Aslında cesaret en iyi öldürücüdür, saldıran cesaret. Çünkü her saldırışta bir neşe vardır. Ancak insan en cesur hayvandır. Bu şekilde o bütün hayvanların üstesinden gelir. İnsan bu neşeyle her acıyı yenmiştir.
Merdivenlerden bir iniş gibiydi yüzün. Ama sevgiyle doluydun her zamanki, gibi beni de aşan bir sevgiyl. Oysa sevmek belirsizlikti benim için. Anlamı baktığı yerde kalan bir çift göz imgesiydi. Öyleydi.
Çok gerekli bir şey ararken dalıp gittiğimiz olur ya bazen bir buluta, duvardaki bir çatlağa, ne bileyim işte,bir güvercinin boşluğu bir cennet gibi oymasına. Tam böyle mi bulurdum seni? Bulamaz mıydım yoksa?
Çok sevmek sevmemenin içgüdüsel bir çılgınlığı mıydı acaba?
Birlikte yaşamak, yaşamayı birlikte süslemek daha görkemli geliyor bana. Adı ne olursa olsun; siz aşk deyin, alışkanlık, bağlılık deyin, ne derseniz deyin, benim tek gerçeğim bu.
"Kim olursak olalım, dünyanın hangi yerinde yaşarsak yaşayalım, ta derinlerde bir yerde hepimiz bir eksiklik duygusu taşımaktayız. Sanki temel bir şeyimizi kaybetmişiz de geri alamamaktan korkuyoruz. Neyin eksik olduğunu bilenimiz ise hakikaten çok az."
Ruhları dibine kadar çamur ve bu çamurun hâlâ bir ruhu varsa, vay hâline!
Keşke en azından hayvan olarak mükemmel olsaydınız! Ama hayvan olmak için masumiyet gerekir. Size ruhunuzu öldürmenizi mi önereyim? Duygularınızın masum kalmasını öneririm.