Soğuktan titreyen garip bedenini ısıtacak birine ihtiyacı vardı, bedeni yalnızca boşluk ve soğuktan ibaretti. Ruhu ölmüştü zaten, geriye kalan tek şey bedeninin de ölmesiydi.
"Çok eksiğim. Parçalarımın nerede olduğunu, onları nasıl birbirine uyduracağımı, nasıl birbirine tutturacağımı bilmiyorum. Bunu yapıp yapamayacağını bile bilmiyorum."
“Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.”