Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aliekber

Hey, doktor! Ruhumdaki kadim yırtık hâlâ yerinde mi? Karanlık ve içerlek bir cümbüş o, doktor! Dik onu doktor. Hey,
Reklam
Unutmakla unutmamak arasında gerili o sırat köprüsünden geçiyordum.
Bize acı çektiren her insan, bizim kendisine atfettiğimiz tanrısal bir varlığın kısmi bir yansıması ve en alt basamağıdır; ikisini bağdaştırdığımızda bu tanrısal varlığı (Fikri) seyrederken, daha önceki ıstırap, yerini bir anda mutluluğa bırakır. Yaşama sanatı, bize acı çektiren insanları, tanrısal biçimlerine ulaşmamızı sağlayacak bir basamak gibi kullanmak ve böylece hayatımızı mutluluk içinde, tanrısal varlıklarla donatmaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“...zihnin tam aydınlıkta doğrudan kavradığı gerçekler, hayatın biz istemeden, bir izlenim aracılığıyla ilettiği, duyularımız aracılığıyla içimize nüfuz ettiği için somut olan, ama zihinsel anlamını da çıkarabileceğimiz gerçekler kadar derin ve zorunlu değildir.”
Kayıp Zamanı Yakalayan Benlik Bu sefer bana mutluluk veren çeşitli izlenimleri birbiriyle karşılaştırarak bu mutluluğun sebebini tahmin etmeye başlamıştım; hepsinin ortak özelliği, tabağa çarpan kaşık sesini, döşeme taşları arasındaki yükseklik farkını, madlenin tadını, hem şimdiki anda, hem de uzak bir geçmişte hissetmemdi; o kadar ki, geçmiş, şimdiki zamana el koyuyor, hangisini yaşamakta olduğum konusunda beni tereddüte düşürüyordu; aslında, bu izlenimlerden haz duyan benliğim, izlenimin hem geçmişteki bir günde, hem de şimdi sahip olduğu ortak özellikten, zamandışı oluşundan haz duyuyordu; bu benlik, sadece şimdiki zamanla geçmiş arasındaki bu özdeşlikler sayesinde, yaşayabileceği yegâne ortamda bulunabileceği ve nesnelerin özünü tadabileceği zaman, yani zamanın dışında ortaya çıkıyordu. Bilinçsiz olarak küçük madlenin tadını tanıdığım anda ölüm konusundaki endişelerimin dağılması bu şekilde açıklanabilirdi, çünkü o andaki benliğim, zamandışı bir benlikti, dolayısıyla gelecekteki değişimlere kayıtsızdı. Bu benlik sadece nesnelerin özüyle besleniyordu ve hayal gücü işin içine girmediği için duyuların bu özü kendisine sunamadığı şimdiki zamanda besinini sağlayamıyordu; eylemin yöneldiği gelecek, bize bu özü bağışlar. Bu benlik, sadece ve sadece eylemin, anlık hazzın dışında, bir benzerlik mucizesi sayesinde şimdiki zamandan kurtulabildiğimde belirmiş, kendini göstermişti bana. Hafızamın ve zihnimin asla başaramadığı şeyi, eski günleri, kayıp zamanı yakalamamı, bir tek bu benlik sağlayabilirdi.
Reklam
Çocuğu içinden atarsan anne olursun yağmuru parka atarsan üzgün şiiri içinden atarsan şair olursun şiiri içine atarsan içine atmış olursun yalnızca
Şiir nedir? 'Bahçeyi derviş yetiştirir, şiiri aşk.'
'yoksa ben de âşık olmak isterdim sana, ama yok yok ki aşk dünyada ben nerden getireyim?'
Aliekber tekrar paylaştı.
Aşk Olsun
En uzun koşuysa elbet Türkiyede de Devrim O, onun en güzel yüz metresini koştu En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak... En hızlısıydı hepimizin, En önce göğüsledi ipi... Acıyorsam sana anam avradım olsun. Ama aşk olsun sana cocuk, AŞK olsun!
Aliekber tekrar paylaştı.
Canım Deniz
Türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Ve bu sebeble Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün. Ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum.
Sayfa 300Kitabı okudu
Reklam
Yenilmişsem Elim kolum bağlı (Boynumda yağlı ip) Gelip dayanmışsam darağacına (Dudaklarımda yarın Gözlerim yarınlarda Unutmak mı gerek seni?) Kapılar kapalı Tutulmuşsa gece kapkara yollar Sıcacık bir sevgi sunmayacak mıyım insanlara? Bakmayacak mıyım yarınlara Seslenmeyecek miyim insanlara?”
Aliekber tekrar paylaştı.
Asılma günü gelip çatınca, o sevdiğim giysilerimi giyeceğim. Postallarımı, parkamı... Beyaz ölüm gömleğini giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim. Kesin direneceğim ve giymeyeceğim. Öyle her zamanki gibi, eyleme gidiş tavrımla gideceğim darağacına... Yok, tıraş falan da olmayacağım. Önce gidip, orada oturacak, bir sigara yakacağım. Sonra demli, güzel bir çay içeceğim. Ha bak, Rodrigo’nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim orada... Bak, bunu çok isterim. Sanırım, asılacak bir insanın son isteklerini geri çevirmezler. 
Sayfa 327Kitabı okudu
Aliekber tekrar paylaştı.
Sana Ahmet Arif'den bir şiir yazıyorum. "Biz ki, yarınıyız halkın, Umudu, yüz akıyız, Hıncı, namusu. Şafakları, Taaa şafakları hey canım, Kalbim Dinamit kuyusu"
Sayfa 390 - Babasına yazdığı bir mektuptan 22 Şubat -1972 Mamak - AnkaraKitabı okudu
Aliekber tekrar paylaştı.
Bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı, Macera değil. Yaşamak, sade "yaşamak" Yosun, solucan harcıdır.
Sayfa 454 - Deniz'in altını çizdiği Ahmed Arif dizeleriKitabı okudu
Bak! Papatya mevsimi geldi. Mevsimlerden papatyayı severim Sonra seni.. Sonra yine seni.. Ve hep seni..
Cemal Süreya
Cemal Süreya
10,1bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.