...Onun yüzünde bir tasa, bir düşünce belirtisi göremezsiniz, içinde bir hayat var mı, yok mu anlayamazsınız. Bakışları asla bir şeyin üzerinde dikkatle durmaz. Hiçbir şeyi merak etmez.
Bilgelerin bilgeliklerince doğrulanan bilgim bana şunu göstermiştir ki yeryüzündeki her şey canlı ya da cansız olabilecek en akıllıca bir şekilde yerleştirilmiş bir tek, benim kendi konumum aptalca.
Aldırmıyordum onlara ama, çevremdeki bütün insanlara katlanamaz edemez oldum. Ancak yalnız başıma kaldığım zaman rahatlıyordum. En çok yıkık limonluğumuza kaçardım o günlerde. Duvara tırmanarak saatlerce yalnızlığımı, zavallılığımı düşünmekten acı bir zevk duyardım.
İnsanlardan iyice uzaklaşmıştı. Onlara düzgün davranmak her geçen gün daha zor geliyordu. İnsanların varlığı Martin'i huzursuz ediyor, onlarla konuşma çabası asabını bozuyordu. İnsanlardan rahatsız oluyor ve biriyle yan yana geldiği andan itibaren ondan kurtulmanın çaresini aramaya başlıyordu.