…
Ve sayfa sayfa dolaşır
sana tahavvülün yollarını arardım..
Lâkin ben mevsim değilim sevgilim..
Sen, çınarlar gölgesinden evlâ bir asilzâde
Ben ise kırgınlıktan, suskunluktan ziyâde
Bir ilkbahar rüzgarıyla devrilen son fideyim..
Biliyorum dalım yok, köksüzüm, çiçeksizim..
Mâmafih umarsız savruluşum beyhûde..
Lâkin Var’sın! Ey Kalbime Hükmedenim..
Ne olur ezhârı soluk bırakma beni böyle..
Ayşenur B.
"Silkin ve kendine gel kârî, rüyalarına da mühür vuramazlar ya, zihnini de bir kuyuya atamazlar ya. Bu ki “yüz üstü çok süründün ayağa kalk” dediğidir şairin. Yetmedi mi yüzünü yerlerde sürüdüğün, yetmedi mi hayallerini yeislere gömdüğün ve yetmedi mi davanı, idealini, maksadını, gayeni öldürdüğün?"
…
Ve medfûn olmak hasretiyle ağlarken kirpiklerim
Bir yudum toprak dilerken suskun gözbebeklerim
Yürürken bulutlarda kirli, âmâ ellerim
Seyr~i nüzulden bir şifâ göğsümü araladı:
“Rabbin seni terk etmedi ve sana darılmadı..”
Kaldır başını ey aşk, ebedî olan Hak’tır..
Sen bâkiyi seçersen iltika muhakkaktır..
Karalar kardan aktır, çamur sudan berraktır
Her bir fâni taaşşuk bir gün son bulacaktır..
Kimsenin hiç kimseye meyletmediği günde
Hangi haksız çatık kaş hesapsız kalacaktır.?
Ayşenur B.