Babasız Evler

Heinrich Böll
7.4/10
84 Kişi
277
Okunma
74
Beğeni
14,6bin
Görüntülenme
“O”, yani çocuk dünyaya geldi ve Leo korkutmaya başladı: “Görevinden ayrılırsan, çocuğu bakımevine veririm.” Ama anne, sonunda görevini bırakmak zorunda kaldı. Uygun koşullarda belediye memurlarına verilmekte olan çorba, artık verilmiyordu. Karaborsa diye bir şey de kalmamıştı. Kimsenin çorba peşinde koştuğu yoktu. Yeni bir para sürülmüştü ortaya ve dükkânlarda, bir zamanlar karaborsada bile bulunmayan şeyler belirmişti. Anne, ağlıyordu sık sık. “O”, küçücüktü; adını, annenin adı olan “Wilma” koymuşlardı. Anne, bir fırıncının yanında yeni bir iş bulana kadar Leo’nun kızgınlığı sürdü. “Olay ellili yılların başında, Rhein Irmağı kıyılarında bir kentte geçer. Anlatılanlar, beş ayrı kişinin bilinç düzeyinden yansıtılır; bu beş kişinin de düşünce ve davranışlarını belirleyen olgu aynıdır: Kadınların kocaları, çocukların da babaları savaşta ölmüştür; bu insanlar artık yaşamlarını koruyucusuz sürdürmek zorundadırlar. Yazar, savaş sonrası için tipik sayılabilecek bu konumdan temellenen aksaklıkları değişik toplumsal kesimlerden gelen iki aile ve bu ailelerdeki değişik yaşta insanlar aracılığıyla betimler.” AHMET CEMAL
376 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

376 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
“İnsan savaşın da hem yaratıcısı, hem kurbanıdır, çünkü savaşı önleyecek hiçbir eylem gerçekleştirmemiş, ama savaş sonrasının acılarına neden arar olmuştur.” Alman edebiyatının temsilcilerinden olan
Heinrich Böll
Heinrich Böll
‘ün çocukluğu 1. Dünya Savaşı’nın açlık ve yoksulluk günlerine,gençliği ise 2.Dünya Savaşı yıllarına rastlar. Yazar eserlerinde sık sık savaş öncesi,savaş ve savaş sonrası dönem ve ortamlara yer verir.
Babasız Evler
Babasız Evler
‘de Rhein Irmağı kenarında yer alan bir kentte yaşanılanlar kaleme alınır.Savaşta kadınların kocaları, çocukların babaları ölmüştür.Savaş sonrası dul kadınların,babasız çocukların çektiği sıkıntılar, yaşadığı travmalar,toplumsal yıkımlar kaleme alınmıştır.Yine annelerin başka erkeklerle olan ilişkileri karşısında çocukların duygularını,hissettiklerini ustaca yansıtır okura.Yazar ahlak ve ahlaksızlık arasındaki sınırı buz tabakasına benzetir.Bu buz tabakasının kırılmasını da annelerin başka erkeklerle olan ilişkilerine göre yorumlar. Eserde bilinç akışı tekniği kullanılmıştır.Olaylar beş kişinin bilinç düzeyinden aktarılır. Savaş sonrası hayatların farklı açıdan gayet başarılı bir şekilde ele alındığı bu eseri tavsiye eder,keyifli okumalar dilerim.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2021277 okunma
Çocukluğumun Ülkesi Yemyeşildi...
376 syf.
