Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Burcu ✯

Burcu ✯
@Burcuinherdreamworld
4 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Burcu ✯
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom
9.2/10 · 52bin okunma
Reklam
222 syf.
·
Puan vermedi
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali
8.4/10 · 173,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!..Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğünüz bir peynirin esvafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz?
...yaşlanma, sevdiklerini kaybetme ve dostlarından uzun yaşamanın asıl acı yanının sizi inceleyen gözlerin bulunmaması olduğuna inanırdı; hiç kimsenin dikkat etmediği bir yaşamdan duyulan dehşet...
Reklam
Vadideki Zambak
Vadideki ZambakHonore de Balzac
7.7/10 · 42,2bin okunma
Günümüz...
'Mutsuzluğunun farkında olmayan bunca insanın mutluluğu beni ürpertiyor. İnsani hayatları, gerçekten duyarlı olsalar sonsuz acı verecek olaylarla dolu. Ama gerçekte bitkisel hayatta olduklarından, yaşadıkları şeyler ruhlarına değmeden uçup gider, varoluşlarını dişi ağrıyan, ama aynı zamanda müthiş bir servete sahip bir adamınkiyle kıyaslayabiliriz.'
Okuyorum ve işte özgürüm. Nesnelliğe ulaşmışım. Ben olmaktan, o dağınık varlık olmaktan çıkmışım. Okuduğum şey, üzerimde pek hissetmediğim, sadece bazen ağırlık yapan bir giysiye benzemiyor: dış dünyanın, her haliyle hayranlık uyandıran ergin aydınlığına dönüşüyor o ya da hepimizi gören güneşe, huzurlu toprağa gölgelerini saçan aya, denize açılan geniş topraklara, ta tepede yeşil başlarını sallayan ağaçların oluşturduğu o kara kütleye, bahçelerdeki havuzların donmuş sessizliğine, asma tünellerinin altından vadilerin dar yamaçlarına inen üstü kapalı yollara.
Şu an, uzak bir şey var bende. Evet, hayatın balkonundayım, ama tam olarak bu hayatın değil. Onun üzerindeyim, durduğum yerden onu seyrediyorum. Hayat karşımda uzanıyor, bayırları, teraslarıyla, vadideki köylerin ak evlerinden yükselen dumanlara doğru alçalan zengin bir manzaraya benziyor. Gözlerimi kapattığımda görmediğim için, görmeye devam ediyorum. Tekrar açarsam hiçbir şey görmez oluyorum, çünkü onları görmüyorum. Tepeden tırnağa belirsiz bir özlemim-ne geçmişe, ne geleceğe duyulan: Ben şimdiki zamanın bir özlemiyim, isimsiz, fazlasıyla uzamış, anlaşılamamış.
Reklam
Ne uzun yaşadım hiç yaşamaksızın! Ne çok düşündüm hiç düşünmeksizin! Durgun şiddetlerle, kıpırdamadan aşılmış serüvenlerle dolu dünyalar çöküyor üstüme. Hiç sahip olmadıklarıma ve asla olmayacaklarıma doydum artık, var olmayan tanrılardan bitkin düştüm. Hiç girmediğim bütün savaşların yaraları var üzerimde. Sarf etmeyi hayal bile etmediğim çabalar, etimi bitap bıraktı. Donuk, dilsiz, boş... En yükseklerdeki gök, yarım kalmış, ölü bir yaz mevsiminin göğü. Sanki yokmuş gibi bakıyorum o göğe. Ne düşünüyorsam onu uyuyorum, yürürken uzanmış oluyorum, hiçbir şey hissetmeden acı çekiyorum. Duyduğum büyük özlem hiçbir şey için, o bir hiç, tıpkı görmediğim, kimliklerden sıyrılarak seyrettiğim derin gökyüzü gibi.
Sabırsızlığım durmadan beni bu dinginlikten söküp almaya çalışıyor, cansızlığım ise sürekli o halde tutmaya çabalıyor. Bedensel varlığımı saran bir uyuşukluk içinde düşüncelere gömülüyorum, şehvet olabilir bu uyuşukluğun adı ; rüzgarın mırıltısının, muğlak özlemlerimin dinmezliğinin, imkansız arzularımın doyurulamayışının sesi olabileceği gibi. En çok acı çekebilme hastalığı yüzünden acı çekiyorum. Arzulamadığım bir şeyin eksikliğini duyuyorum ve acı çekiyorım, çünkü bu gerçek bir acı çekmek gibi değil.
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.