Başımıza gelen her şeyin bir sebebi vardı, biz onun görünür önemini fark etsek de edemesek de bu böyleydi. Hayatımızadaki her şey en nihayetinde bizi bir yere sürüklüyordu.
Hepimiz kendimizce kararlar alıyor, insanları hayatımıza alıp sonsuza dek bizimle olacağına kendimizi inandırıyoruz. Oysa hayatın bizim için yaptığı planları izlemekten öteye geçemiyoruz.
Bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikayeler biter. Birinin yıkıntıların nöbetini tutması gerekir; işte o yüzden, biri hariç, bütün çocuklar büyür. Gölgesini kaybeden insan, gölgenin kendisine dönüşür.