Esra Aksu Zeydan
@Fikiz
öğrenci
İstanbul
bitlis, 9 Kasım 2011
7 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Her günün sabahı taze bir başlangıçtır.
Her sabah dünya bir daha kurulur. Dün geçti gitti; ama acı, ama tatli, yarının neler getireceği bilinmiyor. Ama şu an varız. Yaşıyoruz. Seviyoruz. Seviliyoruz. Güzelliğimiz bu yüzden. O halde neden onu en güzel, en hayırlı, en yararlı işlerle doldurmayalim? Neden bugünü bir fırsat bilip karşilamiyoruz? Dün bir takım fırsatları kaçirmişsak, bir takım güzellikleri yaşayamamşsak, bugün onlar için ah-ü vah etmekle aynı aptalliği sürdürmüş olmuyor muyuz? Bugün önümüze çıkan hayat sayfasına gücümüz yettiği kadar güzellikler hayırlar yazmak varken, dövunmekle, ağalmakla elimize ne geçer? Bir düşünsek... her şey bir insanı sevmekle başlar. Içi sevgi dolu insanlar dünyaya bakış tarzlari bambaşka olur. Nurlu insan, başka insanlara ilişkin yargilardan, beklentilerden ve endişelerden uzak olan kimsedir. Yaşamak veya sahip olmak, bilmek, anlamak, idrak etmek değildir farkına varilmayan yeş, bizim içi yok demektir.
Sayfa 18
İnsanlarin en hayırlısı, insanlara en faydalı olandur.
İyilik ahlak güzelliğidir. İyilik , gönlün huzur bulduğu, kalpte yerleşen şeydir.
Kötülük, huzursuzluk veren, kalbin sükúnunu bozan, gönlül aynasının parlaklığını ve niteliğini gölgeleyen, karartan, lekeleyen hususlardır.
Sayfa 116
Yol uzun, yük ağırdır. Bu yükle bu yola katlanamazsınız. Yüklerden kurtulunuz..
Sayfa 73
Okur Takip Önerileri
"VE BİR AN YAŞIYORUM, BÜTÜN BİR ÖMRE BEDEL"
Sayfa 14
Allah'tan başka dost edinenlerin durumu, kendine yuva yapan örümceğin durumu gibi olur.
Zalimler birbirlerinin dostudur ancak. Allah ise takva ehli kimselerin dostudur muhakkak.
Sayfa 16Kitabı okuyor
Ey hayırda mahrum olup dünyaya dalanlar, yakında dünya sizi ihtiyrlatacak ve toprağına gömecek. O zaman dünyadan kopartiğiniz size yaramıyacak, ondan aldığınız tat sizi kurtaramayacak.
Sayfa 129Kitabı okudu
Ey dünyayı bilmez! Dünyanın içini bilseydin onun kötü şeylerini almaya bakmazdin. Onun bütünü derttir; gelse insanı yorar, gelmeyecek olsa üzer. Hakka karşı irfan sahibi olsaydın, her şey onun emri ile bakardın. Lâkin ona karşı cahilsin. Ne Rasûl (s.a.v) Efendimizi, ne de diğer nebileri iyi tanıyorsun. Hele O'nun veli kullarını hiç bildiğin yok.
Sayfa 33Kitabı okudu
Büyük Allah'tan bizler neden terbiye isteriz? Çünkü terbiyesizler, Allah'ın lutfundan mahrumdurlar. Terbiyesiz, yalnız kendine kötülük etmez, bütün utanç ve erdem ufuklarını ateşler.
Sayfa 49Kitabı okudu
Cahil kimselerin yanında kitap kadar sessiz ol.
Sayfa 104Kitabı okudu
Eğer müslümanca yaşamak istersen, kur'an'a sarıl; çünkü, O'nsuz islamı hayat mümkün değildir.
Sayfa 89Kitabı okudu
Bu din, yanlızca Arapların kurtuluşu için bir çağrı olmadığı gibi yine sırf Araplara mahsus bir davet de değildir. Allah Teâlâ, ne sadece arapların ne de sadece islam akîdesini benimseyenlerin Rabbidir. O, tüm âlemlerin Rabbidir.
Sayfa 76Kitabı okuyor
Dinimizdeki cihad, çağimizda yaşanan savaşlarla, gerekçe ve mahiyet itibariyle ilgisi bulunmayan apayrı bir olgudur. İslâm'daki cihad gerekçeleri, islâm dininin sahip olduğu özellikte yeryüzündeki işlevinde, gönderiliş sebebinde ve Allah Teâlâ'nın belirlemiş olduğu yüce gayelerinde aranmalıdır.
Sayfa 73Kitabı okuyor
Eğer ki çocuklarınıza helali, haramı, dünyayı ve ahireti öğretmezseniz; istediğiniz kadar okutun asla adam edemezsiniz...
"Şüphesiz ki bu kur'ân, en doğru yola iletir..."
Sayfa 56Kitabı okuyor
Bu ülkenin evlatları, asırlar boyu mektebe, besmeleyle başladılar. Besmele kaldırılıp yerine " Türküm, doğruyum, çalişkanim!" Denilince, öbür taraftan kürt bir müslüman evladı; " ya öyle mi? Bende kürdüm, daha doğruyum, daha çalişkanim!" Demeye başladı ve böylece bu ülkenin insanları birbirine yabancılaşti.
Sayfa 175Kitabı okudu
Cehalet islâm toplumunun en büyük düşmanıdır.Hele bu cehalet din sahasında okursa tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa dönüşür. Öyle ise yapılması gereken cahilin dindarlığının temellerini sağlamlaştırmak, işi sadece şekilde bırakmayıp, öze doğru taşımaktır.
Sayfa 206
Anlatan ve işiten ses ol
Anlatan ve işiten ses vardı.
Hüzün ve seviç aynı ruhta belirdi.
Varlık ve yokluk aynı dili konuştu.
Söyleyen dil ve işiten kulak aynı ruha kalb oldu.
Birbirinde yok oldular,bir oldular.
Aşk bu...
Aşk bu...
Aşk bu...
Sayfa 22
