Bulanık bir biçimde her şeyin üstünde dalgalanan kara bir havaya bürülü gibi gördü dört yanı; keder, boş şatolarda kış yelleri gibi, hafif uğultularla işliyordu ruhuna. Bir daha geri dönmeyecek olanın ardından görülen düştü bu, bitirilmiş her işten sonra insanı saran yorgunluk, alışılmış bir devinimin durmasından, uzamış bir titreşimin birdenbire kesilivermesinden gelen acıydı.