Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fahriye T.B.

Sabitlenmiş gönderi
Herkesin hızla uzaklaştığı bir yol kenarında yapayalnız kalmıştım. Elini aradım, yoktu.
Reklam
Şimdi denilen an ilginç. Şimdi, şimdi, şimdi, avucuma alsam bile "şimdi" çok uzaklara uçup gidiyor ve yeni bir "şimdi" geliyor.
Neden kendimizden mem­nun olup hayatımızın geri kalanında sadece kendimizi sevemiyoruz?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanların hakk ı nda hep iyi düşündüğü bir kız olmak istiyorum. İnsanlarla bir araya geldiğimde ne kadar da itaatkar oluyorum. Söy­lemek istemediklerimi, duygularımdan tamamen farklı şeyleri uydurup çene çalıyorum.
Yaşım ilerledikçe okuldaki ahlak ile toplum içindeki ahlak arasında çok büyük fark olduğunu anladım. Okulda öğretilen ahlaka riayet eden biri kendini aptal durumuna düşürür. İnsanlar onla­rı garip biri diye yaftalar. Hiçbir şekilde ilerleyemez, her zaman beş kuruşsuz kalır.
Reklam
Doğru umut ve doğru arzulara sahip olmadığımızİçin azarlanıyoruz, peki ama doğru idealin peşinden koşsak, bu insanlar bize destek olup rehberlik edecekler mi acaba?
Kitap okuma denilen şey benden koparılıp alınır­sa, hiçbir hayat deneyimi olmayan ben ağlanacak halde olurdum galiba. Kitapta yazılanlara işte o kadar çok gü­veniyorum. Bir kitap okuduğumda, onun için deli olur, ona güvenip empati duyar, onu özümser ve hayatımın bir parçası haline getirir, başka bir kitap okuduğum­ da ise anında değişiveririm.
Halkça dikkate alınacak şey söz söyleyenin kendisi değil, söylediği sözdür. Kansızlığa yakalanmış bir tabipten kan yapıcı ilaç reçetesi alanlar ve o ilaçlardan bazen de fayda görenler yok mudur?
Başkalarının hareketlerinde gördüğümüz, kendi fikir ve görüşümüze uymayan her şeye gülmemiz, şaşmamız lazım gelse, ömrümüzün büyük kısmını gülmek ve şaşmak ile geçirmek. gerekir.
Fizyoloji bakımından gülmekle ağlamanın bazı durumlarda farkı yok gibidir. İkisi de sinir zayıflığından ileri gelir ... Eğer ağlamakla ahlak düzeltmek mümkün olaydı dünyada çocuklardan uslu akıllı kimse bulunmazdı ...
Reklam
Hiç yazar olup da hassas olmamak, hassas olup da insaflı bulunma­mak, insaflı olup da buna uygun davranmamak mümkün müdür?
352 syf.
·
Puan vermedi
"Geçmişimizin dönüp dolaşıp bizi tekrar bulması ne kadar tuhaf." Sarah Jio severlerin bayılarak okuyacağı bir kitap daha. Sarah Jio tarzını seviyorum. Birden fazla zaman dilimi veya farklı karakterlerin olay örgüsü ile birbirine bağlanması hoş bir okuma deneyimi sağlıyor ve merak duygusunu da tetikliyor. Kitabımızda ender bir kamelya çeşidinin 1800lerde başlayan serüvenin, 1940'lar ve 2000'ler olmak üzere iki farklı zaman dilimine yayılmış hikâyesini okuyoruz. Leydi Anna, Flora Lewis ve Addison'un hikayeleri Livingston Köşkü'nde çakışıyor. Üçü de büyük talihsizlikler yaşamış. Üçü de çiçek yetiştirmeye ve kamelyalara bayılıyor. Gizemlerle dolu, heyecanlı akıcı bir kitap. Kitap sonuna doğru sır perdeleri aralanıyor, düğümler çözülüyor kurgular birbirine bağlanıyor. Ben kitapların bu şekilde net bitmesini de seviyorum.
Son Kamelya
Son KamelyaSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201413,7bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
19 saatte okudu
"Yalnız ümitsizliğe düşenlerin alabileceği bir kararla sı­kıntılardan kurtulmak için kendisini daha büyük bir sıkın­tı girdabına atmak istemişti." Kitaptaki kadın karakterlerin durumunu, ruh halini anlatan bir alıntı... Mazlume, İkbal ve Mihriban. Her biri başka başka sebeplerden fuhuş bataklığına sürüklenmiş üç kadın. Mihriban, kocasının ölümünden sonra maddiyata olan düşkünlüğünden dolayı bu yolu tercih eder. Mihriban, kızı İkbal'i yaşlı bir adamla evlendirince, İkbal de hem annesine duyduğu nefretin intikamını, hem kursağında kalan heveslerin acısını fuhuş batağına düşerek çıkarır. Kitapta bahsi geçen esas sefile olan, kimsesiz çocuk Mazlume'ye gelelim. Anne babasını ve hatta hamisini kaybedince sokaklarda dilencilikten ve tehlikelerden kurtulmak için mecburen Mihriban'ın teklifini kabul ederek İkbal ve Mihriban ile yaşamaya başlar. Namusunu korumak için dirense de sonunda İkbal'in sevgilisi İhsan Bey, Mazlume'yi korktuğu felakete uğratır. Ve sonunda onun da hayatı fuhuş batağında son bulur. 14-15 yaşlarında çekmeye başladığı çile bir kaç yıl içinde zirveye ulaşır. İhsan'a gelince annesi de dahil olmak üzere üç kadının hayatını mahveder fakat kendi de aynı felaketin içinde boğulur. Kadınların hayatının tamamıyla erkeklere bağlı olduğu bir düzeni okuyoruz. Ve bu düzen içerisinde "düşen", "hayatı mahvolan" çoğunlukla kadınlardır.
Sefile
SefileHalid Ziya Uşaklıgil · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022775 okunma
Yalnız ümitsizliğe düşenlerin alabileceği bir kararla sı­kıntılardan kurtulmak için kendisini daha büyük bir sıkın­tı girdabına atmak istemişti.
152 syf.
·
Puan vermedi
·
19 saatte okudu
Sefile
SefileHalid Ziya Uşaklıgil
7.3/10 · 775 okunma
Bir yabancının himayesi bir annenin şefkat ve sevgisine denk olabilir mi?
770 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.