8/10 puan verdi
Heinrich Böll
Heinrich Böll
ve yine savaş sonrası etkilenen yaşamlara parmak basan yazar, ölen eşlerin ardında kalan anneler ve çocuklarına odaklanıyor. Babasız kalan evler ve aileler üzerine etkisi. Yaşam, evlilik, cinsellik, ahlak ve toplum... Kocasız kalan kadınlar, babasız kalan çocuklar... Ölenler ve ardında yaşayanlar!!! bu kısım çok manidar """yaşamak!!! nedir?""" sorusunu akla getiriyor, yaşamanın şarkılarda, aşkın kitaplarda filmlerde kaldığı hayatlarda... Nerde olursak olalım yaşam taklitçilerle, tekrarlanan, benzer olaylarla dolu iken, sessizliğin hüküm sürdüğü hayatlarda, sabır genel felsefesi olmuşken insanların, yaşanamayacak yaşamın düşlerini kurarken, aslında yaptıkları, yapmak istediklerinden çok farklıydı çelişki de kaldığı hayat adına, "şunu ya da bunu şöyle değil de böyle yapsaydık" düşüncesi her daim hayatımızda iken dost bulmak eş bulmaktan daha zordur hayatta hakikaten... Severek okudum dokunduğu hayatlarda Böll ü her daim, külliyat okumalarımda en sona bıraktığım en güzel kitabının
Palyaço
Palyaço
olduğunu düşündüğüm kitabı ile külliyatı tamamlamak istiyorum, Böll okumayı çok özlemişim, iyi ki külliyatıni bitiriyorum, iyi ki okudum bu kitabını da...
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2021277 okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı okuduğunuzda savaşın ne denli korkunç bir şey olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz. Babalarını hiç tanımamış çocukların baba özlemi, onların psikolojileri, çok etkileyici. İnsan hayatında baba faktörünün önemini bir kez daha kavrıyorsunuz.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018277 okunma
371 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Herkese merhaba. Bu ay #heraybirşiirbirromanokuyoruz grubumuz ile birlikte Babasız Evler'i okuduk. Çok etkileyici ve hüzünlü bir eser oldu bizim için. İyi ki birlikte okuduk ve üzerine sohbetler
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2021277 okunma
320 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Müharibə bitmişdi, amma onun izləri hələ də insanların həyatında yaşayırdı – boş qalan evlərdə, susqun baxışlarda və heç vaxt tam dolmayacaq ürəklərdə. Heynrix Böllün Kişisiz ev romanı, İkinci Dünya müharibəsinin dağıdıcı təsirini və onun insanların psixologiyasına buraxdığı izləri təsvir edir. 1954-cü ildə yazılmış bu əsər, atasını itirmiş uşaqların və dul qadınların cəmiyyətin təzyiqi altında keçirdiyi çətin həyatını əks etdirir. Böll bu romanında müharibənin təkcə döyüş meydanlarında deyil, arxa cəbhədə – ailələr və cəmiyyət daxilində də yaratdığı faciələri ön plana çıxarır. O, oxucunu müharibənin fəsadları üzərində düşünməyə və sülhün dəyərini dərk etməyə çağırır. Əsər, müharibənin gətirdiyi itkiləri, insanların psixologiyasında yaratdığı dərin yaraları və ailələrin parçalanmasını təsirli şəkildə işıqlandırır. Romanın süjeti müharibədə atalarını itirmiş iki gənc – Martin və Heynrixin həyatı ətrafında qurulub. Onlar, həm ailədə, həm də cəmiyyət daxilində atasız böyüməyin çətinlikləri ilə üzləşirlər. Əsər təkcə fərdi insan talelərini deyil, həm də Almaniyanın müharibədən sonrakı sosial reallığını əks etdirir. Müharibənin insanların həyatında yaratdığı boşluq və qeyri-müəyyənlik hissi romanda dərin şəkildə hiss olunur.
