Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Bir Ada Hikayesi dörtlemesi'nin 3'üncü kitabı olan Tanyeri Horozları, Yaşar Kemal'in ustalık dönemi romanlarından ve Yaşar Kemal "ütopyası" olarak okunabilecek bir roman. Yaşar Kemal, hayalini kurduğu dünyanın küçük bir örneğini Karınca Ada'sında yaşatıyor. Sevginin, hoşgörünün, dayanışmanın, paylaşmanın en güzel örnekleri roman boyunca müzikte ana melodinin tekrarı gibi tekrarlarla, böyle bir dünyanın olabieceğini, böyle bir hayatın yaşanabileceğini bizlere göstermeye çalışıyor...
Böyle bir dünyanın özlemiyle, iyi okumalar...
Yazarın okuduğum 3. kitabı ve bence tam bir ustalık eseri olmuş. İlk 2 kitabında alıştığımız tarzının yanına kendi hikayesini ve tabiki Ala’nın hikayesini de ekleyerek mükemmel bir iş çıkarmış. Keşke Ala bütün bunları yaşamasaydı ve herşey yazarın hayalgücünde varolsaydı... Bu arada İstanbullu gelin dizisinin bu kitaptan alıntılandığı söyleniyor ama hiçbir alakası yok. Önyargılardan uzak okumanızı tavsiye ederim.
Bir kere her şeyden önce 600 küsür sayfa olduguna bakmayin. Okudukça okuyasi geliyor insanin. Icine çekiyor okuyucuyu..Haruki Murakami'nin okuduğum ilk kitabi. Ve kesinlikle devaminin gelmesi için, istim üstü bir kitap , harika bir başlangıç.. Gelelim kitabin içeriğine.. Sen tut, 3 4 ayri olayla kitaba basla, 15 yasinda babasinin kehanetinden kurtulmak icin alip sirt cantasini giden gencle başla, sıradışı bir adam , hayvanlarla konusabilen , okuyamayan, yazamayan bir adamla kitabi sürdür, sonrasinda kitap seni götürsün köşede bir seylerin cereyan etmesini bekleyen bit kutuphane ve yine iki farkli , gizemli kisi. Kedi kesen bir manyak. Ürkütücü bir orman , ve o ormanda ikinci dunya savaşında kaybolan ve birilerinin gelmesini bekleyen askerler.. Bir kamyon şoförü.. Sen bunca kisiyi, bu kadar olayi al , işle ve hepsini tek noktada kesiştir. Ustalik diye buna denir. Murakami giriş yapmis, dağıtmış ortalığı, bile isteye ve en sonunda da tum malzemeyi ortaya koymuş, bir şaheser sunmuş. Çok beğendim. Hic sıkmadı okurken. Bu kadar absürd kisilik, bu kadar siradisi olay. Değişik, ilgi cekici. Ha hic mi beğenmediğin bir sey olmadi. Tabiki oldu. Bazi fantastik unsurlar hosuma gitmedi, detay vermeyecegim. Ve kitabin sonu da nokta atışı yapmamış. Bu kadar saglam bir eser cılız bitirilmiş.
Yazardan okuduğum ikinci kitap olmasına rağmen kalemi sanki bir dostumun yazdıklarını okurmuşçasına tanıdıktı. Gerek kurgu olsun gerek dili olsun, o kadar güzeldi ki. Süreyya'nın yazar olmasına itinaden roman içerinde roman okumak çok keyifliydi. Ayrıca her ne kadar yazarın ilk kitabı olsa da bence son derece güzeldi, 3 yıl önce yayımlanan kitabındaki ustalık bunda da aynı şekilde barınıyordu. Okuyacak olanlar hiç endişe duymadan, ya sevmesem demeden alıp başlamalı bence.
Doğan Hızlan yazdığı gazete köşelerinde kitap eleştirisi yapıyor. Daha önce Kitaplar Kitabı’nı okumuştum. Bu isim yazdığı bu tarzdan kitapların genel ismi olmuş sonradan. Bu okuduğum serinin beşinci kitabı. Nasıl olsa kitapları yazıyor, sıradan okumasam da olurdu.
Doğan Hızlan’ı benim için önemli kılan şu düşüncesiydi: “Siyasetle edebiyatın
Muhit dergisi üzerine...
Muhit'in bu sayısını kaçırmamanızı tavsiye ederim. Çok özel konular, çok özel yazarlar...
Her geçen gün daha iyiye gidiyor. İtibar dergisi kapandı diye üzülmüştük. Muhitle tekrar sevince gark olduk. Hayat gibi... Zahmet ardından rahmet... Üzüntü, peşisıra gelen sevinç....
Muhit kırklar dergisi ile başlayan sürecin ustalık eseri gibi duruyor. Yolu açık olsun.
