Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Günay

Ali Günay
@Ali_Gunay_
Emekli Öğretmen
İstanbul
1950
26 okur puanı
Temmuz 2023 tarihinde katıldı
Mustafa Kemal bir sabır heykeli gibi beklemiştir. Zafeti kazanmaktan başka kaygısı yoktu.
Reklam
Mustafa Kemal bir sabır heykeli gibi beklemiştir. Zaferi kazanmaktan başka kaygısı yoktu.
İngiliz tarihçisi Wells'in sözünü yazmıştım "Modern devletin bir niteliği eğitimciliktir. Bir topluma danışılma hakkı tanınmadan onu eğitmek gerekir. Oy kulübelerinden önce okullar kurulmalıdır. Bilmeyenin elinde oy pusulası yalnız faydasız değil tehlikelidir de!"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bütün çocuklarımız okullarını rüyalarında görecek kadar sevemiyorlarsa istikbale güvenimiz tam olamaz.
Cumhuriyet devri, köylüden alma devri değil; köylüye verme devridir. Cumhuriyetin ona ilk verdiği şey, nice yüz yıllardır yüzünü görmediği emniyettir.
Reklam
Türkiye'de şehirle köy arasında, sosyal ve ekonomik şartlar bakımından mevcud uçurumu maharetli bir buluşla doldurmaya muvaffak olmuşlar: Köy Enstitüleri. Fakat seyehatim esnasında temas ettiğim Türk münevverleri hep bunların aleyhinde bulundular.
Enstitüler, bu toplumun yaratıcılığıydı. Yaşayarak, yaşatarak eğitiliyorlardı oralarda insanımız. Ülkenin en uygun yirmi kesiminde açılan bu kurumlar, eğitimde fırsat ve olanak eşitliği sağlıyordu halk çocuklarına.
Dünya, harp eteşleri içerisinde de olsa, Türk çocuklarını okumak, yazmaktan ve bilgili vatandaşlar olmaktan mahrum etmemeliyiz.
1931 senesinden beri yazdığım, söylediğim ve devlet yetkisinde faydalanarak yaptırmak istediğim sadece şu olmuştur: Önce Türkçe düşünmek, sonra Türkçe yazmak... Türkçe düşünmek demek, besi olarak aldığımız maddeleri vücudumuzda kan yapar gibi, kelime olarak nereden ne alırsak alalım onu kendi dilimizin dehasıyla yoğurmak demektir.
"Köy Enstitülerinin amacı, Köy Eğitim Sistemi için, orta kademe insan gücünü yetiştirmek, bunlardan yetenekli olanlarını da Yüksek Köy Enstitülerine hazırlamaktı."
Reklam
Köy Enstitülerinin amacı, Köy Eğitim Sistemi için, orta kademe insan gücünü yetiştirmek, bunlardan yetenekli olanlarını da Yüksek Köy Enstitülerine hazırlamaktı.
Dünyada insan birbi­rini sevmeli! Sevmezse günler tükenmez! Sevmezse dünya zin­dan olur. Sevmezse yaşadığının farkına varamaz.
Her şeyin bir çözümü bulunur. Yeter ki, kalbine korkuyu uğratma!
Korkulu düş görmektense, uyanık yatmak en iyisidir.
Öyle mutlu günlerimi bilirim ki, hemen bir rastlantıyla acıya çevrilmiştir. Yine öyle üzüntülü zamanlarım oldu ki, beklenmedik bir olayla bir anda aydınlanmıştır.
Okuyup yazmak, öğrenip öğretmek için yine de savaşır dururmuş. Zaten her teselliyi okumakta bulurmuş.
Reklam
Her acıyı bir sevinç kovalıyor, yoksa katlanılmazdı bu yaşamın acılarına.
Savaş insanları bozdu. Soyun, namusun yerini para aldı.
Fikir özgürlüğünü örselemek bize de zarar verebilir. Hem inanmışlar, kolay teslim olmazlar.
Şehir uzaklaşıyordu gittikçe. O, uzaklaşan şehirle birlikte geriliyor, ufalıyordu.
Reklam
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi.
İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok. Her şeyi onun sayesinde, onunla güzel.
Dünyada iyi insanlar da olmasa kırlangıç yuvasını tutup yerine tutkalla yapıştırır,altına da bir tahtacık oturturlar mı?