Akşam yemeğimizi soframızda bulmamızın sebebi kasabın,biracının veya fırıncının cömertliğinden değil, onların kendi çıkarlarına olan düşkünlüğündendir.
Bu nedenle analojiden çıkarmam gereken sonuç, dünyada bugüne kadar yaşayan tüm organik varlıkların, ilk yaşam nefesini Yaratıcının bahşettiği tek ilkel formdan köken almış olduğudur.
Güzel olan
Her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
Erimek yarını olmayan zamanlarda
Durdurmak bir yerde bütün saatleri
Bütün kuralları kırıp parçalamak
Sonra varmak o yerlere
Mevsimlere dur demek
Kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
Güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
Sonra doldurmak ay ışığını kadehlere
Delicesine içmek
Ve unutabilmek her şeyi ansızın
Sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
Birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
Güzel olan
Sevmek seni Tanrılar gibi
Seninle Tanrılaşmak..
Bir gün bulacaksam bile seni parça parça bulmalıyım;
Ayaklarını Afrika'dan getirip bir kağıt üzerine yapıştırmalıyım, saçların Sibirya' da olmalı, dudakların Çin' de. Gözlerin Hindistan'da bir mabudun gözleri olmalı, ellerin İtalya'da bir heykelin elleri. Bulsam da seni parça parça bulmalıyım.
Yine de bir yerin hep eksik kalmalı..
Yeniden yollara düşmeliyim onu aramalıyım
Ve tam seni tamamladığım anda ölmeliyim...
Ümit Yaşar Oğuzcan
Tanımadığım bütün kadınlar adına seviyorum seni
Yaşamadığım bütün çağlar adına seviyorum seni
Enginlerin kokusu sıcak ekmeğin kokusu adına
İlk çiçekler adına eriyen kar adına
İnsanın ürkmediği temiz kalpli hayvanlar adına
Sevmek adına seviyorum seni
Sevmediğim bütün kadınlar adına seviyorum seni!
Paul Éluard
Sana avuç avuç yıldız getireceğim
Güneşimden başka
Sana engin denizlerin maviliģini getireceğim
Köpük köpük dalga dalga
Sana bir rüzgar getireceğim
Dağlardan, tepelerden
Gitme, sana zamanı getireceğim
Zamanın bittiği yerden
Ümit Yaşar Oğuzcan