Zülme boyun eğme, sessiz kalma!
Unutma, insanlara yaşatılan acıları!
Unutma, senin topraklarında vatan aşkıyla yananları!
Unutma, Karadenizine gömülen hayatları!
Unutma, onlar senin kardeşin, seslerine kulak ver!!!
21 Mayıs 1864;
300 yıl süren Kafkas - Rus savaşlarının sona ermesi ve Kuzey Kafkas halklarının sürgüne zorlanmasının
Tarihin en büyük soykırımlarındandır.
100 yılı aşkın süren bir savaş, onurlu bir direniş, büyük bir soykırım ve katliam… Vatanlarından zorla kopartılan Çerkeslerin mücadelesi hiç bitmeyecek.
Rahmet ve Minnetle anıyoruz.
Tarihi Roman okumayı seven biri olarak, çok güzel bir roman ile geldim. Kapağındaki yazıdan da anlaşılacağı üzere Çerkes sürgünü ve soykırımını bir hikaye eşliğinde çok iyi anlatan bir eser.
Aslında kitabımız İstanbul'da geçiyor. Genç bir kız olan Neri'nin annesi babası bir intikam uğruna öldürülüyor ve dedesi Neri'yi korumak için
Beni çok etkileyen bir kitabı paylaşmak istiyorum sizlerle: “Adsız Roman 1864”..Şu hayatta yersiz yurtsuz kalmaktan daha kötü bir şey yok sanırım. Kendi vatanından kopartılmak, sürgün edilmek. Bu kitap Çerkes Sürgününü ve Soykırımını anlatıyor. Yıllarca çektikleri sıkıntıları, verdikleri savaşları. Kuzey Kafkasya’dan Karadeniz’e göç eden Çerkes halkları göç öncesinde ve sonrasında derin acılar yaşamıştır.
Köyleri Ruslar tarafından yakılıp yıkılan, dağlardan kıyıya inen; haftalarca teknelere binmeyi beklerken sahilde açlıkla, hastalıkla mücadele etmişlerdir.
Teknelere binebilenlerin bir kısmı da fazla yolcu alındığı için batan teknelerde boğulmuştur.
Romanda anneannesi tarafından kaleme alınan Adsız Roman’ı, satmak istediği küpün içinde bulan Neri ve Aras’ın öyküsü ile Janset-Jankat-Elbruz’un 1864 deki öyküsü birbirine paralel gitmektedir.
Karar, aklın durması halidir. Durduğun yeri doğru seçemezsen, ömür boyu ‘keşke’ler düşmez dilinden...
Bu kitap hakkında daha o kadar çok şey anlatabilirim ki, gerçekleri anlatan, içinde bolca bilgi bulunan bu romanı kesinlikle okumalı ve kitaplığınızda bulundurmalısınız...
Çerkes Sürgünü Rusya'nın Çerkesya'yı işgalinin ardından, 21 Mayıs 1864 tarihinden sonra yoğunlaşmak üzere, Rus İmparatorluğu tarafından Çerkes halkına gerçekleştirilen toplu katliam ve etnik temizliktir. Okuduğum bu kitap da konu olarak Çerkes Soykırımını anlatmaktadır.
Konu olarak merak uyandıran ve tarihe ışık tutan bir eserdi. Ancak ben okurken öyle sürüklenemedim, o duyguları hissederek okuyamadım. İşte buradan da şuna geliyoruz. Herkes yazar olmamalı, ya da yazmamalı. Çok basit ve sığ bir anlatıma sahip bu eseri okul çağındaki gençler okursa tarih hakkında bilgi edinebilirler tabi.
Osmanlı topraklarına bile ulaşamadan binlerce kişinin öldüğü bu sürgün "tarihin en acı olaylarından birisi" dir. İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Çerkes sürgünü, her yıl Türkiye’de yaşayan Çerkesler tarafından da anılıyor. Deniz kenarında "Nart ateşi" yakıp çevresinde "mezar taşı nöbeti" tutulan anma törenleri yapılıyor.
Bu kadar önemli ve acı bir tarihi olayı duygulanarak okuyabilseydim keşke.
21 Mayıs Çerkes Soykırımı ve Sürgünün 156.yılı saygıyla anıyoruz.
Tarihin en büyük soykırımına maruz kalmış Çerkes halkının onurları ve toprakları için verdikleri mücadelenin anlatıldığı kitapta sürgün sonrası, dil, kültür ve yaşam tarzında yaşanan asimilasyonlar da anlatılıyor.
Kitabın beylik sloganlar atmadan belgelerle, yaşanan mücadeleyi, soykırım sonrasında ki göçlerde göç ettikleri devletlerin halkı yerleştirirken izledikleri politikaları da anlatması süreci merak edenler için iyi bir kaynak oluşturuyor.
Çerkes SoykırımıWalter Richmond · Koyu Siyah Kitap · 201832 okunma
21 Mayıs 1864, Çarlık Rusya’sının 155 yıl önce Çerkesleri vatanlarından sürdüğü tarih. Resmi olmayan rakamlara göre 1,5 milyona yakın Çerkes sürgüne tabi tutuldu, 400 bin ila 500 bine yakını ise açlık, salgın hastalık, zorlu yolculuk nedeniyle hayatını kaybetti.
Srebrenitsa’da Bosna halkının, Hocalı’da Azerbaycan halkının, 21 Mayıslarda Çerkes halkının acısını derinden hissedip paylaşabilmek insan olmak noktasında birer zorunluktur. İnsanca ve birbirimizi anlayarak yaşadığımız, birbirimizin acılarına kayıtsız kalmadığımız bir dünya diliyoruz…