Kitap ikinci dünya savaşından yirmi yıl sonra annelerin, eşlerin, çocukların ziyaret edip teselli bulacakları en azından ölülerinin nerde olduğunu bilecekleri bir mezara sahip kılmak icin Arnavutluk'a giden bir generalin hikayesini anlatıyor. General yabancı bir ülkede ölülerini aramanın mantıksızlığı algılamadan geldiği yabancı ülkenin insanlarına suçlu gözüyle bakıyor. Bu duruma sebep olan generalin kendini beğenmiş olma özelliğidir. Kitaptaki kişilerin isimleri yok genel olarak rahip general şoför işçi gibi meslekleri ile anılıyor kişiler. Yazarın amaci herhalde çeviri yapılacak her ülke insanın kendi generallerini düşünmesini sağlamaktır. Kitabın genel olarak bir mezara sahip olma ihtiyacını ya da generalin görevinin trajik durumunu çok iyi veremediğini düşünüyorum. Bütün her şey bittikten sonra konu havada kalıyor. Ve bir insan bu kitabı niye yazmış diye düşünüyorsunuz.
Kitabın isminden sosyal medyada niye bu kadar çok vakit geçirdiğimizin psikolojik, sosyolojik, evrimsel vs temelleri konusunun işlendiğini sanıyorsunuz. Ancak bu konular çok basit şekilde ele alınıp sosyal medyada yankı uyandıran Twitter ve Facebook paylaşımları konu edilmektedir. Son olarak iktidarların artık gerçekleri halktan saklamaya gücünün yetmediği mesajını veriyor.
J. Cortazarin okuduğum ilk ve son kitabı olacak galiba. Bu kitabında yilanbaliginin yumurtadan çıkmasıni, göçünü ve tekrar evine donmesini anlatırken bunun yanında bir gözlemevi ile ilgili bilgiler de veriyor. Kitabın içerisinde yazarın gozlemevini çektiği fotoğraflarda yer alıyor. Kısa bir kitap olmasına rağmen bitirmekte zorlandım. Ağır bir dile sahip. Metafor kullanımı çok yoğun. Bu yüzden anlamakta zorlandim. Şeftaliyi çok sevdiğimden P. Nerudanin kışkırtıcı şeftali benzetmesi yüzünden okudum. Bizim memleketin şeftalileri ile Nerudanin bahsettiği şeftaliler ayni değilmiş. Kitaptan bana kalan; her şeyin sırrına vakıf olmak iyi bir şey değil bazen bazi mucizelerin önünde durup seyretmek yeterlidir. İlginç bir okuma yapmak isteyen arkadaşlara iyi okumalar.
Kitabin çok hoş, akıcı, sizi yormayan bir dili var. Lirik siyasi polisiye diye tanıtılıyor. Kitabın içeriğindeki bazi cümleleri şimdiki ortamda söylerseniz en az 5 yıl hapiste yatarsınız. Kitabın anlatımını çok beğendiğimden olacak bütün kahramanların birbirine bir noktada degmeleri bana gerçekdışı olanaksız gelmedi. Her insanın basına gelmiş olduğunu düşündüğüm dünya çok küçük dedirten olaylar kitapta masal tadında verilmiş. Ancak okurken bir "H" harfini gözden kaçırdım diye bütün hikaye kafamda allak bullak oldu. Aman siz okurken "H" ye dikkat edin yoksa kitapta geriye gelmeniz gerekecek.
MihmanAkif Kurtuluş · İletişim Yayınları · 200834 okunma
Kitap güzel bir tanıtım yazısı ile sunuluyor. Fakat çevirinin azizligine mi uğramış yoksa orijinal hali böyle mi pek bilmeden olumsuz yargıda bulunacağım. Kitabın başı çok karışık hikayeyi anlatan kim kahraman kimler onlar anlaşılmıyor. Ayrıca kahramanların yaşadığı olayların kahramanları nasıl etkiledigi pek verilememiş. Geçmiş satıcılığı ile sahte evrakci kitap hangisini anlatıyor belli değil. Angola doğumlu birinin kitabını okumak istiyorsanız bir de Borgesi beğeniyorsanız zevkli bir okuma olabilir sizin icin.
Borges bu kitabında derlediği hikayeleri kendi tarzına göre hafif mizah ekleyerek trajikomik bir şekilde anlatmaktadır. Borgesin okuduğum ilk kitabıydı beğenmediğimi söylesem herhalde Borgese ayıp etmiş olmam.
