Ben, oğullarım ve seçtiğim arkadaşlarım o günün gelmesi için savaşacağız. İnsan hürriyeti, insan hakları, insan hayatı, insan haysiyetini çarpışıcaz.
Ve buraya, kalemin kapılarına, sancağım ve işareti olan kelimeyi yazacağım. Savaşta hepimiz ölsek bile bu kelime yok olmayacak, ölmeyecek. Bu kelime dünya üzerinden hiçbir zaman silinemez ve silinmeyecek. Çünkü bu kelime, üzerinde yaşayan insanlarla beraber dünyanin kalbi, manası ve haysiyetidir.
Evet bu kutsal kelime:
"BEN"
Dostluk, sevgi, düşmanlık, nefret ve öfke. Senin görevin kahraman rolünü üstlenmek değil. Bu roller uzun süre önce dağıtıldı ve ölü insanlara aitlerdi. Sen, yaşayanların dünyasına aitsin.
Matematik biliminin altında yatan temel prensipleri olduğu gibi, en önemlisi yaşam hakkı olan ve insan ahlakından bağımsız bir evrensel haklar ve değerler yasası olduğuna inanıyorum. Sorun bunu nerede bulabileceğimizde yatıyor. Bu yasayı insanlıktan başka kim uygulayabilir? Algımızın sınırlarının dışında haklar ve değerler olduğunu kabul etsek bile algılayabileceklerimiz ile sınırlıyız. Bu durum, fareyi yemesinde ahlaki açıdan sorun olup olmadığını bir kediye sormak kadar anlamsızdır.