Beğendi

İlk olarak 12. sınıfta okumuştum ve neden bu kadar geç kalmışım diye kendimi sorguladım. Sonra her sene tekrar okudum. Bende derin izler bırakan bir kitap. Gerçek sevgiyi gösteriyor yazar. Görmeden de sevebilmeyi hatta yanındayken bile görememeyi . Dili ise diğer kitaplarına göre daha akıcı . Sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap

Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315,3bin okunma

Merve Karaoğlan

29 Temmuz 2019 17:46

590 syf.