Ömer Polat'ın sıcak anlatımı bütün kitaplarında ayni derecede var. Tabii bu anlatım ve olay örgüsü bir noktada sıkıcı gelmeye başlayabilir. Bu kitabında adı duman kitabındaki gibi hayvan ve insan arasında kurulan bağı anlatıyor. Bu bağ Mırat ve Arap atı olan Aloş arasında oluşan dostluk bağıdır. Çarçabuk okunabilen akıcı bir eser. İyi okumalar
Üçünü de SevdimÖmer Polat · Evrensel Basım Yayın · 201011 okunma
Kitap arkadaşlığı, hayvan sevgisini, dayanışmayı, biraz da sarı keçili yörüklerini anlatıyor. Kitabın iki kahramani Alı ve Güller bir de duman adlı yörük kopegi. Kitabın sıcak bir anlatımı var. Özellikle ortaokul öğrencilerine bazı değerleri fark ettirmek icin okutulabilir.
Adı DumanÖmer Polat · Evrensel Basım Yayın · 200910 okunma
Yaşar Kemal'in İnce Memedin tiyatro versiyonu tabii buradaki kahraman bu sefer Mıho. Mıho biraz daha yaşlı tabii. Mıho, Muhyettinin kısaltılmışı böyle bir kısaltmayı kimsenin kullandığını düşünmüyorum. Mıho, Mehmet in kısaltılmışı olur. Metin köylük seyirlik oyunu sıcak bir anlatımla aktarıyor.
Küçük adamın hikayesi ikinci kitapla devam ediyor. Bu kitapta aileden kopuş ve özgürlüğün ortaya çıkardığı sorumluluklar anlatılıyor. Küçük adam bu kitapta bir aile kurmaya çalışıyor. Sürprizler ve hayal kırıklıkları sıcak bir anlatımla kitapta yer alıyor.
Avare YıllarOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20091,342 okunma
Kendini yeni yeni fark etmeye başlayan otoriter babasına, yoksulluğa ve erkek kardeşine :) rağmen kendi benliğini oluşturmaya başlayan küçük adamın romanının ilk kitabı.
Baba EviOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20082,136 okunma
Kadınları, aşkı, koleligi, kişiliğin parçalanmasını ve sonra bütünleşmesini, bir annenin ihanetini ve merhametini, özgürlüğün korkulu yüzünü anlatan kitap. Anlatımı çok akıcı olmamakla beraber okunabilecek bir kitap.
MerhametToni Morrison · Sel Yayıncılık · 2015437 okunma
Selahaddin dönemindeki Kürt topluluklarını, Kürtlerin ordu, siyaset ve entellektüel alandaki konumlarını anlatan bir kitap. Daha ayrıntılı olarak farklı kaynaklardan okunabilecek bir konu. Kısa metinde bir sürü başlığı vermeye çalışmış bu da metinlerin eksik kalmasına neden olmuş.
Hayallerle yaşayan bir baba Willy ve buna inanan çocuklar Happy ve Biff yıllar sonra ortaya çıkan gerçekler ve hazin son. "Küçük bir insan da büyük insanlar kadar yıpranır" " borçsuz ve ozguruz"
Satıcının ÖlümüArthur Miller · Mitos Boyut Yayınları · 2011694 okunma
Kitabın isminden savaş sonrası babasız kalan evleri çok iyi anlatacağını düşünmüştüm. Fakat Cemal Süreya'nin şu iki dizesi kadar etkileyici bir bölüm ya da cümle yok."Sizin hiç babanız öldü mü?/ Benim bir kere öldü kör oldum" Kitap iki çocuğun merkezde olduğu yasantilardan oluşan ve herhangi bir bütünlük saglanmayan bir kurguya sahip. Çocukların bazen hatta genellikle gerçek olamayacak kadar olgun davranmaları beni rahatsız etti. Son donemde bu ülkede yaşanan travmatik olaylardan kaynaklı olduğunu düşünerek kitapta anlatılan yoksulluk, açlık, dul kalan kadınların yaşadığı olumsuzluklar basit bir düzeyde kalıyor. En beğendiğim kısım sayfa 347 de öğretmenlerle ilgili tespitiydi.
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018230 okunma
Kitap arka planda Afganistan'ın siyasi tarihini verirken iki kadının hikayesini anlatıyor. Kişilerin derinliğini çok beğenmedim ayrıca ABD kötü hiçbir şey yapmamıştır mesajını da vermeyi ihmal etmiyor.
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,6bin okunma
