#Şiir kendime ait ...
Yüzü yaralı kelimelerin şahlanışı düşüyor geceme
Mısralar , ah eli kolu kırılası mısralar
Hep hasret diye düşüyor geceme hece hece
Bu aşk mıdır diyorum kendime
Bu yanmaktır diyor kendim , yazmakla uslanmayan bir yanmak
Usanmak herşeyden
Sana ekilmemiş çiçeklerden usanmak
Sana söylenmemiş türkülerden usanmak
Odanı aydınlatmayan aydan
Sesini öpmeyen kuşlardan
Sana çıkmayan tüm iyiliklerden , tüm güzelliklerden usanmak .
Benim olmadığın gecelerde , gündüzlerde
Bugünlerde , dünlerde ; gözyaşı kusuyorum insanların toprağı kirlettiği yerlere .
Temiz yerlerine hala seni yazıyorum
Üst caddeniz de , pencerenize bakan yerde bir araba duruyor
İçinde ben
Benim içimde kim bilir neler
Kırk yıldır açılmamış bir mektup gibi içim
Öyle yalnız , öyle buruk
Sanırım bu köşede , tam da burda bir hiç gibi içim .
Ah ! Sensizken hep böyle buralar . Bu sokak , bu gökyüzü , bu ağaçlar .
Yüksek sesli bir hiçlik orkestrasının tüm enstrümanları acıya buladı kalbimin tüm caddelerini , sokaklarını
Kaç mevsim daha ıssız kalıcak bu sokaklar ?
Kaç sömestr tatili daha çocuksuz kalıcak bu sokaklar ?
Söyler misin ! Ben senin yüzüne ne zaman şiir okuyacağım ?
Buraya gömülen insanlar mezar taşlarının üstüne gerçek yaşlarını değil, hayatta mutlu oldukları günleri yazarlar. Kimi 21 gün mutlu olmuş, kimi 37 gün. 52’yi geçen çıkmadı daha.
Yaslan göğsüme sevdiğim
Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
Toprak gibidir
Sen ki bulut gibisin
Ay gibisin güneş gibi bazen
Okuduğum ilk romanlardan biridir . Aşkı en saf duygularla anlatan , uzun yıllar bile girse araya halâ taptaze kalan bir aşkın öyküsü . Buraya ne yazılırsa yazılsın eksik kalır ...
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,8bin okunma