İlki roman ikincisi çizgi roman olan çok fazla esere denk gelemezsiniz. Ben hiç denk gelmedim de, büyük konuşmak istemiyorum. Açıkçası yeraltı edebiyatının en iyi örneklerinden biri olan Dövüş Kulübü'nün bir çizgi romanı olduğundan haberim bile yoktu. İşin güzel yanı da bu çizgi romanın, hikayenin devamı niteliğinde olmasında.
Romanın ne kadar sert ve vurucu olduğunu okuyanlar bilirler. Çizgi roman da bu sertliği tamamen çizimlerine yansıtmış. Romandaki kara mizah unsuru artarak kendini devam ettiriyor ve örülmüş duvarlar bile kırılıyor. Ne demek istediğimi okuyunca anlayacaksınız. (Merhaba Chuck P.!)
Çizgi romanımız fasiküller halinde kısa kısa yayınlanmıştı, tükenmeden toplu setini alabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Her fasikülün çıkmasını teker teker bekleseydim sabrım kısa sürede taşardı zaten o apayrı bir konu. Tempo tavan yaptıktan sonra bir daha ortalık sakinleşmediği için birkaç sayfa okuyup bırakabileceğiniz bir eser değil Dövüş Kulübü 2. Bir oturuşta hızla tüketilmeli.
Hikayemiz ise derinliği sonucu romanın hikayesinin altında kalmıyor. Hatta kırılma noktaları bizleri fazlasıyla şaşırtıyor. Yazım aşamasının da ne kadar zor olduğunu ara kısımlarda anlayabiliyoruz. Bu da okununca anlaşılacak bir unsur olduğu için sürprizi berbat etmek istemiyorum.
Dövüş Kulübü'nü okuduysanız, Dövüş Kulübü 2'yi kaçırmamanız lazım. Ben bu zamana kadar nasıl fark etmemişim kendime kızıyorum. Maceranın devamı ve had safhada heyecan bunca zamandır bizleri bekliyormuş!