"İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni yaşam ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim girişimlerim, onların
PRAG, 26 Temmuz 1920
PAZRTESİ
“Anlaşılıyor ki aynı şeyleri yazıp duruyoruz. Sana hasta olup olmadığını sordum, sen hemen bu konuda yazdın; ben ölmek istiyorum, sen de; ben senden pul istiyorum, sonra sen benden istiyorsun; bazen, bir küçük çocuk gibi omuzunda ağlamak istiyorum sonra da sen benim omuzlarımda küçük bir kız gibi ağlamak istiyorsun. Kimi zaman, belki on, belki yüz, belki de bin defa, daima seninle olmak istiyorum, sen de aynısını söylüyorsun. Yeter, yeter.
Doktorun ne söyledi hakkında hala mektup yazmadın, seni miskin, seni kötü mektup yazan, seni yaramaz, seni sevimli, seni - şimdi hangisi? Hiçbiri, sadece kucağında huzur bulmak.”
Bundan 87 yıl önce bugünlerde, TBMM’de kabul edilen bir kanunla ‘hain’ ilan edilen bazı kişiler yurtdışına sürülüyordu. Bundan 73 yıl önce yine bu günlerde ise TBMM’de bu kişileri affeden kanun kabul edilmişti. Neredeyse herkesin birbirini ‘Ergenekoncu’, ‘darbeci’, ‘Kürtçü’, ‘bölücü’, ‘terörist’, ‘şeriatçı’, ‘Fethullahçı’, ‘Batı şakşakçısı’,
Naciye Sultan'ın Enver Paşa'ya yazdığı, 1919, 2 Kânûnısânî [Ocak]
336 (1920), 14 Kânûnısânî 336 (1920) tarihli mektuplarda:
“Bana gel diyorsun, fakat düşünmüyorsun ki, yaşadığım
muhit eski İstanbul değil. Bir cehennemdir. Muhakkar, metruk
bir kadının yardımcısı Allah'tan başka kimse olamaz. Zamanında
bana tapan insanlar, şimdi beni tarassutla
Filozof (kozasındaki) ipekböceğine röntgen şuarıyla baktığında (sanılanın aksine) ipekböceğinin ölmediğini, belki tırtıl halinden kelebek haline geçtiğini görür... Toplumlar da tırtıl halinden kelebek haline geçebilirler. Bugün bayram! .. İnsan, ferdilikten çıkmadan içtirnai olabilir mi? On sekiz aydır ben ve benimle birlikte sizler çile