ahhhh.. nası bi şiirsin sen yaaa..
--------------------------------------------------- Gülmek mi? Gülerim, güldüğüm çok olmuştur. Gülüşüm hoyrat taşlarda İncecik kırılan cam Kendi kıyılarını döven su sesi Bir ağacın ilkyaz eşiğinde Leylim leylim yaprak dökmesi Bilene ağıt gibi oturur Burda bir kadının gamsız gülmesi... Gülerim, güldüğüm çok olmuştur. -----------------------------------------------------
Sayfa 36 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
Kimsenin bir şey söyleyeceği yok Ben susarsam, konuşmazsam Acı bile sustu artık Yağmur, ağıt yak ardımdan ...
Reklam
Şair, sadece, felâkete uğramış ulusu için ağıt yakan, ağlayan biri değildir; onu ayağa kaldırmak için başını yükselten, toplum mimberine çıkan kahramandır da. Umutlandırandır, muştular saçandır.
Genelde cami görevlileri cahil, caminin ruhundan ve halinden anlamayan ve caminin hikâyesini ve hikmetini bilmeyen kimselerdir. Nitekim Hz. Hüseyin için ağıt yakanlar da Hz. Hüseyin'i en az tanıyanlardır. İmam Hüseyin için ağıt yakanlardan birinin dahi gerçekten ağladığını gördünüz mü? Veya İmam Rıza'nın resmî görevlileri, imama ve hareme yabancı kimselerdir. Bunlar imamı tanımaz, haremi bilmezler. Sadece ceplerini doldururlar.
Seni yalnızlığından tanıdım Kirpikleri kırık çocuk Çiğneyip durduğun dudaklarından. Gözlerin küllenmiş yangın yeriydi Bir eylül göğünün bulut kümeleri Donuk bakışlarında Hüznün nasıl da benziyordu Benim ilk gençliğime. Ellerinden tanıdım seni Yüreğinin yansısı tedirgin ellerinden. Bir uzak boşluğa yağmur yağıyordu -Anılardan anılara ince çizikler..- Yüzün bir türkü sonrasının kederli dalgınlığında; Güldün mü, ben mi yanıldım, bilemiyorum Ağıt gibi bir alay dudak uçlarında Gücenik duruşundan tanıdım seni. Seni kendimden tanıdım çocuk Yüreği sürekli çiğnenen bir yol Gövdesi acılardan acılara köprü Biraz öfke, biraz umut, çokça onur Olan kendimden. Eğildim öptüm yıkık alnından Uzaktın, kıyamadım sessizliğine Biraz daha dedim içimden, biraz daha; Gün olur, onuru güzel çocuk Acı da yakışır insanın yüreğine.
Dündar Taşer'in Yazarlığı Hakkında Dündar ağabeyin vefatı Dündar Taşer'in yazı hayatı ile ilgili çok fazla bir bilgi elimizde bulunmamaktadır. Onu kamuoyu 27 Mayıs 1960 ihtilali ve 13 Kasım darbesinden sonra tanımaya başlamış, milliyetçi camia ise Devlet'teki yazıları ile tanımış ve benimsemiştir. Taşer'in ilk yazısına 27
Reklam
521 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.