Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şeyma

321 syf.
8/10 puan verdi
·
32 günde okudu
Herkes kendisiyle tanışmayı çok istediginden bahsetmiş benimse okuduğumda istediğim şey direkt olarak kendisi olmak oldu. Düşüncelerinin neredeyse %70ne katılmama hatta zaman zamam asabımı bozmasına rağmen gerçekten Mina Urgan olmak istedim. Bana kalırsa bir insanın yaşayabileceği en iyi hayatlardan birini yaşamış. Müthiş donanımlı aydın bir çevrenin tam içine doğması, akademik hayatı, özel yaşantısı, Atatürkle bu kadar yakınen ilişkisinin bulunması beni ilk kez birinin hayatına bu denli özendirdi. Kitaplarını okuyup mest olduğumuz o aydın Türk edebiyatçıları kendisinin sadece birer arkadaşı. Müthiş bir ilahi ayrıcalık. Kitabin siyasi hayatım kısmında değindiği "ne yaptıysam da bi türlü tutuklanamadım" tadında mızmızlanmaları beni çok güldürdü hakkaten de solculuğun bir günah gibi yaşandığı bir dönemde kaç darbe görmüş hiçbirinde karakol yüzü bile görmemiş bir kere tutuklanır gibi olup tekrar bırakılmış :)) özetle müthiş bi hayat yaşanmış bize anıları kalmış.
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211,3bin okunma
Reklam
364 syf.
6/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Muhammed Attar'ın tasavvufi eseri olarak lise edebiyatında onlarca kez karşılaşmışsınızdır artık merak edip okumak isteyenlere spoiler vermeden aktarayım. Kitap giriş methiyesi, esas olay ve yan hikayeler şeklinde farklı bölümlerden oluşuyor. Methiye kısmı son derece sıkıcı ve günümüz insanına hitap etmeyen kısım. Yan hikayeler ise kullanılan sert üslup ile adeta kafana vura vura nasihat etmek için yazılmış çoğu zaman bu üstten bakıştan rahatsız oluyorsun. Kitabın esas kısmı alegorik olarak otuz kuşun efendileri Anka kuşu'na ulaşmak için çıktıkları yolu, aynı zamanda insanın kendi içindeki yolculuğu sembolik olarak işleyen kısımdır. İşte bu esas mevzu kitabın tek güzel kısmı. fakat aralara durmadan parazit gibi farklı mevzular giriyor ve sona yaklaştıkça bu iyice sıkıcı hale geliyor. Aralardaki kopuk ve sürekli tekrara düşen yan hikayelerin hiç olmamasını veya ana olayın içine yedirilmesini dilerdim. Sonlara doğru epey bi atladım kitabı, o kadar çok tekrar düşülmüş ki atladığım kısımlardan hiçbir şey kaçırdığımı sanmıyorum. hatta yarım bıraktım o sırada vurucu kısmı kaçırdığımı farkedip tekrar döndüm. Kısacası aralardaki bir sonuca bağlanmayan sırf öğüt vermek adına yazılmış kısa hikayeler kitaptaki esas olayı çok bölmüş, adeta harcamış. Hikayelerin çoğunun ana olaya hiçbir katkısı yok. Dönemin tasavvuf ilkelerini fazlasıyla karşılayan bir kitap fakat günümüz insanına daha çok hitap etmesi ve daha felsefik bi boyut kazandırmak için sadeleştirilmiş bir versiyonu olmasını isterdim.
Mantıkut Tayr
Mantıkut TayrFeridüddin Attar · Yason Yayınları · 20164,804 okunma
80 syf.
1/10 puan verdi
Cennete düşen ilk kadın düşmanı tanesi.
Öncelikle 'sayfa yayınları' ve çevirmeni Hasan ilhan'dan uzak durmanız gerek. Korkunç bir çeviri, türkçeye değil arapçaya çevrilmiş gibi tonla eski püskü, anlaşılmaz kelime. Bu sizi okumaktan soğutmaya yeter. Kitaba gelirsek "kadınlar üzerine" bölümünü söve söve okudum söyleyeceklerimden diğer tüm felsefi kişiliğini
Aşkın Metafiziği
Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Ayrıntı Yayınları · 201813,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
210 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Anlamsız yere popüler edilen abartılmış kitaplardan biri. Çinin yoksulluk günlerine ışık tutan, ortalama bir eser. Bu segmentte o kadar çok kitap var ki buna benzer bir iki kitap okumuş okurları çok fazla etkileyeceğini düşünmüyorum. İçeriğin haricinde edebi olarak da ortalama. Basit bir dil ve olay örgüsü hakim. Sıkıcı ve çok garip başladı (babasının anlamsız tuvalet muhabbeti, hayat kadının sırtına binip sokaklarda gezmesi gibi tuhaf şeyler). Açılmasını bekledim ama boğucu hava kitabın tamamına hakim. Durmadan basık bir dram "hadi ağla" diye okuyucunun üstüne çullanıyor. bundan duygusal olarak etkilenenilirsiniz tabi ama bu çok iyi bir eserden etkilenmekle aynı şey değil. Bunu kalitesiz de olsa bir korku filminden korkmak gibi düşünün yoğun duygulara hitap eder ama estetik yoktur. !Spoiler! o kadar çok kişi sırf melankoli için öldü ki son kişi öldüğünde artık gözlerimi deviriyordum öyle bi iç bayıcı, yapış yapış bir dram.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,7bin okunma
120 syf.
