basit bir kitaptı. basit ve sade, bu yüzden de nobel alacak kadar başarılı; çünkü olaylar basit ve sade bir zihinde geçiyor, bir başuşağın zihninde. üzücü bir olay oluyor, tek bir teşbih, detaylı bir betimleme yok. stevens'ın, yani başuşağımızın başına üzücü bir şey gelse bile, neredeyse bir robot kadar kayıtsız kalır bu
Pişmanlık kelime olarak bir kere bile geçmiyor ama nasıl hissettiriyor kendini!
Öte yandan adanmışlığı da eleştiriyor kitap, kendi olamadan adanmak hiçbir yere varmıyor.
Kitabın isimlerinin illaki kitap içerisinde geçmeli diye katı düşünceye sahip biri değilim fakat isminden dolayı da okudukça acaba bu olanların bülbülü öldürmekle ne ilgisi var dedim ve neredeyse son sayfalarında bir cümlecikte ana karakterin ifadesinde gecti kitabın ismi olay kursu olarak güzel
Evin küçük çocuğu gözünden anlatılmış olsa da gözlem ve betimleme olarak çok güzel ifadelerle kaleme alınmış
-Bu robot çok kadim bir demokrasiden geliyor, anlarsın ya..
+ Yani demek istediğin o bir kertenkeleler dünyasından mı geliyor?
- Hayır, bu o kadar da basit bir şey değil. Onun geldiği dünyada halk halktır. Liderlerse kertenkele. Halk kertenkelelerden nefret eder ve onlar da halkı yönetir.
+Garip, bunun bir demokrasi olduğunu söylememiş miydin?
- Öyle, bir demokrasi.
+ O halde halk neden kertenkelelerden kurtulmuyor?
- Dürüst olmak gerekirse bu akıllarına gelmiyor. Hepsinin oy hakkı var ve bu yüzden oy verdikleri hükümetin aşağı yukarı istedikleri hükümet olması gerektiğini düşünüyorlar.
+ Yani halkın kertenkeleler için oy verdiğini mi söylemek istiyorsun?