Kişisiz Ev
Kişisiz EvHeinrich Böll · Teas Press · 2019277 okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
1972’de Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış Heinrich Böll’ün “en az bilinen” eserlerinden. IG platformunda bile arattığımda, umduğumdan çok az gönderi gördüm, şaşırdım. Şaşırma sebebim ise, güzelliğinden, vuruculuğundan. Orijinal ismi “Şapkasız/Çatısız Evler”e denk gelen roman, Ahmet Cemal “Babasız Evler” demeyi ne de güzel uygun görmüş. Almanya, iki büyük dünya savaşı görmüş bir ülke olarak, maddi açıdan belini düzeltmiş ülkelerin olabilir, ama şimdinin çocuk sahipleri, geçmişten günümüze değin “babasız evlerde” yaşamaya mahkûm edildi. Romanda da, savaşım iki büyük yıkıcı gücü olan “maddiyat ve maneviyat”ı iki erkek karakter, Martin ve Heinrich üzerinden anlatıyor. Martin ekonomik sorun yalamayan, annesinin görünmezliğinden bunalmış manevi kısmı, Heinrich ise, maddi güçlükler yüzünden kendisinin nefret ettiği bir erkekle yaşayan annesini konu alıyor. Harp sonrası meydanları terk eden savaşın evlere girdiği, toplumsal yıkımların devam ettiği ve darmadağın olmuş ailelerin psikolojik savaşların da okuyoruz Böll’ün kaleminden. Romanda Albert , dünyaya karşı sönen umut ışığımı tekrar parlak tutmayı başarmış nadir güzellikte yazılmış, çok gerçekçi bir karakter. Babasız Evler, sosyolojik ve psikolojik alt yapısı gerçeklere dayanan, gerçekçi yazılmış çok iyi bir eser. Sabit Kalem’ce okuduk. Size tavsiyem ıskalamamanız gereken eserlerden.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018277 okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
1950'lerin başında, savaş sonrası kocasız, babasız kalan evleri konu alır. İki aile üzerinde yoğunlaşan yazar, duruma çocukların ve annelerin gözünden bakmıştır. Bachlar, maddi sıkıntı çekmeyen, evde başkalarıyla yaşayan bir aile. (ne kadar aile diyebilirsek) Martin'in babası savaşta ölmüş, annesi ise onunla pek ilgili değildir. Brielaclar ise daha yoksul, geçimini sağlamak için çalışmak zorunda kalan bir anne ve annesinin eve gitirdiği amcalardan rahatsız olan Henrich... Henrich babasızlığın yanında yoksullukla da savaşmak zorunda kalır, küçük yaşına rağmen hesap kitapla uğraşır. " Ucuza yumurta satan bir yer bilseydim hemen koşardım. O zaman biz de yumurta yiyebilirdik." demesi aslında her şeyi anlatıyor. Çünkü o dönemde yumurta zor bulunuyor ve sadece babalar, amcalar yiyebiliyor. Anneler ise çocukların deyimiyle 'amcalarla' vakit geçirir, çocuklarına karşı ilgisizdir. Kocasız kalan kadınlar belki de bir erkeğe ihtiyaç duyarak hayatını devam ettirmek için bu yola başvururlar. Tabi ki her zaman en çok yarayı çocuklar alır. Iki kadın, iki çocuk ... Ve çocukları annelerinden bile çok düşünen Albert Amca... Savaş sonrası Almanya'ya, iki taraftan da bakılmış, farklı bir bakış açısı sunulmuştur. Merak uyandıran, akıcı bir kitap. Her ne kadar başlarda tüm karakterler bir arada verilmiş ve isimler karışmış olsa da okudukça taşlar yerine oturuyor, keyif almaya başlıyorsunuz. Savaşın ardında bıraktıklarına birde çocukların gözünden bakalım... Keyifli okumalar.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2021277 okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
Eserde savaşın ardında bıraktığı izleri iki dul kadın, iki yetim çocuk ve savaştan sağ kurtulabilmiş Albert'in ağzından okuyoruz. Iki kadın da farklı ekonomik şartlar içerisinde hayatlarına devam etmeye çalışırken, çocuklar da kendi yaşamlarından hareketle etraflarında gördüklerini anlamlandırmaya çalışıyor. Savaşın kaybedeni Almanya'nın yaşadığı ekonomik ve toplumsal buhrana tanıklık ediyoruz. Savaşın yalnızca askeri veya siyasi bir olgu değil, aynı zamanda toplumsal yıkımın bir aracı olduğunu anlatan önemli bir eser.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018277 okunma
376 syf.
8/10 puan verdi
Kutsal oldukları kabul görmüş, çoğu modası geçmiş değerlerin ve hepsi yalan sözlerin esaretinde, parçası olmaktan sıyrılamayıp gönülsüzce katılmak durumunda kaldıkları lanet olası savaşın kurbanı olup dönemeyenlerin, geride bıraktıklarının yaşadıkları sefaleti, zorlukları ve bütün bunlara karşılık nafile yere verdikleri mücadeleyi; birbirinden çok farklı standartlarda yaşayan iki aile özelinde, çocuklarının gözünden, onların yaşları itibarıyla kendilerine has anlamlandırmalarıyla, bakış açılarıyla öğreniyoruz.