8/10 puan verdi
Kitap; okuması, algılaması oldukça zor. Kısa ama epey odaklanma istiyor. Hatta bir kere okuyup bitirmek bile yeterli olmayabilir. Altyapı gerektiren bir kitap, en azından temel bir felsefi birikime sahip olmak gerek. Elime aldım okudum kitabı değil aksi zaman kaybı olur. Öncesinde madde ve evren üzerine yapılan felsefelerden haberdar olmak okumayı kolaylaştıracaktır. Genel olarak Aristonun maddenin oluşumu üzerine irdelemelerini konu alır. Şeylerin hiçlikten oluşabileceği , bozuluşun oluşun başlangıcı olduğu, 4 temel maddenin birbirine dönüşümü üzerine konuşur. Bunu yaparken karmaşık bir dil kullanır. Yine de sevdiğim bir kitap oldu. Daha fazla algılayabilmeyi isterdim. Bir kere daha okumayı düşünüyorum.
Oluş ve Bozuluş
Oluş ve BozuluşAristoteles · Pinhan Yayıncılık · 201999 okunma
Reklam
56 syf.
10/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Uzun zamandır içimi bu kadar çok ezen bir kitap okumamıştım. Kısa olmasına rağmen bunca etkili olması bu denli hayatın içinden olması ile açıklanabilir. Sona doğru şu satırlar ile hayatımda gözyaşlarımı akıtan iki kitaptan biri oldu. "Akakiy Akakiyeviç'i götürüp gömdüler. Ve Petersburg, sanki orada hiç yokmuş, hiç olmamış gibi Akakiyeviç'siz kaldi. Hiç kimsenin arka çıkmadığı, hiç kimsenin değer vermediği, hiç kimsenin merak etmediği, hatta sıradan bir sineği mikroskopta incelemekten kaçınmayan bir doğabilimcinin bile dikkatini çekmeyen, kalemdekilerin alaylarına sabırla katlanan, son günlerinde de olsa zavallı yaşamını bir anlığına canlandıran palto kılığındaki parlak bir konuğun, hayatında bir an görünüp kaybolduğu Akakiyeviç, hükümdarlanın ve dünyaya egemen olanların bile üzerine çöken o falakete uğrayan bir canlı yok olmuş, hiçbir olağanüstü iş görmeden yitip gitmişti." Modern insan yığınlarının mahkum bırakıldığı o sancılı o önemsiz hayat ve trajik son öyle tanıdık öyle sıradan öyle herhangi ki. Bir süre düşündürmeye yetiyor.
Palto
PaltoNikolay Gogol · Can Yayınları · 202037bin okunma
141 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yaptığı sistem eleştirisi ile zamanında yasaklanmış olan kitap o kadar doğru yerlere ince ince temas etmiş ki ilk bakışta anlaşılmasa da sonradan görülebiliyor yasak edilmek istenen. Özellikle en sondaki "sırça köşk" masalı devlet oluşumuna eleştirisi ile en vurucu kısım. Bunun dışında benim en ilgimi çeken, aslında kitapla ilgili hiç bahsini duymadığım bir kısım oldu. "Masallar" içerisinde yer alan bu kısım kitabın genel havasından, ve hatta yazarın tanıdık tarzından da bütünüyle farklı bir kısım. "Devlerin ölümü" masalında "ne kadar büyüklenirsen büyüklen eninde sonunda hayata yenileceğin gün gelir" mesajı, dinazorların hüküm sürdüğü dönemden alegorik biçimde bahseden bir masal ile verilmiş. Dinazorların ardından dünya hükmünü, güç veya devasalık ile değil aklı ile devralan insanın, memelilerden peyda olup zaman içinde aklen gelişimine değinilerek evrim teorisine atıfta bulunmuş. Dönemin zihniyeti düşünüldüğü zaman bu kısmın da epey tepki almış olabileceğini düşündüm. Edebiyatımıza yön veren yazarların bilimsel konular üzerinde de düşünmüş olmaları fakat yaşam ve sistem şartlarından dolayı bunlara belki de düşünecek vakit bile bulamamaları benim için salt dönemin talihsizliğiyle açıklanabilir.
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,6bin okunma