Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Emre Bahadır

Empati
Zihinleriniz karşılaştığında mükemmel melodiler hissettiğiniz empatlarla karşılaşmanız dileğiyle #Empati #adamfawer
Reklam
Doğduğun zaman hakiki benliğine sahiptin. Sonra sahte bir benlik yaratmaya başladılar: Sen Hıristiyansın, Katoliksin, beyazsın, Almansın ve sen Tanrı’nın seçilmiş ırkısın; senin dünyayı yönetmen lazım… ve bunun gibi pek çok şey. Sen bu yaratılmış olan ego tarafından kullanılıyorsun. Bu yüzden bu ego sadece mutsuzluk, acı, kavga, hayal kırıklığı, delilik, intihar, cinayet gibi her türden suç üretir. Ne zaman toplum tarafından sana bir şey olduğun söylenirse hemen ondan kurtul. Kesinlikle o sen değilsin. Onu bir kenara fırlat. Tüm egoyu paramparça et.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Açardın, Yalnızlığımda Mavi ve yeşil, Açardın. Tavşan kanı, kınalı - berrak. Yenerdim acıları, kahpelikleri... Gitmek, Gözlerinde gitmek sürgüne, Yatmak, Gözlerinde yatmak zindanı. Gözlerin hani?
Genç bayraklar vardır, Barış düşünür, Kuyularda işçi, mavilikleri. Ben hepsini düşünürüm, Yirmidört saat Ve seni düşünürüm, Karanlık, hırslı... Seni, cihanların aziz meyvası. İlan-ı aşk makamından bir mısra, Yeşerip, kımıldar içimde, Düşer aklıma gözlerin...
Reklam
Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.
Sayfa 144Kitabı okudu
Buna içimdeki şeytan diyordum; müdaafasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, , salaklığımızın uydurması.. İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu.. İçimizde şeytan yok. İçimizde aciz var. Tembellik var. İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var. Hiçbir şey üzerinde düşünmeye, hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz.
Sayfa 250Kitabı okudu
İçimde dehşetli bir can sıkıntısı ve üzüntü vardı. Kötü şeyler yapabilecek kadar kızdığımı, hiç zedelenmeye gelmeyen bir tarafıma dokunulduğunu hissediyordum. Bu genç kız, ihtimal kudretini denemek, kadınlık gururunu beslemek için birisiyle oynamak istemişti. Fakat bunun için beni seçmekle büyük bir hataya düşmüştü.
Sayfa 103Kitabı okudu
Fakat ben tahliye edilmiyordum. Ve trene bindikten sonra candarmanın elindeki sevk kağıdına bakınca gördüm ki, İstanbul müddeiumumiliğine, Sinop hapishanesi`ne gönderilmek üzere teslim edilecektim. Bunu okuyunca çöker gibi oldum. Bir deniz kenarında yapyalnız duran bir hapishane gözlerimde canlandı ve içinde bir tek bile tanıdığım olmayan o yalı şehrini düşündüm. "Gurbet hapishanesi!" dedim...