Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
  Sorularla Risale DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4. BÖLÜM
عن أبي هريرة رضي الله عنه عن النبي - صلى الله عليه وسلم - فيما يحكي عن ربه تبارك وتعالى ، قال: أذنب عبد ذنبا فقال: اللهم اغفر لي ذنبي ، فقال الله تبارك وتعالى: أذنب عبدي ذنبا فعلم أن له ربا يغفر الذنب ويأخذ بالذنب ، ثم عاد فأذنب ، فقال: أي ربي ، اغفر لي ذنبي ، فقال تبارك وتعالى: أذنب عبدي ذنبا فعلم أن له ربا يغفر الذنب ويأخذ بالذنب ، ثم عاد فأذنب ، فقال: أي ربي اغفر لي ذنبي ، فقال تبارك وتعالى: أذنب عبدي ذنبا فعلم أن له ربا يغفر ويأخذ بالذنب ، قد غفرت لعبدي فليقل ما شاء Ravi: Ebu Hüreyre (ra) Resulullah (sav) (bir hadis-i kudsi'de) Rabbinden naklen buyururlar ki: "Bir kul günah işledi ve: "Ya Rabbi günahımı affet!" dedi. Hak Teala da: "Kulum bir günah işledi, arkadan bildi ki günahları affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır." Sonra kul dönüp tekrar günah işler ve: "Ey Rabbim günahımı affet!" der. Allah Teala Hazretleri de: "Kulum bir günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır. Sonra kul dönüp tekrar günah işler ve: "Ey Rabbim beni affeyle!" der. Allah Teala da: "Kulum günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle muaheze eden bir Rabbi olduğunu bildi. Dilediğini yap, ben seni affettim!" buyurdu." Bu hadisin yer aldığı kitaplar: Buhari, Tevhid 35, Müslim, Tevbe 29, (2758)
Reklam
Kitâb, (Müslimânların za’îf noktaları) olarak, zikr etdiği yukarıdaki maddelerden sonra, müslimânları, dinleri olan İslâmiyetin maddî ve ma’nevî üstünlüğünden câhil bırakmanın lâzım olduğunu tavsiye ediyordu. Ayrıca, islâmiyyet hakkında, şu bilgilere de yer veriyordu: 1- İslâm, birlik ve berâberliği emr edip, tefrikayı yasaklıyor. Kur’ânda,
Hadis-i Şerif :
Hz.Aişe (r.anha)’dan gelen rivayette; Allah ilk muhacir hanımlara rahmet eylesin. “Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle…” ayeti nazil olunca elbiselerinin bir parçasını yırtarak yüzlerini örttüler. Rasulullah (sav)’in arkasında başlarında kargalar varmış gibi namaz kıldılar. [Buhari (4759) Ebu Davud (4102) Taberi (18/94) Beyhaki (7/88) İshak b.Rahuye (1280) Hakim (2/431, 4/216)) İbnu Katan Kitabu’n-Nazar (s.173) İbn Ebi Hatim Tefsir (8/2575)] Fethu’l-Bari (8/490) İbni Habib Gaye ve Nihaye (s.213) Durru’l-Mensur (8/209) Zemahşeri Keşşaf (4/401)
[Buhari (4759) Ebu Davud (4102) Taberi (18/94) Beyhaki (7/88) İshak b.Rahuye (1280) Hakim (2/431, 4/216)) İbnu Katan Kitabu’n-Nazar (s.173) İbn Ebi Hatim Tefsir (8/2575)] Fethu’l-Bari (8/490) İbni Habib Gaye ve Nihaye (s.213) Durru’l-Mensur (8/209) Zemahş
Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun
🌹🕋🌹🤲🤲🤲🤲🤲🌹🕋🌹 İsra ve Miraç Mucizesi Nedir ?  İsra ve Miraç Olayı Ne Zaman, Nerede Ve Nasıl Gerçekleşmiştir ? Hicretten bir buçuk sene evvel ve Receb ayının 27. gecesinde İsrâ hâdisesiyle Mekke’deki Mescid-i Harâm’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya götürülen Peygamber Efendimiz’e, buradan semâvâta urûc etme, yâni Miraç şerefi bahşolundu. Gerçekten, Mescid-i Aksâ’ya varan Hz. Peygamber buradan Cebrâîl’in (a.s.) rehberliğinde “Sidretü’l-Müntehâ”ya kadar çıktı. Müslim’den rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur: “Resûlullâh’a (Miraç’ta) üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara Sûresi’nin sonu ve ümmetinden şirke düşmeyenlere büyük günahlarının affedildiği haberi…” (Müslim, Îman, 279) Âyet-i kerîmede, bu kudsî yolculuk şöyle ifâde edilmektedir: “Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.” (el-İsrâ, 1) Diğer bir âyet-i kerîme de, bu ilâhî yolculuktaki hikmetli tecellîleri şöyle ifâde etmektedir: “O dem ki Sidre’yi bir feyiz sarıyor, sardıkça sarıyordu. Peygamberin gözü kaymadı, şaşmadı, sınırı aşmadı da. Vallâhi gördü, hem de Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü.” (en-Necm, 16-18)
Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey âdemoğlu! Allah, kendisinden başka ilâh olmadığına şahittir. Melekleri ve adalet sahibi âlimler de O'ndan başka ilâh olmadığına şahittir. O, her şeye hükmü geçen ve her işini hikmetle gerçekleştirendir. Hiç şüphesiz Allah katında gerçek din İslâm'dır. (Âl-i İmrân 18-19) Her kimm
Reklam
Allah’ı razı edecek hak söz ne ise onu söyle. Öyle hak (gerçek) söz vardır ki, Allah o sözlerin söylenmesine rıza göstermez. Mesela nemi­me dediğimiz koğuculuk, bir başkasını çekiştirmek demek olan gıybet, hakikatte gerçek bir sözdür; fakat bu nevi sözlere Allah Tealanın rıza­sı yoktur. Hak Teâlâ Hazretleri gıybeti ve nemimeyi bize yasaklamıştır.
18. Kudsi Hadis
Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: "Ey âdemoğlu! Beni kime şikâyet ediyorsun? Halbuki benim dengim ve benzerim yok ki şikâyet edesin! Beni ne zamana kadar unutacaksın? Oysa benim sizden istediğim bu değildir. Beni ne zamana kadar inkâr edeceksin? Halbuki ben kullarıma zulmedici değilim. Ne zamana kadar nimetimi inkâr edeceksin? Ne
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.