13.Ankara Fuarı'na gittiğimde aklımda tek bir yazar vardı,Melisa Kesmez.Özellikle Bazen Bahar kitabı çok önerildi.Onunla tanışmak için Bazen Bahar'ın yanlış tercih olacağını,Nohut Oda ile başlamam gerektiğini söyledi fuardaki görevli.Zaten en çok satan ve beğenilen kitabı Nohut Oda,doğal olarak ben de onunla başladım.5 öyküden oluşuyor kitap.İlk öykü Kalanlar,beni çok etkilemedi ama yine de sevdim sonra Son Bir Çay öyküsünü okudum.Konu olarak bu kadar güzel bir sorunu neden böyle basit yazdığını anlayamadım ve bir de tüm kitap boyunca aklımda olacak o soru belirdi "Her öyküde ana karakterler aynı kadın mı?"Çünkü kitabın atmosferi 4 öykü boyunca hiç değişmiyor.Annemin Çadırı hariç diğer 4 öyküde kadın karakterler adeta birbirinin ikizi.Öykülerdeki üslup hiç değişmiyor.Bilmiyorum belki de bunu özellikle yaptı.Ama bu durum beni rahatsız etti.Hayatımda belki de ilk defa bir öykü kitabında farklı bir öyküye geçerken ara vermedim.Sanki romanın farklı bölümlerini okuyormuşum gibiydi.Öykülerden sonra soluklanmaya,onları sindirmeye ihtiyaç duymadım.Çünkü ortada sindirilecek bir durum yoktu.Evet,genel olarak akıcı bir kitap hatta deyim yerindeyse bir çırpıda okumalık.Ama benim istediğim bu değil.Ben istiyorum ki her bir öyküden etkileneyim,düşüneyim bu olay neden oldu diye.Bilmiyorum bu kitap hakkında ne düşüneceğimi.Belki de çok büyük beklentiyle aldığım için böyle oldu.