9:38. Ey iman edenler! Size ne oluyor ki, Allah yolunda seferber olun¹ denildiği zaman, işi ağırdan aldınız. Yoksa ahiret hayatı yerine dünya hayatını mı tercih etiniz. Ama ahiret hayatının yanında dünya hayatının değeri pek azdır.
1- Savaşa katılın.
264. Ey iman edenler! Allah'a ve âhiret gününe inanmadığı halde, insanlara gösteriş için malını sarfeden adam gibi, siz de sadakalarınızı başa kakarak ve (verdiğiniz kimseyi) inciterek boşa çıkarmayın. İşte bu şekilde mal sarfeden kimsenin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan şu kayaya benzer ki ona şiddetli bir sağanak (yağmur) isabet edince onu sert (çıplak) bir kaya halinde bırakır. (Bunun gibi gösteriş yapan ve verdiğini başa kakanlar da) kazandıklarından bir şey elde edemezler. Zira Allah kâfirler/nankörler topluluğunu doğru yola eriştirmez.3 [bk. 4/38; 8/47; 39/47; 107/6]
○"Ey iman edenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda sefere çıkın" denildiği vakit yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına mı razı oldunuz? Fakat o dünya hayatının faydası ahiretin yanında pek azdır."
Tevbe süresi -38
Uzak duracaksın aşkını anlamayandan. Aldatandan daha da uzak duracaksın, kendini seveceksin önce. Çünkü aşık aldatamaz, acı veremez; doğasında yoktur. Aldatıp acı çektiriyorsa, aşık değildir!
Dünyada sevmekten güzel hiçbir şey yok. Varsa eğer, severken sevilmektir o da. Karşılıklı aşk yani. Aşığın bir damla gözyaşı, cehennem ateşini söndürecek güçteymiş... Sevmek ne güzel şey!
"Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler." (En'âm suresi,38)
İnancında istikamet sahibi olan kul, zayıf hallerinde acziyetinin farkındalığıyla “Rabbim büyüktür” dediği gibi bütün dünyaya hâkim olacak güçte iken de “Allah’tan başka üstün olan yoktur” sözünü haykırabilendir. Karun gibi servetiyle kendini müstağni görmek yerine ihtişamlı saltanatıyla dillere destan olan Hz. Süleyman gibi (Sâd, 38/30-32.) bu nimetleri Allah’ı anma vesilesi kılarak şükredebilen ve Rabbine çokça yönelendir.