Ben yazarı fareler ve insanlardan tanıyordum . Bu kitabı elime geçince direkt okumaya başladım . Çok uzun bir kitap değil ama uzun bir yaşam biçimini daha doğrusu ezilmişlik ve sömürgecilik altında geçmiş yaşamları konu alarak güzel bir hikaye oluşturmuş. Ben kitabın içeriği hakkında değil okurken aklımdan neler geçtiğini ve ne gibi fikirler yarattığını sizinle paylaşmak istiyorum . Öncelikle fedakar bir aile söz konusu ki çocukları için her şeyi göze alabiliyorlar ama bunlar normal insanlar değil kasabalı veya kentli de değil . Bunlar her daim kandırılmış ve ellerindeki çalınmış insanlar. Bu aile ile tanışınca aslında hayatımın en mutlu zamanlarıydı bu konuda eminim çünkü içimde eksik olan bazı duyguları yerine oturttu . Meksika 'nın gerçek kültürünü iliklerimde hissettim . Dili o kadar sade ama bi o kadar da büyüleyici ve düzenli ki o kelimeler yerine başka kelimeler konulamayacak derece de düzenli ve sıralıydı. Insanoğlu dünya varolageldiğinden beridir açgözlüydü. İşte tam olarak bunu konu alıyor . " Derler ya ,insan asla doymak bilmez diye,yüzünü verseniz ille de astarını ister diye. Bu sözler insanı kınama amacıyla söylenir ,oysa insan soyunun en büyük yeteneklerinden biri , onu elindekiyle yetinen hayvanlardan üstün kılan bir yetenektir bu." Syf 35