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2018277 okunma
376 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Babasız çocuklar için “ O, babasını savaşta yitirdi,”  denirdi. Bir öğrenci teftiş sırasında dersini bilmeyince müfettişlerin kulağına bu söz fısıldanırdı. Ve öğretmenler okula yeni gelmiş bir çocuk için, babasını savaşta yitirmiş, derlerdi. Sanki babasını bir şemsiye ya da bozuk para gibi yitirmişti. Kulağa böyle gelirdi. Heinrich Böll, Babasız Evler romanını savaşın bitiminden sonra babalarını yitirmiş çocukları gördükten sonra yazmış. Orijinal ismi “Şapkasız/Çatısız Evler”e olan roman’ı, Ahmet Cemal “Babasız Evler” olarak isimlendirmiş. 2.dünya savaşında yirmili yaşlarda dul kalan, babaları ölen çocukların evlerine konuk ediyor bizi yazar. Annelerinin tabiri ile ‘’amca’’ dedikleri adamlarla yaşadıkları fiziksel ilişkileri gözler önüne serip, öksüz çocukların aldıkları duygusal ve fiziksel yaraları, çöküşleri okuyoruz. İki aile.. Wilma Bierlich ve oğlu Henrich , Nella ve oğlu Martin. Ve savaştan sağ kurtulabilmiş Albert'in ağzından okuyoruz romanı. Çok hüzünlü, çok derin, çok etkileyici
Babasız Evler
Babasız EvlerHeinrich Böll · Can Yayınları · 2021277 okunma

Yazar Hakkında

Heinrich Böll
Heinrich BöllYazar · 28 kitap
1972 Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi. 1917'de Köln'de doğdu. 1924 yılında okula gitmeye başladı. 1937'de liseyi bitirdi. 17 yaşında şiir yazmaya başladı. 1938 yılının sonbaharında çalışma kampına, bir yıl sonra da askere alındı. Piyade olarak, doğu ve batı cephesine gönderildi. 1945 yılının nisan ayından eylül ayına kadar, İngilizlerin ve Amerikalıların elinde savaş esiri oldu. Savaş bitip Köln'e döndükten sonra, hem üniversite öğrenimini sürdürdü hem çalıştı. 1947 yılında ilk kısa öyküsü Haberci, sonra ilk romanı Ademoğlu Neredeydin?, Ve O Hiç Bir Şey Demedi yayınlandı. Yapıtlarında İkinci Dünya Savaşı'nı, özellikle de insanların nasıl savaştıklarını, savaşın yıkıntılarını ve acılarını anlattı. "Ve O Hiçbir Şey Demedi" adlı en ünlü romanını yazarken aklında tek bir gerçek vardı. Savaş yanında yoksulluk ve zor koşullar getirmiş, hayatını değiştirmişti. Mayına bastığı için yaralanan dizini iyileştirebilmek için para gerekliydi. O yüzden Böll, 5 gün evden çıkmadan bu eseri yazdı. Yayınevinden aldığı para ile de dizini eski hale getirmeyi başardı ve yazar olarak kariyeri devam etti. Daha sonra yazdığı Babasız Evler adlı romanını, kendi babasını yitirmesinin ardından değil; ama çevresinde savaş yılları sonrasında acı çeken onlarca çocuğu gördükten sonra yazmıştır. Kendisi, savaş sonrası koşullardan, yoksulluk, açlık ve hastalık gibi sıkıntılardan hem kendi geçtiği, hem de çevresinde bu durumlardan acı çeken birçok insan gördüğünden, hiçbir zaman çocuk sahibi olmak istememiş, kendi deyimiyle "Böyle bir dünyaya çocuk getirmek" istememiştir. 16 Temmuz 1985 tarihinde, çalan kapı ziline koşarken merdivenden yuvarlanarak hayatını kaybetmiştir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.