Türkiye'nin yakın tarih alanındaki tabularından biri, belki den başlıcası Nutuk'tur.
15-20 Ekim 1927 günlerinde Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal tarafindan CHP Kongresi'nde okunan Nutuk, Kongre GenelKurulu tarafından "tamamen ve harfiyen tasvip edilmiş". böyleceTek Parti'nin tek "temel eseri" ilan
halkmüreffeh,müstakil,zenginolmakistiyor. komşularınınrefahınıgördüğühaldefakirolmakpekağırdır.
-ön bilgi-
-18 eylül 1922de türk ordularının kesin zaferi ile sonuçlanan büyük taarruz sonrası milli mücadelenin/kurtuluş savaşının silahlı mücadelesi itilaf devletlerinin tbmmye
7 Kasım 1938 Salı günü saat 12:20'de Dr. Mehmet Kamil Berk tarafından üçüncü karın ponksiyonu yapılır. Aynı gece saat 2:00 den sonra hafif bir unutkanlık başlamış, dört saat sürmüştü. Sabah sakindir. 8 Kasım 1938 akşamı kötüleşmeye başlar, yatağın ortasında iki elini yanlarına dayamış oturuyor ve mütemadiyen öğürerek "Allah kahretsin" diye söyleniyordu. Hizmetlilerin tuttukları tasa koyu kahverengi bir mayi (pıhtılaşmış kan) çıkarıyordu. Nöbetçi Dr. Abravaya Marmaralı ve Dr. Neşet Ömer İrdelp bir taraftan buz parçaları yutturulurken, bazı ilâçlar da enjekte ediliyordu.
Bir aralık tuvalet masası üzerindeki saate bakar. "Saat kaç" diye sorar,
"Yedi" diye cevap verilmesine karşın ayni suali birkaç kez daha sorar, yatağına yatırılır. Hasan Rıza Soyak:
"Biraz rahat ettiniz değil mi efendim?" diye sorar
"Evet" cevabından sonra Dr. Neşet Ömer İrdelp ;
"Dilinizi çıkarır mısınız efendim?" der.
Dilini ancak yarısına kadar çıkarır. Dr. Neşet Ömer İrdelp tekrar seslenir. "Lütfen biraz daha uzatınız".
Fakat artık söyleneni anlamıyordu dilini uzatacağı yerde tamamen çeker, başını biraz sağa çevirerek Dr. Neşet Ömer İrdelp'e dikkatle bakar ve "Aleykümesselâm" der. Son sözü bu olur ve ponksiyondan 30 saat sonra komaya girer. 8 Kasım 1938 günü 19:00 da başlayan koma gittikçe ağırlaşarak 10 kasım 1938 günü saat 9:05 geçe ölüm anına kadar devam etmiştir.
7 Kasım 1938 Salı sabahı, doktorlardan daha fazla dayanamayacağından sıvının derhal alınmasını kati bir lisanla ister.
Dr. Nihat Reşad Belger'e ;
"Doktor karnından bu suyu çekmek zamanı geldi; çünkü bu mayi benim nefesime dokunuyor. Soluk almamı güçleştiriyor. Bunu çekip alın" der. Doktorlar hiç değilse 24 saat geciktirmek için Dr. Mim Kemal Öke'nin sarayda olmadığını o saatte Gülhane'de talebelerine ders vermekte olduğunu bu işlemin ertesi güne ertelenmesini rica ederler. Fakat Atatürk; "İşte doktor Mehmet Kamil Bey var zaten bu işi en iyi beceren de o imiş, o yapsın" diye diretir Doktorlar hazırlık yapmak için odadan çıktıktan sonra kaşlarını çatar, hiddetli bir sesle;
"Niçin tereddüt ediyorlar… olacak olur!" Karnını işaret ederek;
"Bu insuportable'dur" der. Üçüncü karın ponksiyonu aynı gün saat 12:20'de Dr. Mehmet Kamil Berk tarafından yapılır. Atatürk karında biriken sıvının hepsinin çekilmesini ısrarla emretmektedir.
Doktorlara: "Kaç litre var ? Sayın!" diyordu.
Dr. Nihat Reşad Belger her yarım litreyi bir sayarak "on iki litre" der. Hakikatte 6 litre sıvı boşaltılmıştı.
Türkiye'den sürgün edilen İtilaf Devletlerinin işbirlikçileri
Yüzellilikler, Türk Kurtuluş Savaşı sonrası düşman iş birlikçisi olarak görülen ve Türkiye'den sürgün edilen, hepsi üst düzey makamlarda yer alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına verilen isimdir.
Sevr Antlaşması'nı imzalamak üzere Paris Barış Konferansı'na giden
Mustafa Kemal Sakarya'dan sonra Gazi olmuş, rütbesi mareşalliğe yükseltilmişti. Bu büyük zafer esnasında Kâzım Karabekir Paşa'yı Doğu'da tutması, Ali Fuat ve Refet Paşa'lara ise Büyük Taarruz'da aktif görev vermemesi anlamlıydı. Denizci olan Rauf Bey de zaten Ankara'daydı. Yani Etlik'teki masanın etrafında olup